Sevgili Peygamberimizin (sav) vaktinde kılamadığı namazları kaza etmiş ve ashâbına da bunu tavsiye etmiştir. Resûl-i Ekrem (s.a.s.) bu konuda bir hadisi şöyledir:
Kim namazı unutursa veya uyuyup kalırsa hatırlayınca onu kılsın. Onun keffâreti ancak budur.1
Yine Sevgili Peygamberimizin (sav), Hendek savaşı sırasında harbin şiddetlenmesi nedeniyle ikindi namazını kılamamış; bunun üzerine şöyle beddua etmiş ve ikindi namazını akşam namazı vaktinde kaza etmiştir:
Bizi ikindi namazından alıkoydular. Allah da onların evlerini ve kabirlerini ateşle doldursun.2
Ayrıca Hayber Fethi’nden dönerken, bir yerde konakladıklarında uyuyakalmışlar ve vaktinde kılamadıkları sabah namazını güneş doğduktan sonra kaza etmişlerdir. 3
Yine Sevgili Peygamberimizin (sav) süvarisi Ebû Katâde el-Ensârî’nin (r.a.) naklettiğine göre, Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
Sizden, sabah namazının (sünnet olan) iki rekâtını devamlı kılmakta olanlar, o ikisini (kazaya kaldığında da) kılsın. 4
Ebû Katâde (r.a.) dediğine göre başka bir hadis ise şöyledir:
Resûlullah bize bir hutbe irad etti ve şöyle buyurdu: ‘...Bilin ki! Uykudan dolayı (namazı kılamamak) bir kusur değildir. Esas kusur, ancak diğer namazın vakti gelinceye kadar namazını kılmayan kimsenin davranışıdır. Buna göre kim (uyuyup kalır da) namazını kılamazsa uyandığı zaman o namazı kılsın! Ertesi gün o namazı vaktinde kılsın!’5
Müslim, Mesâcid, 315 [684]; bk. Buhârî, Mevâkîtü’s-salât, 37 [597]
Müslim, Mesâcid, 205 [627]; bk. Buhârî, De‘avât, 58 [6396]
Müslim, Mesâcid, 309 [680]
Ebû Dâvûd, Salât, 11
Müslim, Mesâcid, 311

