1.826
"Ta bütün kâinatın dilenciliğinden ve her hadisatın karşısında titremeden kurtulasın."
Risale-i Nur'da Birinci Söz'de geçen bu cümledeki kâinatın dilenciliği ve titreme ifadesinden ne anlamamız gerekir?

1.826
Risale-i Nur'da Birinci Söz'de geçen bu cümledeki kâinatın dilenciliği ve titreme ifadesinden ne anlamamız gerekir?
3
İblis'in Allah'a isyan etmeden önceki hayatına dair halk arasında aslı astarı olmayan şeyler konuşuluyor. Bu konunun aslı nedir? Kısaca izah eder misiniz?
4.330
Sevgili Peygamberimizden (sav) önce, farklı asırlarda farklı peygamberler gelmiş ve ümmetlerine farklı şeriatlar getirmişlerdir. İman esaslarında ve temel meselelerde farklılık olmamakla beraber, teferruattaki bazı hükümler farklılıklar olmuştur. Bu farklılığın sebebi; eski dönem insanlarının birbirinden uzak topluluklar olarak yaşamaları yüzünden aralarında çok ciddî karakter, kültür ve anlayış farklarının olmasıdır. Farklı özelliklere sahip bu insanların terbiyeleri için de farklı şeriatlar gelmesi İlâhî hikmetin bir gereği olmuştur.Fakat, Peygamber Efendimiz (sav) ve ondan sonraki asırlarda insan toplulukları birbirleriyle yaklaşmış ve özellik ve anlayış farklılıkları kısmen azalmıştır. Bu yüzden farklı şeriatlara da ihtiyaç kalmamıştır.Bununla beraber, farklılıklar tamamen kalkmadığı için, bu sefer de İlâhî hikmetin bir gereği olarak mezhepler devreye girmiştir. İslâm dini son ve tek din olarak gönderildiği için bütün insan tabakalarına ders verip terbiye edebilecek bir genişlikte gönderilmiştir. Bu genişliğin ve kuşatıcılığın bir numunesi de İslâm mezhepleridir.1 Netice olarak mezheplerin farklı hükümleri, dinin kendinde var olan ve insanların farklılıklarını gözeten genişliklerdir. Bu farklılaşmaya işaretle Resûl-ü Ekrem (sav) şöyle buyurmuştur:Ümmetimin ihtilafı rahmettir.2 Bununla beraber mezhepler arasındaki farklılıklar öyle çok da değildir. Sadece teferruat kısmıyla alakalıdır. Bu da çok azdır. Bediüzzaman Hazretleri bu konuda şöyle demektedir:Şeriatın yüzde doksanı, zaruriyat ve müsellemat-ı diniye birer elmas sütundur. Mesail-i içtihadiye-i hilafiye, yüzde ondur.3 Yani şeriatın yüzde doksanı, herkesçe bilinen zaruriyat ve müsellemat-ı diniyeden oluşur; bunlar dinin değişmez, sağlam ve elmas gibi hükümleridir. Geriye kalan yüzde onluk kısım ise içtihadî ve ihtilaflı meselelere dairdir. Bu kısımda farklı görüşler bulunabilir; fakat esas yapıyı sarsmaz. Yani şeriatın temel direkleri sabit, ihtilaflı meseleler ise sınırlıdır.Bu konuda detaylı izah için lütfen bakınız;Mezheplerin Ortaya Çıkış SebepleriMezheplerdeki Farklılıkların SebebiBediüzzaman Said Nursi, Sözler, Hayrat Neşriyat, Isparta 2013, s. 160.Fethu'l Kebir, 1656.Bediüzzaman Said Nursi, Mektubat, Hayrat Neşriyat, Isparta 2013, s. 497.
3.625
Müslümanların yaptıkları hataların cezasını çoğu kez bu dünyada görmeleri ve kâfirlerin cezasının ahirete ertelenmesinin sebebi nedir?
10.096
Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri Kastamonu Lahikası adlı eserinde, İkinci Dünya Savaşı sırasında suçsuz yere öldürülen Hristiyan siviller için "şehit hükmündedirler" diyor. Ehli sünnet inancına göre şehit sayılmak için Müslüman olmak şart değil mi? Bu mevzuyu açıklar mısınız?
9.422
Risale-i Nur'da geçen şu ifadeyi nasıl anlamak gerekir: "..Elbette şimdi, fetret gibi karanlıkta kalan ve Hazret-i Îsâ'ya (as) mensub Hristiyanların mazlumları, çektikleri felâketler, onlar hakkında bir nevi' şehâdet denilebilir..."
