Namaz

16.08.2021

2730

Sünnetler Yerine Kaza Namazı Kılmak

Ben Hanifiyim ve kazalarım var. Sünneti bırakıp kaza namazı kılsam olur mu?

20.08.2021 tarihinde soruldu.

Cevap

Makbul olan, sünnetleri terk etmeden kaza namazlarınızı kılmanızdır. Bu husustaki fıkhî hükümler şöyledir:

"Hanefi mezhebine göre kazaya kalmış namazları bulunan kimseler farz namazların öncesi ve sonrasında kılınan (revatib) sünnetleri de kılarlar. Vaktinde kılamadıkları namazları da ilk fırsatta kılmaya çalışırlar.

Şafii mezhebine göre ise; üzerinde kaza namazı olan kimse, geçmiş namazlarının hepsini kaza etmeden bayram ve vitir namazı da dahil sünnet-i müekkede olsun, gayri müekkede olsun hiçbir nafile namaz kılamaz. Üzerinde kaza namazı bulunan kimsenin, bütün zamanını bu namazları kaza etmeye ayırması gerekir. Hatta uyku, evin geçimi gibi terk edilmesi güç olan önemli bir iş hariç bütün vakitlerini kazaya kalan namazlarını kılmakla geçirmesi gerektiğinden nafile ile meşgul olması caiz değildir.’’1 

Miftâh-ul Cennet (Mızraklı İlmihal) eserinde, Hanefi mezhebinde olanların da sünnetler yerine kaza kılabileceklerine fetva verilmektedir. İlgili kısımda aynen şöyle geçmektedir:

Bunun için, terk edilmiş farz namazları kazâ etmek farzdır. Bunların kazâlarını geciktirmek de büyük günahtır. Bu artan, çoğalan günahlara son vermek lâzımdır. Kazâ kılmak farz olduğu için, sevabı, sünnetleri kılmak sevabından binlerce kat fazladır. Buna göre ve sünnetleri özür ile terk etmek câiz olduğuna göre, her müslümân, özürsüz terk ettiği farz namazların kazâlarını, her gün dört vakit namazın sünnetleri yerine de kılmalıdır. Sabâh namâzının sünnetine vâcib diyen âlimler olduğu için, sabâh namâzının sünneti yerine kazâ kılmamalıdır. Böylece kazâlarını her zamân kılarak, büyük günâhdan bir ân önce kurtulmalıdır. Kazâlar bittikden sonra, beş vakit namâzın sünnetlerini devâmlı kılmalıdır. Çünki, sünnetleri özürsüz olarak kılmamakda ısrâr etmek, küçük günâh olur. Sünnete ehemmiyyet vermiyen ise kâfir olur…’’ 2 

Kaynakçalar
  1. Dimyâtî, Hâşiyetü İ’âneti’t-Tâlibîn ‘alâ Halli Elfâzi Fethi’l-Mu’în, I-IV, Thk.: Muhammed Sâlim Hâşim, Dâru’l-Kutubi’l-İlmiyye, Beyrut 1995, c.1, s. 39-40

  2. Miftâh-ul Cennet, İstanbul 2015, s. 291


Paylaş

Facebook'ta paylaş

Whatsapp'da paylaş

Hesaplarımıza abone olun sorularımızdan ilk siz haberdar olun

Yorumlar (0)

Yorumunuz

Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız