Soru

Allah'ın Varlığının Devamlı Olması

Aklıma sürekli gelen bir vesvese. Allah nasıl sürekli var? Bana akli bir delil getirirmisiniz? Kafamı çok kurcalıyor. Yani trenin vagonlarını düşünsek hepsi birbirine bağlı, ama en baştaki lokomatif kimseye bağlı değil veya 3 sayısı 2'ye 2 sayısı 1'e bağlı ama 1 hiç bir şeye bağlı değil gibi örnekler vermeyin. Çünkü sonuçta onlarıda yapan insan. Bana öyle bir örnek verin ki bir daha bu konuyla ilgili vesvese gelmesin. 

Tarih: 15.08.2012 23:18:45
Okunma: 7730

Cevap

Yaratılan varlıklarla Allah'ın sıfatlarını birbirine karıştırmamak lazımdır. Yaratılmışlar için illa ki bir ustaya veya yaratıcıya ihtiyaç vardır. Fakat Allah için böyle değildir. Eğer Allah için de bir yaratıcı gerekmiş olsa idi o zaman Allah olmazdı. Çünki o da yaratılmış olacaktı. Allah'ın sıfatlarından birisi varlığının kendisinden olması, başkasıyla kaim olmaması, başkasına muhtaç olmamasıdır. Buna Kıyam binefsihi denir. Bundan dolayı her varlık için netice itibariyle varlığı kendinden olan ve başkasına muhtaç olmayan bir yaratıcıya dayanmak durumu vardır. Çünki her şeyi yaratan da fani olsa idi varlıklar neye dayanacaktı. Varlıkları kim yaratacak ve ayakta tutacaktı. 

Hem her varlık daimi olmayan birine dayanmazsa nasıl olacak. Kısır bir döngü olur. Onu kim yarattı, onu kim yarattı sorularının sonu gelmez ki. İlla ki birine dayanması lazımdır. 

Dünyadaki bütün güneşten akseden ışıklar güneşten gelir. Hepsinin kaynağı güneştir. Fakat güneşe nereden geliyor diye sorulmaz. 

Allah vâcibu'l vücuddur. Yani varlığında hiç kimseye muhtaç değildir. Ezeli ve ebedidir. Bütün eşyanın varlığı O'na dayanmaktadır. Çünkü O Sameddir. Hiç bir şeye hiç bir şekilde ve hiç bir zamanda muhtaç değildir. Bu yüksek hakikati akla yaklaştırmak için şöyle örnekler verilebilir. Nasıl ki akan bir bir nehirde su kabarcıkları güneşin yansımasıyla parlar. Bu su damlaları yer altına girdiğinde veya güneşle irtibatları kesilecek bir yere girdiklerinde parlaklıkları kaybolur. Demek su damlalarında ki parlaklık kendilerinden değil güneşten gelmektedir. Çünkü parlaklıklarını kaybettiler. Akan nehirde güneşe bakan her kabarcık böyle parlamayacak sonra parlaklığını girdiği yerden dolayı kaybedecektir. Güneşin hiç batmadığını düşünecek olursak bütün su damlacıkları böyle bir parlaklığı göstereceklerdir. Her yeni gelen damlacığın böyle parlaması ve bir süre sonra bunu kaybetmesi gökte daimi bir güneşin varlığını göstermektedir. Bu örnekte olduğu gibi bütün herşey yokluktan varlık sahasına çıktı yani gönderildiler. Varlık elbisesi giydiler. Dünyaya geldiler. Ölümleriyle varlıktan kaybolmaktadırlar. Demek ki bu varlıkları kendilerine aid değildi. Kendilerinden kaynaklanmıyordu. Kendilerinin olsaydı bunu kaybetmezlerdi. Demek bunlara daimi varlık elbisesini giydiren bir zat var ki her dünyaya gelen var olarak geliyor ve sonra varlıktan kayboluyorlar.
Hem varlığını sürdürmek için daimi bir koruyucu var ki varlıkta kalıyorlar. Çünkü varlıklar bütün ihtiyaçlarını görmekten pek acizdirler. kendilerini tehdid eden şeyleri def etmekten pek uzaktırlar. İktidarlarıyla kendilerini varlıkta tutamıyorlar. Demek ki bütün varlıklarin varlığa gelmesi ve ölümleriyle Allah'ın daimi olduğunu gösteriyorlar.
Hem varlıktaki özellikle insandaki ebede uzanan arzular gösteriyor ki bu arzuları veren ebedi ve ezeli bir zattır. Çünkü ezeli ve ebedi olmayan bir zat, varlığın gönlüne ebed aşkı koyamaz.
Hem bu güne kadar yaratılmış olan bir şeyin başka bir şeyi yarattığı görülmemiştir. Görülemez de. Varlık var olma noktasında birbirine eşittir. Birbirinden üstün bir sıfatları yoktur. Askerdeki eratın birbirlerine söz geçiremedikleri gibi, denklik bir zıtlık sebebidir. Varlıklar birbirine denktir. Onun için birbirlerini yaratamazlar. Hem hiç bir varlığın dükkanında varlığın ihtiyacı olan hayat, akıl, yetenekler, sevgi, şefkat gibi şeyler satılmıyor ki icad edebilsinler. Demek ki yaratılmış olan acizdir. Öyle ise yaratılan yaratamaz. yaratan ise yaratılamaz. Madem yaratılmamış öyle ise ezeli ve ebedidir.


Yorum Yap

Yorumlar