Bu meseleyi ele alırken bir hususa özellikle dikkat çekmek istiyoruz. Baba ile evlat arasındaki bağı “hak”lardan ziyade şefkat ve hürmet üzerinden kurmamız daha doğru bir yaklaşım olacaktır. Elbette İslamiyet haklar üzerinde durmuştur. Sınırları çok net bir şekilde çizmiştir. Fakat sağlıklı bir iletişim hak ve hukuklar üzerinden değil şefkat ve hürmet üzerinden geliştirilmelidir.
Ailede haklar konuşulmaya başladığında ortada problemler var demektir. Çünkü haklar ve hukuklar genelde tatsızlıklar ve olumsuzluklar çoğaldığı zaman konuşulmaya başlar. İş bu noktaya gelmeden baba evladına karşı cömertçe şefkatini sergilemeli, evlat da babaya içtenlikle hürmetini ifade etmelidir.
Bu hususta her iki taraf da eksikliğini tamamlamaya çalışmalıdır. Evet, baba evladına şefkat ile yaklaşırsa evlat da babaya hürmet gösterirse elbette ve herhalde birbirlerinin hukukunu koruyup muhafaza edeceklerdir.
Baba ne kadar haksız da olsa bir evlat (Allah'ın rızasını çiğnemeden) babanın gönlünü kazanmaya ve onu memnun etmeye çalışmalıdır. Evlat ne kadar başıbozuk da olsa (Allah'ın babaların kalbine koyduğu evlat şefkati gereği) yavrusuna karşı merhametini esirgememeli, onu sevgisinden mahrum etmemelidir.

