Soru

Tarikat, Şeyh ve Evliya

"Tarikat şeyh falan yoktur hak değildir, doğru değildir" diyen bir Müslümana ne diyebiliriz?

Tarih: 29.03.2022 15:59:08
Okunma: 556

Cevap

 “O, iyileri dost edinir.[1]” “Bilesiniz ki, Allah’ın dostlarına hiçbir korku yoktur. Onlar üzülmeyeceklerdir de. Onlar iman etmiş ve Allah’a karşı gelmekten sakınmış olanlardır. Dünya hayatında da ahirette de onlar için müjde vardır. Allah’ın kelimelerinde (size verdiği sözlerde) değişme yoktur! İşte büyük kurtuluş ancak budur!”[2]

Başta bu ayet-i kerimeden anlaşılıyor ki bir takım insanların ibadet ve takvaları dolayısıyla Cenab-ı Hakk'ın katında ayrı bir kıymetleri vardır. Ve bu ayetle sabittir. Bu kişilere bölgesel olarak değişmekle beraber şeyh, hoca veya seyda gibi isimler verilmektedir.  İşte bu insanların Kur'an ve sünnetten mülhemen insanları irşad için kurdukları sisteme de tarikat deniliyor. Bu çerçevede ilim öğrenmek, zikir çekmek, sohbet yapmak ve ibadet etmek gibi Allah'ın razı olacağı işler topluca yapılmaktadır.

İnsanlar nasıl ki asr-ı saadette Peygamber Efendimizin önderliğinde, ondan hemen sonra halifelerin gölgesinde toplanmışlar, daha sonraki zamanlarda da İmam-ı Nakşibendi, İmam-ı Şeyh Abdulkadir-i Geylani, İmam-ı Rabbani ve İmam-ı Şazili gibi alim ve evliyaların etrafında toplanıp dinlerini muhafaza etmişler. Bu yolda 1400 senedir, ümmetin hüsnü kabulüne mazhar olmuş olan binlerce evliya, şeyh ve tarikat imamları İslama, Kur'ana ve Peygamber Efendimizin hakkaniyetine hizmet etmişler. İnsanları dalaletten, günahlardan ve malayani işlerden muhafaza edip müslümanlara çok büyük hizmetler etmişler.Bu zamanla müsbet olarak bir usul ve alışkanlığa dönüşmüştür. Buna da takip edilen yol manasında "tarikat" denilmiştir.

Özellikle şu ayet-i kerime de birliğin, cemaat ve tarikatın ne kadar da elzem bir hakikat olduğunu bize gösteriyor.

"Hep birlikte Allah’ın ipine sımsıkı yapışın; bölünüp parçalanmayın. Allah’ın size olan nimetini hatırlayın. Hani siz birbirinize düşman idiniz de Allah gönüllerinizi birleştirdi ve O’nun nimeti sayesinde kardeş oldunuz."[3]

Bütün bunlar tarikat ve şeyhliğin hak bir mesele olduğunu anlamaya yeterlidir.

Bediüzzaman Hazretleri de Risale-i Nurda tarikat ile ilgili şöyle bir izah yapar. 

"Tarîkatın gaye-i maksadı, marifet ve inkişaf-ı hakaik-i imaniye(iman hakikatlerin açılıp öğrenilmesi) olarak, Mi'rac-ı Ahmedî'nin (A.S.M.) gölgesinde ve sayesi altında kalb ayağıyla bir seyr ü sülûk-u ruhanî(ruhun manevi yükselişi) neticesinde, zevkî, halî ve bir derece şuhudî(görerek) hakaik-i imaniye ve Kur'aniyeye mazhariyet; "tarîkat", "tasavvuf" namıyla ulvî bir sırr-ı insanî ve bir kemal-i beşerîdir."[4]

Fakat son zamanlarda tarikat adı altında yapılan bir takım yanlış uygulama ve davranışlara bakarak tarikat veya şeyhlik yoktur demek çok yanlış ve mesuliyetli olur. Bunların bir kısmı ya şahsi ifratlardan ya da kasıtlı ve tahribe yönelik hareketlerden ortaya çıkmaktadır.

 

 

 

 


[1] A’râf, 7/196.

[2] Yûnus, 10/62-64.

[3] Al-i İmran, 103

[4] Mektubat-2, Shf: 329

 

Yorum Yap

Yorumlar