RİSALE-İ NUR

15.11.2025

2

İmam-ı Mubin ile Levh-i Mahfuz'un Tanımı ve Farkları

"ilm-i ezelînin ünvânları olan İmâm-ı Mübîn , Kitâb-ı Mübîn, Levh-i Mahfûz gibi vücûd-u ilmî dâirelerinde..." şeklinde Risale-i Nur'da bir cümle geçiyor. Buraya göre İmam-ı Mübin ile Levh-i Mahfuz'un tanımlarını ve birbirinden farklarını izah eder misiniz?

08.12.2025 tarihinde soruldu.

Cevap

İmam-ı Mubin

İmam-ı mübin, her şeyin meydana gelmeden evvel Yüce Allah'ın (cc) ilminde malum olması, Levh-i Mahfuz'da her yönüyle kaydedilmesi ve meydana geldikten sonra da bütün izleri ve gölgeleriyle yazılı olmasına denir.

Bediüzzaman Hazretlerine göre imam-ı mübîn, ilahî ilim ve ilahî emrin bir çeşitine verilen isimdir. İlahî kaderin ve Levh-i Mahfuz'un bir defteri, düsturlarının bir mecmuası ve bir tecellisîdir. İmam-ı mübin şehadet âleminden daha çok gayb âlemiyle ilgili olan bir kavramdır. Yani şimdiki zamandan çok geçmiş ve gelecek zamanla ilgilidir. Her şeyin görünür varlığından çok aslına, nesline ve köklerine bakar. 1 

Levh-i Mahfuz

Sözlükte levh, yazı yazmaya uygun olan yassı yüzeye, tahtaya denir. Terim olarak Levh-i Mahfuz ise, Yüce Allah'ın (cc) korumasıyla tahriften, bozulmaktan ve yanlışlıktan korunmuş levha demektir. Her şeyin yazılı olduğu vücud sahifesine denir. Kader levhasıdır. Bunun aslı ümmü'l-kitap olan ilahî ilimdir.

Bediüzzaman Hazretlerine göre levh-i mahfuz, kader kaleminin bir sayfası ve ilâhî ilmin bir divanıdır. Ona göre Levh-i Mahfuz sabit ve daimidir. 2 

Bu itibarla; hem Levh-i Mahfuz hem imam-ı mubin Allah'ın ezeli ilmine bir ünvandır. Levh-i mahfuz olmuş, olacak ve olan her şeyin yazılı olduğu en kapsamlı bir levha iken imam-ı mubin ise daha çok gayba yani olmuş ve olacak olanların yazılı olduğu bir defterdir.

Üatad Bediüzzaman Hazretleri "levh-i mahfuzun defteri olan imam-ı mubin"3 ifadesiyle Levh-i Mahfuz'un imam-ı mubinden daha kapsayıcı olduğuna dikkat çekmiştir.

Kaynakçalar
  1. Muhlis Körpe, Istılahlar, İmam-ı Mubin maddesi.

  2. Muhlis Körpe, Istılahlar, Levh-i Mahfuz maddesi.

  3. Şualar, Hayrat Neşriyat, Isparta 2015, c. 1, s. 48.


Paylaş

Facebook'ta paylaş

Whatsapp'da paylaş

Hesaplarımıza abone olun sorularımızdan ilk siz haberdar olun

Yorumlar (0)

Yorumunuz

Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız