Âhirzaman; kıyamete yakın olan zamana denir. Peygamber Efendimizin (sav) şeriatının hükmünün devam ettiği zaman da denilebilir. Zira Şeriat-i Muhammediye (s.a.v.) kıyamete kadar tek ve geçerli olan şeriattır. Bu itibarla Hz.İsa (as)) yeryüzüne indiğinde, hükmü devam eden Şeriat-i Muhammediye (s.a.v.) ile amel etmesi muhakkaktır. Binaenaleyh Kur'an-ı Kerim’de şöyle buyurulmaktadır:
Bugün, size dîninizi kemâle erdirdim, üzerinize olan ni‘metimi tamamladım ve sizin için din olarak İslâm’a razı oldum!1
Yukarıda zikredilen ayet-i kerimede ifade edildiği gibi “bugün” yani bu zamandan itibaren, tek makbul din Hz. Muhammed (sav)’in dinidir. Dolayısıyla ahirzamanda yeryüzüne inecek olan Hz. İsa (as) da elbette, o vakitte hükmü devam eden İslam şeriatı ile amel etmesi icab eder. Yani Hz. İsa (as) kendi şeriatine ve kendisine indirilen İncil-i Şerife göre değil; İslam şeriatına göre hareket edecektir. Çünkü Hz. İsa (as) yeni bir din getirmeyecektir. Bu itibarla hükmü devam eden İslam dinine tabi olacaktır.
Bu ameli icraatın neler olduğunu Bediüzzaman Hazretleri şöyle izah etmiştir:
Âhirzamanda Hazret-i Îsâ Aleyhisselâm gelecek. Şeriat-ı muhammediye (a.s.m.) ile amel edecek” meâlindeki hadîsin sırrı şudur ki: Âhirzamanda felsefe-i tabîiyenin verdiği cereyan-ı küfriye ve inkar-ı uluhiyete karşı, İsevilik dini tasaffi ederek ve hurâfâttan tecerrüd edip İslâmiyet’e inkılâb edeceği bir sırada; nasıl ki İsevilik şahs-ı manevisi vahy-i semâvî kılıcıyla o müdhiş dinsizliğin şahs-ı manevisini öldürür. Öyle de, Hazret-i Îsâ Aleyhisselâm İsevilik şahs-ı manevisini temsîl ederek, dinsizliğin şahs-ı manevisini temsîl eden Deccal’ı öldürür. Yani inkâr-ı ulûhiyet fikrini öldürecek.2
Bediüzzaman Hazretlerinin ifadesine göre Hz.İsa (a.s.), ahirzamanın en büyük felaketi olan, Allah’ı inkar etme ve varlıkların vücuda gelmesini tabiata atfederek küfre girilmesine karşı, imanı müdafaa edecektir. Ayrıca aslı kendisine ait olup sonradan bozulmuş olan İsevilik dinini de hurafelerden temizleyecektir. Özellikle dikkat edilmesi gereken nokta şurasıdır: Hz. İsa (as) tüm bu vazifeleri yaparken, kendi peygamberliğinin devamı olarak yapmayacaktır. Bu manevi işleri yaparken Peygamber Efendimizin (sav) dinine yani şeriatına göre hareket edecektir. Allah’ı İnkar etmeyi bir fikir ve ideoloji haline getiren küfür merkezini yani deccaliyeti mağlub edecektir. Hz. İsa (as)'ın Deccali öldürmesinin gerçek manası Deccali fikren yenecek, demektir. Yani Deccal fikrinin batıllığını ve asılsızlığını isbat edip insanların nazarında o fikirlerin hurafe ve batıl olduğunu ortaya koyup manen mağlub edecektir.
Yukarıda anlatılan iman hareketini İsa (as)'ın imtihan sırrını ihlal etmeden yapması icab eder. Yani herkesi ister istemez kabule mecbur edecek tarzda kendini gösterse elbette dünyadaki imtihan sırrı bozulur. Bu hikmete binaen Bediüzzaman Hazretleri Hz. İsa (a.s)’ı kimlerin tanıyacağını şu sözleri ile ifade etmiştir:
Îsâ Aleyhisselâm’ı nûr-u îmân ile tanıyan ve tâbi‘ olan cemâat-i rûhâniye-i mücâhidînin…3
Yani Hz. İsa (as)'ı Dünya'ya indirildiğinde imanın nuruyla ancak kamil iman sahibi bazı mü'minler onu tanıyacaklardır. Fakat her kamil iman sahibi mutlaka görecek ve tanıyacak da denilemez. Çünkü Hz. İsa (as) yeni bir din ile gönderilmeyeceği için her iman sahibininde onu mutlaka tanıması gibi bir zaruret yoktur.
Maide 5/3
Bediüzzaman Said Nursi, Mektubat, Hayrat Neşriyat, Isparta 2016, cilt 1, s. 1
Bediüzzaman Said Nursi, Şua’lar, Hayrat Neşriyat, Isparta 2016, cilt 1, s. 82

