3
Niyetin Amellere Etkisi
"Hayrât ve hasenâtın hayatı niyet iledir. Fesâdı ise ucub, riyâ ve gösteriş ile olur..."Bu paragrafı izah eder misiniz?Mesnevi-i Nuriye'de niyet ile alakalı olan bu kısmı izah eder misiniz?

3
"Hayrât ve hasenâtın hayatı niyet iledir. Fesâdı ise ucub, riyâ ve gösteriş ile olur..."Bu paragrafı izah eder misiniz?Mesnevi-i Nuriye'de niyet ile alakalı olan bu kısmı izah eder misiniz?
7.765
7.Şuâ hapse girmeye sebep olduğu gibi aynı zamanda necata da sebeb olduğu ifade ediliyor. Bu hapis Denizli hapsi mi? Eğer cevap evet ise Ayet-el Kübra 1938 de Kastamonu'da telif edilmiştir. Fakat Denizli hapsi 1943 senesinde vuku bulmuş. Nasıl olur da 1938'de telif edilen bir risale 1943'te hapse sebep olsun? Yaklaşık 5 senelik bu farkı nasıl anlamalıyız?
4.985
Ecel vaktinin uzaması veya kısalması yani değişme durumu var mıdır? Sadaka ömrü uzatır mı?
7.927
Kur'ân-ı Kerim'i abdestli okumak farz mıdır? Abdestsiz de okuyabilir miyiz?
11.752
Tefekkür ve riyazet nedir ve nasıl yapılır? İmana etkisi nedir? Kısaca izah eder misiniz?
8.328
"Hem insanın letâifi içinde teşhîs edemediğim bir iki latîfe var ki, ihtiyâr ve irâdeyi dinlemezler; belki mes'ûliyet altına da giremezler. Bazen o latîfeler hükmediyorlar, hakkı dinlemiyor, yanlış şeylere giriyorlar." Buradaki iki letaife nedir? Nasıl anlamalıyız? İradeyi dinlememesini örneklerle izah edebilirmisiniz?
10.087
Miras Kur'an ve Hadislerde nasıl geçiyor? Mirasın Kuran'da tarif ettiği gibi paylaşılmaması haram mıdır? Zamanımızda kız ve erkek çocuklar mirası nasıl paylaşmalı?
7.305
Üstad Bediuzzamanın erkek ve kız kardeşlerin miras paylaşımlarına dair izahlarını açıklar mısınız?
10.794
Alevilik önceden hak bir mezhep miydi? Hacı Bektaşi Veli Hazretleri Alevî miydi? Bektaşilikle Alevilik aynı mıdır?
12.986
Bilindiği gibi Peygamber Efendimiz (sav) hayattayken Ashâb-ı kiram herhangi bir mesele ile karşılaştıklarında bunu doğrudan Peygamber Efendimiz'e (sav) gelip sorabiliyorlardı. Peygamber Efendimiz'in (sav) vefatından sonra ehl-i sünnetin temelini oluşturan sahabe, tabiin ve tebe-i tabiin denilen selef-i salihin, bir mesele olduğunda bunu Kur'an ve sünnete göre çözüyorlardı.Fakat İslamiyet'in farklı coğrafyalara yayılması ve farklı milletlerin Müslüman olmalarıyla birlikte Hariciler ve Şia, daha sonraları da Mutezile, Cehmiye, Mürcie gibi bir takım bid'at fırkaları ortaya çıktı. Bu fırkalardan kimi Kur'an ve sünneti, Peygamber Efendimiz (sav) ve sahabelerin anladığından farklı bir şekilde yorumlamış, kimi hadisleri inkâr etmiş, kimi de hadis uydurma yoluna gitmişti.İşte bu bid'at fırkalarına karşı, sahabenin Peygamberimiz Efendimiz'den (sav) aldığı, sahih Kur'an ve sünnet anlayışını muhafaza etmeye çalışan ve Müslümanların ekseriyetini oluşturan gruba “ehl-i sünnet ve'l cemaat” denilmiştir. Tabiin ve tebe-i tabiin denilen nesil, sahabeye ait Kur'an ve sünnet kaynaklı itikadî ve amelî anlayışı muhafaza etmişlerdir.