Ene risalesinde geçen, "Tâ ki, o ene bir vâhid-i kıyâsî olup, evsâf-ı rubûbiyet ve şuûnât-ı ulûhiyet bilinsin"
"Ne vakit hakîkî veya vehmî bir karanlık ile bir hat çekilse"
"Öyle ise, hakîkî nihâyet ve hadleri olmadığından, farazî ve vehmî bir haddi çizmek lâzım geliyor."
“Vehmi” ve “farazi” veya “vahid-i kıyasi” "nisbi" gibi tabirleri daha rahat anlayacağımız misallerle genişçe açıklayabilir misiniz?
Bunun için şöyle bir misal verebiliriz.
Bilindiği gibi eskiden her devletin ölçü birimleri farklı farklıydı. Birisi arşın ve batman derken, diğeri metre ve kilogram demekteydi. Bir arşın yaklaşık 75 cm civarındadır. Bir batman ise yaklaşık 7,697 kg. dır. Bunlar tamamen insanların kendi kabulleri ile oluşturdukları birimlerdir. Son yüzyılda bilim adamları veya devletler, uluslararası bilimsel araştırmalarda, alım-satımlarda karışıklıkları önlemek ve kolaylık olması açısından ortaklaşa bir karar alarak şimdiki metre ve kg ölçü birimlerini kabul etmişlerdir. Mesela önümüzdeki masanın boyunu bir arşın olarak ölçtüğümüzde metre ile ölçen kişi ona 75 cm diyecektir. Başka bir ülkenin insanı gelse o da farklı bir birim söyleyecektir. Halbuki o masanın boyu ne bir arşın ne 75 cm ve nede başka bir birimdir. Bu ülkelere ve insanlara göre farazi bir durumdur. Biz aslında o masanın boyunu nasıl anlamlandırmak nasıl tanımlamak nasıl “birim”lendirmek istiyorsak ona göre isimler icat ediyoruz. İnsanlar bir araya gelerek “- gözümüzle gördüğümüz şu uzunluğa ve şu kadarlık ağrılığa şu şu ismi vereceğiz” demektedirler. Veya ellerine bir alıp “bundan sonra gördüğünüz bu ipin uzunluğuna bir arşın diyeceğiz” deyip o uzunluğu bir arşın olarak kabul etmektedirler. Veya şu anki bilim adamları yaptıkları deneyler neticesinde 1 metreyi tanım olarak ışığın boşlukta 1/299,792,458 saniyede aldığı yol olarak tarif etmektedirler. Sonrasında da birçok devlet bu ölçü biriminin kullanılması için ortak bir karar almışlarıdır.
Peki aslında o masanın uzunluğu ne kadardır. Belki garip gelecektir ama aslında o masanın ölçüsü ne bir arşındır ve nede 75 cm ve ne de başka bir uzunluk birimidir. O masanın uzunluğu “gördüğümüz kadardır” o gördüğümüz uzunluğa bir isim takmışız ve o uzunluğu o isimle anlamaya çalışmışız. Yani aslında dünyada “bir arşın=75 cm” veya “bir metre=1,5 arşın” diye bir şey yoktur. Biz insanlar hangi ölçüyü kabul ediyorsak o uzunluğa o ismi vermekteyiz. O şey ise gerçekte bir arşın veya 75 cm dir diyemeyiz.
Şimdi bu geniş izahtan sonra şunu söyleyebiliriz.
“Vehmi” ve “farazi” veya “nisbi” "vahid-i kıyasi" gibi tabirleri hakikatte var olmayan, başka bir şeye kıyasla öylece kabul ettiğimiz bir şeyi tanımlamak için geliştirilen ölçütler ve değerler olarak anlayabiliriz. Bir şeyin “ne” olduğunu anlamamıza yardımcı olan ama aslında kendisinin hakikatte bir varlığı olmayan bir nebze de olsa “o şeyi” değerlendirme, fehmetme ve anlama olayına denir. “Vehmi” “farazi” veya “nisbi” diye ifade edilen bu değerler tanımlamaya veya anlamaya çalıştığımız şeyi yine hakiki manada tam olarak anlamamıza, idrak ve ihata etmemize imkân sağlamaz. Sadece tanımlanan şey hakkında bir fikir verir. Biz bu ifadeyi daha çok Allah’ın (c.c) esma ve sıfatlarının tecellilerini anlamak için kullanıyoruz. Eğer bu ifadeleri Allah’ı bilmek onu tanımak için kullandığımızda şu cümleyi rahatlıkla söyleyebiliriz “Bu ölçü ve değerlendirmeler onun “ne olduğunu” “ne olabileceğini” ifade etmez. Belki aslında onun “ne olmadığını” ve “ne olamayacağını” ifade eder. Çünkü Cenab-ı Hakk'a malum ve maruf ünvanıyla bakılacak olursa bu meçhul ve menkur olur. Amma Cenab-ı Hakk'a mevcud-u meçhul ünvanıyla bakılırsa, ma’rufiyet şuâları bir derece tebârüz eder.