"Hem, anlarsın ki, şu fânî masnuât fenâ için değil. Bir parça görünüp, mahvolmak için yaratılmamışlar. Belki, vücudda kısa bir zaman toplanıp, matlûb bir vaziyet alıp; tâ sûretleri alınsın, timsâlleri tutulsun, mânâları bilinsin, neticeleri zaptedilsin. Meselâ, ehl-i ebed için dâimî manzaralar nesc edilsin, hem âlem-i bekâda başka gâyelere medâr olsun." izah eder misiniz?
Bu sanatlı varlıklar daimi yokluk için yaratılmamışlardır. Varlık aleminde kısa bir zaman dahi kalsa tamamen yok olmazlar. Onların fotoğrafları, videoları, kayıtları devamlı tutulmakta ve alınmaktadır. Hafıza sahibi olanların hafızalarında, meleklerin kayıtlarında, levh-i mahfuzda ve Allah'ın ilminde muhafaza edilmektedir. Kıyametten sonra ebedi memleket için o kayıtlar açılır. Onlardan daimi ve güzel manzaralar elde edilir. Cenabı Hak, abes bir iş yapmadığı için baki alemde o çekirdekleri büyütüp bir çok meyveler elde eder. Yani ebedi hayatın temeli ve çekirdeği bu alemden elde edilmektedir.