"Ve o hadsiz faaliyet dahi, hadsiz bir tebdil ve tağyir ve tahvil ve tahribi dahi iktiza ediyor. Ve o hadsiz tağyir ve tebdil dahi mevt ve ademi, zeval ve firakı iktiza ediyor."
Bu cümleyi nasıl anlamalıyız? Tağyir ve tebdil nasıl zeval ve firakı gerektirir?
Bu cümleyi iki türlü anlamak mümkündür. Cenab-ı Hak hikmeti gereği kâinatta yapmış olduğu faaliyetlerde, yaratmış olduğu mahlûkatın istidat ve kabiliyetleri nisbetinde onların tekâmülünü meydana getirmektedir.
Bu durumda bir varlık bütün azalarıyla yani mevcudiyetiyle düşünüldüğünde, Varlıkların devamlı ölmesi ve yerine başka canlıların yaratılması bu değişikliği sağlamış olmaktadır. Bunu sürekli müşahede etmekteyiz.
İkinci durumda ise bir varlığın vücudunda meydana gelen değişikliklerdir ki, bu büyüme gelişme suretinde olduğu gibi, o varlığın eczalarından mesela hücre gibi sürekli bir kısmının ölüp yerine yenilerinin gönderilmesi şeklinde de olabilmektedir. Bunu da sürekli müşahede etmekteyiz. Şuan ki bilim, insan vücudundaki hücrelerin büyük bir çoğunluğunun yaklaşık altı ayda yenilendiğini, alyuvarların ömrünün ortalama yüz yirmi gün olduğunu, hatta insan vücudundaki hücrelerin tamamı yaklaşık yedi yılda bir bütün olarak yenilendiğini ve hakeza haber vermektedir. Buda gösteriyor ki bunlar sürekli tağyir, tebdil ve tahvile maruz kalmaktadırlar.
İkinci soruda ise bir şeyde eğer tağyir/başkalaşma, tebdil/ değişme, (bu kelimeler hemen hemen aynı manada kullanılan kelimelerdir.) Varsa o şeyin/varlığın ölümü ve bulunduğu yerden ayrılması kaçınılmazdır.