10.472
İngiliz Sömürge Bakanı Gladstone kimdir? Risale-i Nurda geçen, "Bu Kur'ân, İslâmların elinde bulundukça biz onlara hâkim olamayız. Ne yapıp yapmalıyız, bu Kur'ân'ı onların elinden kaldırmalıyız; yahut Müslümanları Kur'ân'dan soğutmalıyız" sözünü ne zaman söylemiştir?
9.601
İstanbul'un işgali sırasında, İngilizlerin en yüksek dinî dairesinin Meşihat-ı İslamiye'den sorduğu altı sual ve Bediüzzaman'ın bunlara verdiği cevaplar nelerdir?
4.383
Bediüzzaman Hazretlerinin Eski Said döneminde felsefe ile İslâm'a hizmet ettiğini, Yeni Said döneminde ise doğrudan İslâm'ı esas tuttuğuna ilişkin, Risalelerde bahisler vardır. İkisi arasındaki somut fark nedir?
2.826
Bediüzzaman Hazretleri'nin Eski Said dönemindeki çizgisi hakkında en genel anlamda ne söylenebilir?
1.970
Eski Said döneminde yazılan eserlere hangi bakış açısıyla bakmalıyız? Yeni Said dönemi eserlerle örtüşen ve ayrışan yönleri nelerdir?
4.047
Mesnevi-i Nuriyede "Kur'ân'ın i'câzı (mucize oluşu) tahrifine bir seddir (bozulmasına mani olur)" diyor. Kur'ân-ı Kerim'in muhafaza edilmesi, diğer kitapların muhafaza edilmemesinin hikmeti nedir?
4.403
Neden Kur'ân'dan önceki kitaplar değiştirildi? Allah'ın sözü değiştirilebilir mi? Tahrif edilebilir mi? Bu meseleyi nasıl anlamak gerekir?
11
Sünnet-i seniyyenin günlük hayata, sağlığımıza veya toplum hayata olan faydaları nelerdir?
74
Müstehab, Mendub ve sünnet kavramlarını izah eder misiniz? Farkları nelerdir?
383
Mekruh nedir? Tahrimen ve tenzihen mekruh arasında ne gibi farklar vardır?
901
Ayakkabımızla bir necasete bastık diyelim. Ayakkabının altından yürümeyle ya da yere sürtmekle necaset gider mi, temizlenir mi?
1.695
Kapalı bir ortamda, ayakkabı ile basılan bir yerde örneğin kapı önünde yere bassak veya bir şeyimiz yere düşse necis olur mu?
1.604
İdrar sıçramasının kabir azabına sebeb olacağı ile alakalı hadisler nelerdir?
2.254
Camilerde namazlardan sonra cemaatla oturup birşeyler yemek içmek ve ihtiyaç durumıunda yatmak caiz midir?
1.954
İştirâk-i a'mâl-i uhreviye, teşrikü'l mesainin sonucudur. Teşrikü'l mesai ise iştirâk-i a'mâl-i uhreviyenin mukaddimesidir. Teşrikü'l mesai yapılan işte olması gereken ortaklık, iştirâk-i a'mâl-i uhreviye yapılan işin ve ortaklığın sonucundan kazanılan şeydir.Teşrikü'l mesai: Birlikte çalışma, iş birliği yapma anlamına gelir. Bu, dünyevi veya uhrevi herhangi bir işte, ortak bir amaç için bir araya gelerek birlikte çalışmayı ifade eder. Teşrikü'l mesai, farklı yeteneklere sahip insanların bir araya gelerek, ortak bir hedefe ulaşmak için çaba göstermesini içerir. Bu, hem dünyevi işlerde başarıyı artırır, hem de uhrevi işlerde daha büyük sevaplar kazanmaya vesile olur. Risale-i Nur'da "teşrîkü'l-mesâî" kavramı, özellikle Kur'an hizmetinde bulunanların dayanışmasını ve ortak çalışmasını ifade eder.İştirâk-i a'mâl-i uhreviye ise "teşrîkü'l-mesâî" sonucunda aynı iman ve hizmet dairesinde bulunan mü'minlerin, ihlâs, samimiyet ve manevî dayanışma ile yaptıkları her hayırlı amelin sevabının inkısam etmeden, yani bölünmeden, her bir kardeşinin amel defterine tam olarak geçmesi hakikatidir.İştirak-i A'mal-i Uhreviye ve Şirket-i Maneviye DüsturuŞahs-ı Manevi Ne Demektir?Risale-i Nur'da Şahs-ı ManevîRisale-i Nur Talebesi Olmanın ŞartlarıŞahs-ı Manevî ve Diğer CemaatlerRisale-i Nur'un Şahs-ı Manevisinden Gelen Kazançlar