ŞiilikHz. Ali tarafını tutup, hilâfetin onun ve zürriyetinin hakkı olduğuna, kıyâmete kadar bu hakkın onlardan çıkmayacağına inananlardır, inanç yönünden Ehli sünnet ve'l-Cemaat'tan ayrı olduğu gibi amel yönünden de ayrıdır. Bu fırka Hz. Ali'ye karşı aşırı sevgi duyduğundan dolayı, onun hasımlarını küfür ve dalalet ile itham edecek kadar ileri gidiyorlar. Şia'nın bir kısmı, Kur'ân-ı Kerîm'in açık hükümlerine ters düştüğü için müslüman sayılmaz. Meselâ beş vakit namaz ile Ramazan orucunu inkâr eden bir kısım Râfızilerle peygamberliğin Hz. Muhammed'e (sav) değil, Hz. Ali'ye geldiğine ve Hz. Aişe'nin Hz. Muhammed (sav)'e hıyanet ettiğine inanan, Hindistan ve Pakistan'da bulunan İsmâiliyye fırkası gibi.Şia'nın diğer kısmı ehli bidat ise de Müslüman sayılır. Meselâ Yemen'de bulunan Zeydiyye fırkası Hz. Ali'nin, imâmete daha müstahak olduğuna, bununla beraber üst varken astın da halife olabileceğine inandıkları için Hz. Ebû Bekir ile Hz. Ömer ve Osman'ın hilâfetini reddetmiyorlar. Şiiler arasında Ehli sünnet'e en yakın fırka bu fırkadır.Caferiyye - İmâmiyye fırkasına gelince; bunlar, tefsir sahibi olan Tabarasi gibi zevat müstesna ifrat etmektedirler. Bunlar ashabın birçoklarını tekfir ederek, Ebû Bekir ile Ömer (ra)'i gasıp olarak nitelemektedirler. Aynı zamanda Al-i Beyt yoluyla rivâyet edilmeyen hiç bir hadîs-i nazarı itibara almadıklarından. Buhâri ile Müslim başta olmak üzere Kütübü Sitte-i Sahiha'yı kabul etmemektedirler. 1AlevilikSözlükte “Ali'ye mensup” anlamına gelen kelimenin çoğul şekli Aleviyye ve Aleviyyûn'dur. Alevî terimi İslâm kültür tarihinde Hz. Ali soyundan gelenler mânasında, ayrıca siyasî, tasavvufî ve itikadî anlamda kullanıla gelmiştir. Hz. Ali soyundan, oğulları Hasan, Hüseyin, Muhammed b. Hanefiyye, Ömer ve Abbas vasıtasıyla gelenlere Alevî denilmiştir. Emevîler'in son dönemlerinden itibaren Hz. Ali'nin soyundan gelenler, özellikle Hasan ve Hüseyin'in neslinden olanlar için şerif, seyyid, emîr gibi lakaplar yanında Alevî nisbesi de kullanılmaya başlamış ve bu husus daha sonraki devirlerde devam etmiştir. Günümüzde de aynı nesle bağlı olanlar bu nisbeyi kullanmaktadır. 2Hz. Muhammed'in (s.a.v.) vefatından sonra Müslümanların Halifesinin kim olacağı meselesi ortaya çıkmıştır. Bununla birlikte Müslümanlar arasında bir kısmı siyasi, bir kısmı da fikri ve ameli sebeplerle çeşitli ihtilaflar belirmiştir. Neticede bu ihtilaflar da siyasi ve itikadi olarak farklı yaklaşımları olan mezhepleri oluşturmuştur. Şia ile Alevilik de genel itibariyle bu şekilde oluşan ve aralarında benzerlikler gösteren anlayışlardır. 3“Alevî” sözcüğü, “Ali'ye mensup”, “Ali'ye ait” anlamında Arapça ilgi ismidir. Çoğulu “Alevîyye” ve “Alevîyyûn” dur. İslâm kültür tarihi açısından değerlendirildiğinde Alevî sözcüğünün çeşitli anlamlarda kullanıldığı görülür. Terimin kullanıldığı en eski kaynaklardan birisi, İbn Ca'd'ın Müsned'idir. O, “Alevî” terimini Hz. Ali soyundan olan kimseler için kullanır. İbn Cerîr et-Taberî de, Alevî nisbesini aynı anlamda kullanır. 