Soru

1. Lema'daki İstikbal ve Gece

لَٓا اِلٰهَ اِلَّٓا اَنْتَ cümlesiyle istikbâlimize, سُبْحَانَكَ kelimesiyle dünyamıza, اِنّ۪ي كُنْتُ مِنَ الظَّالِم۪ينَ fıkrasıyla nefsimize nazar-ı merhametini celbetmeliyiz. Tâ ki, nûr-u îmân ile ve Kur’ân’ın mehtâbıyla istikbâlimiz tenevvüretsin ve o gecemizin dehşet ve vahşeti, ünsiyet ve tenezzühe inkılâb etsin." cümlesini açıklar mısınız?

Tarih: 13.05.2024 18:27:20

Cevap

Hazret-i Yûnus Aleyhisselâm’ın meşhur kıssasıdır ki bir zaman denize atılmış ve bir balık onu yutmuş. Gece vakti fırtınalı bir denizde onu yutan bir balığın karnında çaresiz kalan Yûnus (a.s) tüm sebeplerin kendi aleyhinde görmüş. Dolayısıyla kendisini o durumdan kurtaracak öyle bir güç ve kudret lazımdır ki hem geceye hem denize hem de balığa hükmedebilsin ve Yûnus Aleyhisselâm’ı kurtarabilsin. İşte bu şekilde her taraftan ümid kesilmiş bir halde iken Yûnus Aleyhisselâm;

[1] لَٓا اِلٰهَ اِلَّٓا اَنْتَ سُبْحَانَكَ اِنّ۪ي كُنْتُ مِنَ الظَّالِم۪ينَ  (“Senden başka ilâh yoktur; seni tenzîh ederim! Gerçekten ben (nefsine) zulmedenlerden oldum!”) duasını çokça zikretmiş ve kendi acizliğini ifade ederek Rabbimizden bir kurtuluş ve yardım beklemiş. Bu niyaz da onu o durumdan kurtarmış.

İşte biz, Hazret-i Yûnus Aleyhisselâm’ın içerisinde bulunduğu durumdan daha tehlikeli bir vaz‘iyetteyiz. Yûnus Aleyhisselâm denizde iken bir gece vakti idi, bizim gecemiz istikbâlimizdir yani geleceğimiz. Çünkü gelecek bizim için karanlık ve bilinmezdir. Dolayısıyla bizi neyin beklediğini bilmiyor ve çok sevdiğimiz hayatımızın devam edebilmesi için ne tür sıkıntı ve zorluklarla mücadele edeceğimizi dahi bilemiyoruz.

Bunların yanı sıra bir de gaflet içerisinde bir hayat sürüyor, nefsimize yenik düşüp günahlara bulaşarak ahiret hayatımızı dahi unutuyoruz. Öyle ki her tarafta her an ölümlerin görüldüğü dünya hayatımızda, bizler nefsin esiri olmuş bir vaziyette ahirete doğru gidiyoruz. Şüphe yok ki bu halimiz Hazret-i Yûnus Aleyhisselâm’ın halinden binler derece daha karanlıklı ve ürkütücüdür.

İşte bu hal üzere olan insan Hazret-i Yûnus Aleyhisselâm gibi dua ve niyaz ederek nefsinin esaretinden ve dünya gafletinden kurtulabilir. لَٓا اِلٰهَ اِلَّٓا اَنْتَ demeliyiz. “Ya Rabbi senden başka ilah yoktur. Senin gücün herşeye yeter. Sen herşeyin Rabbi olan Allah’sın. Her şey senin emrinle takdir edilir. Bizler sonsuz aciz, fakir günahkar birer beşeriz. İstikbalin ürkütücü karanlığı ve bilinmezliğinden bizi ancak sen kurtarırsın.” diyerek rabbimizin rahmetine dua ve niyazda bulunarak istikbalimizi iman ve Kur’ân’nın nuruyla nurlandırıp selamet yurdu olan cennete ulaşabiliriz.

Hem  سُبْحَانَكَ  diyerek Rabbimizi her türlü noksanlıktan tenzih etmeli bütün ayıp kusur ve hatanın kendimizde olduğunun farkına varmalıyız. Ta ki gafletle daldığımız şu dünya hayatı kendi lehimize döndürüp bir gezinti yeri halini alsın.

 Hem  اِنّ۪ي كُنْتُ مِنَ الظَّالِم۪ينَ diyerek rabbimize yalvarmalıyız. Günah ve hatalarımızın farkına vararak nedamet gösterip samimi bir pişmanlık göstermeliyiz. Nefsimizin elinden kurtulmak için O yüce yaradandan af ve mağfiret dileyerek sonsuz rahmet sahibi rabbimizin merhametini celbetmeliyiz.

 

 


[1] Enbiyâ , 87


Yorum Yap

Yorumlar