4Kısaca, tarihsel arka plana baktığımızda Alevî teriminin hangi anlamlarda kullanıldığını şu şekilde sıralayabiliriz:a- “Hz. Ali'den yana, Hz. Ali taraftarı, Hz. Ali'yi sevme” anlamında,b- Seyyid, Şerif gibi lakaplar yanında “Hz. Ali soyuna mensubiyeti” ifade etmek üzere,c- Şia ile eş anlamlı olarak,d- Bazı tarikatler tarafından Hz. Ali'ye manevi bağlılığı ifade etmek üzere “Alevî” nisbesi kullanılmıştır.Günümüzde Alevilik, tarihî kökleri Hz. Ali ve Ehl-i Beyt bağlılığına dayanan; zaman içinde inanç, tasavvuf ve kültürel unsurların birleşmesiyle şekillenmiş bir gelenek olarak varlığını sürdürmektedir.Ehli SünnetPeygamber Efendimiz (sav) ile ashab-ı kiram cemaatinin yolunu takip eden topluluğa denir. Bu isim kısaltılarak “Ehl-i hak” olarak da ifade edilir. Ehl-i Sünnet daima kitap ve sünnete ve onlara uygun akla uyarlar. Peygamber Efendimiz'in (sav) getirdiği hükümleri kendi istek, arzu ve heveslerine göre yorumlamazlar.Ehl-i Sünnet, Ehl-i Sünnet-i Hâssa ve Ehl-i Sünnet-i Âmme olmak üzere ikiye ayrılır. Ehl-i Sünnet-i Hâssa: Sünnete kemal derecede uyan, sahabe ve tabi'înin ittifak etmediği ve hakkında bir nassın bulunmadığı konulara dalmayan tevhid ehline denir. Ehl-i Sünnet-i Âmme: Sünnete kemal mertebede uyma konusunda eksiği olan, sahabe ve tabi'înin ittifak etmediği ve hakkında bir nassın olmadığı konulara dalan ehl-i tevhide denir. Üstad Bediüzzaman Hazretleri Ehl-i Sünnet ve'l-Cemaatin hak ehlinin mezhebi olduğunu ifade etmektedir.Ayrıca BakınızEhli Sünnet Nedir?Bediüzzaman ve Ehl-i SünnetEhl-i Sünnet Olanlar Mutezile Gibi Fırkaların Bazı Görüşlerini Kabul Edebilirler mi? Sakıncası Var mıdır?Mezhepler Hakkında Genel Bir Bilgilendirmeİmamet Meselesi / ŞiaKırtas ve Gadir-i Hum HadisesiKaynakçalarHalil Gönenç, Günümüz Meselelerine Fetvalar, Yasin Yayınevi, İstanbul 2012, c.1, s.43Ahmet Yaşar Ocak, Alevi, TDV İslam Ansiklopedisi, İstanbul 1989, c.2, s.368-369Nurhan Aydın, Osmanlıdan Günümüze Aleviliğin Tarihsel Gelişimi, Sosyal Bilimler Araştırmaları Dergisi, 18/36 (Aralık 2020), s. 115Şaban Çiftçi, Günümüz Alevî-Bektaşî Kültüründe Hadis, Süleyman Demirel Üniversitesi , Isparta 2005, s.1
260
Bazı uygulamlar var. Ücretsiz şekilde müzik, oyun, film indirebiliyor veya izleyebiliyorsunuz. Ama ben bazen şüphe ediyorum, yaptığım caiz mi diye. Çünkü içerisinde telifli şeyler var ve bu iş yasal mı korsan mıdır anlamadığımdan dolayı kafam karışıyor. Bu tür uygulamaların indirilmesi ve kullanımı ile alakalı işleyiş ve caizlik durumu hakkında bilgi verir misiniz?
8.802
Risale-i Nur Aleviliğe nasıl bakıyor? Bu konu ile alakalı nasıl tabirler geçiyor?
463
”Bizlerin günahlarımızdan gelen yaralar ve yaralardan hâsıl olan vesveseler ve şübheler, neûzübillâh mahall-i îmân olan bâtın-ı kalbimize ilişip îmânımızı zedeliyorlar ve îmânın tercümanı olan lisânın zevk-i rûhânîsine ilişip zikirden nefretkârâne uzaklaştırarak susturuyorlar.” Cümlesinde geçen "imanın zedelenmesi" tabirini açıklayabilir misiniz?
2.440
Büluğ çağından önce namaz kılan ve oruç tutan çocuklar cennette büyük mükafatı görmek için 33 yaşında olacaklar denliyor. Peki ya namaz kılıp oruç tutan çocuklar cennette 33 yaşında olmak istedikleri zaman Allah kabul etmeyecek mi?
11.820
Şefkati sonsuz olan Allah, neden bir anne-babayı evlat acısıyla sınar ve o küçük canı erkenden yanına çağırır?
4.249
Dokuzuncu Lema'da geçen bu cümledeki zarf kelimesi nasıl açıklanabilir?
1.618
1- Enes b. Mâlik'ten (ra) rivayet edildiğine göre, Receb ayı girdiği zaman Resûlullah (sav) şöyle dua ederdi:Allah'ım! Receb ve Şâban aylarını hakkımızda mübarek eyle, bizi Ramazan ayına ulaştır! 12- Ebû Hüreyre'den (ra) rivayet edildiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur:Mübarek Ramazan ayı size geldi. Yüce Allah bu ayda size oruç tutmayı farz kıldı. Bu ayda sema (cennet) kapıları açılır, cehennem kapıları ise kapanır ve şeytanların azgınları bağlanır. 23- Ebû Hüreyre'den (ra) rivayet edildiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur:Kim inanarak ve karşılığını Allah'tan bekleyerek Ramazan orucunu tutarsa geçmiş günahları bağışlanır. 34- Hişâm b. Urve'nin (ra), babasından naklettiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur:Kadir gecesini Ramazan ayının son on gününde arayın! 45- Ebû Hüreyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur:Büyük günahlardan kaçınıldığı takdirde, beş vakit namaz ile cuma, bir sonraki cumaya kadar ve Ramazan diğer Ramazan'a kadar, aralarında işlenen günahların bağışlanmasına vesiledir. 56- Abdullah b. Ömer'in (ra) naklettiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur:İslâm beş esas üzerine kurulmuştur: Allah'tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed'in Allah'ın kulu ve Resûlü olduğuna şahitlik etmek, namazı dosdoğru kılmak, zekât vermek, Kâbe'yi haccetmek ve Ramazan orucunu tutmak. 67- Hz. Âişe (ra) şöyle buyurmuştur:...Kureyşliler câhiliye döneminde Âşûrâ günü oruç tutarlardı. Sonra Resûlullah da (sav) Ramazan orucunun farz kılındığı zamana kadar bu orucun tutulmasını emretti. (Ramazan orucu farz kılınınca) Resûlullah (sav), “(Âşûrâ orucunu) dileyen tutsun, dileyen tutmasın.” buyurdu. 78- Ebû Eyyûb el-Ensârî'nin (ra) naklettiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur:Her kim Ramazan orucunu tutar, sonra buna Şevval ayında altı gün daha eklerse bütün yıl oruç tutmuş gibi olur. 89- Ebû Hüreyre (ra) şöyle buyurmuştur:Bana dostum (Resûlullah) (sav) üç şey tavsiye etti: Her ay üç gün oruç tutmak, iki rekât kuşluk namazı kılmak ve uyumadan önce vitir namazı kılmak. 910- Ebû Hüreyre'den (ra) rivayet edildiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur:Ramazan ayından sonra en faziletli oruç, Allah'ın ayı olan Muharrem'de (tutulan oruçtur). Farz namazdan sonra en faziletli namaz ise gece namazıdır.1011- Ebû Hüreyre'den (ra) nakledildiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur:Oruç bir kalkandır. Oruçlu, saygısızlık yapmasın, kötü konuşmasın. Eğer biri kendisiyle dövüşmeye veya sövüşmeye kalkışırsa, iki defa, 'Ben oruçluyum.' desin...1112- Ebû Hüreyre'den (ra) nakledildiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur:Yalanı ve yalana göre hareket etmeyi terk etmeyenin yemeyi içmeyi bırakmasına Allah'ın ihtiyacı yoktur! 1213- Ebû Hüreyre'den (ra) rivayet edildiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur:Oruç tutan nice kimseler vardır ki oruçtan nasibi sadece aç kalmaktır. Geceyi ibadetle geçiren nice kimseler vardır ki kıyamdan nasibi sadece uykusuz kalmaktır. 1314- Enes b. Mâlik'ten (ra) rivayet edildiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur.Sahura kalkın. Çünkü sahurda bereket vardır. 1415- Zeyd b. Hâlid el-Cühenî'den (ra) rivayet edildiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur:Bir oruçluya iftar veren, o kişinin sevabı kadar sevap elde eder. Oruçlunun sevabından da hiçbir şey eksilmez. 1516- Amr b. Âs'tan (ra) rivayet edildiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur:Bizim orucumuzla Ehl-i kitabın orucunu ayıran (şey), sahur yemeğidir. 1617- Enes'in (ra) naklettiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur:Sahur yemeği yiyin. Çünkü sahur yemeğinde bereket vardır. 1718- Câbir'in (ra) naklettiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur:Şüphesiz her iftar vaktinde Allah tarafından (cehennem ateşinden) azat edilenler vardır. Bu (azat etme işlemi Ramazan'da) her gece olur. 1819- Zeyd b. Hâlid el-Cühenî'nin (ra) rivayet ettiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur:Her kim bir oruçluya iftar yemeği yedirirse, kendisine onun sevabı kadar sevap verilir; oruçlunun ecrinden de hiçbir şey eksiltilmez. 1920- Enes b. Mâlik'ten (ra) rivayet edildiğine göre, Hz. Peygamber (sav) insanlarla birlikte iftar ettiğinde şöyle derdi:Yanınızda oruçlular iftar etsin. Yemeğinizi iyiler yesin ve üzerinize melekler insin.2021- Hz. Âişe (ra) şöyle demiştir:Resûlullah (sav), (Ramazan'ın) son on gününde, (ibadet hususunda) başka zamanlarda göstermediği gayreti gösterirdi. 2122- Hz. Âişe (ra) şöyle demiştir:Resûlullah (sav), Ramazan'ın son on gününde itikâfa girer ve 'Kadir gecesini Ramazan'ın son on gününde arayın.' derdi.2223- İbn Abbâs'tan (ra) rivayet edildiğine göre, Resûlullah (sav) itikâftaki kimse için şöyle buyurmuştur:O, günahlardan uzak kalır ve kendisine (hayatın içinde) tüm iyilikleri yapan kimse gibi iyilikler yazılır. 23Ayrıca BakınızORUCUN FAZİLETİ VE SÜNNETLERİORUÇ VE NEFİS TERBİYESİORUÇ TUTMANIN MADDİ VE MANEVİ FAYDALARIORUÇ TUTMANIN YASAK VE SEVAP OLDUĞU GÜNLERKaynakçalarTaberânî, el-Mu'cemü'l-evsat, IV, 189.Nesâî, Sıyâm, 5.Buhârî, Îmân, 28.Muvatta', İ'tikâf, 6.Müslim, Tahâret, 16.Müslim, Îmân, 21.Buhârî, Savm, 1.Müslim, Sıyâm, 204.Buhârî, Savm, 60.Müslim, Sıyâm, 202.Buhârî, Savm, 2.Buhârî, Savm, 8.İbn Mâce, Sıyâm, 21.Müslim, Sıyâm, 45.Tirmizî, Savm, 82.Müslim, Sıyâm, 46.Müslim, Sıyâm, 45; Buhârî, Savm, 20.İbn Mâce, Sıyâm, 2.Tirmizî, Savm, 82.Ebû Dâvûd, Et"ıme, 54Müslim, İ'tikâf, 8.Buhârî, Fadlü leyleti'l-kadr, 3.İbn Mâce, Sıyâm, 67.
460
Sahur hakkındaki ayet ve hadisler nelerdir?
1.533
Sahura kadar uyumayip ibadet etmek mi daha faziletli; yoksa uyuduktan sonra uyanıp öyle ibadet etmek mi?
7.102
Benim yerime fitre ve zekat alabilecek bir vekaletçi koyabilir miyim?
12.657
Ramazanda vermemiz gereken fitre, kumanya yardım paketi olarak verilebilir mi?