Külliyat tam olarak hangi kitablar sayabilir misiniz? Muhakemat, Tarihçe-i Hayat ve üstadın eski Said dönemindeki eserleri (Sünuhat, Tulat, İşarat) gibi eserler külliyata girer mi?
Üstad Bediüzzaman Sikke-i Tasdik-i Gaybî mecmuasında, Sekizinci Şua’da, bütün külliyatın Sözler’e dâhil olduğunu şöyle anlatır:
“Mâlumdur ki: Risale-i Nur başta otuzüç adet Sözler'dir ve Sözler namiyle yâd edilir. Fakat, Otuzüçüncü Söz müstakil değil, belki Otuzüç adet Mektûbat'tan ibarettir. Ve Mektûbat namiyle zikredilir. Sonra Otuzbirinci Mektûb dahi müstakil değil, belki otuzbir adet Lem'alar'dan mürekkebdir. Ve Lem'alar adı ile müştehirdir. Sonra Otuzbirinci Lem'a dahi müstakil olmamış, o da inşâallah otuzbir adet Şuâlardan mürekkeb olacak (15. Şua ile bitmiştir).”
Demek ki esas itibarıyla külliyat, Sözler, Mektubat, Lem’alar ve Şualar’dır.
Barla, Kastamonu ve Emirdağ dönemlerinde yazılan mektubları, Barla, Kastamonu ve Emirdağ Lâhikaları olarak 27. Mektub adı altında külliyata dâhil etmiştir.
1950’den sonra tercüme ettirdiği ve Eski Said döneminde telif edilen İşârâtü’l İ’câz’ı 30. Mektub olarak ve Yeni Said’in ilk risalelerinin toplandığı Mesnevî-i Nûriye’yi 33. Lem’a olarak külliyata dâhil etmiştir.
Yine, Yeni Said’in ilk risalelerinden olan Lemaat’ı, Mektubat’ın da yer aldığı 33. Söz’e almıştır.
Ayrıca Eski Said devrinde, 1911 yılında yazılan Münâzarât ve Hutbe-i Şâmiye’yi Mektubat’ın sonuna sıra numarası vermeksizin ilave etmiştir. Hakikat Çekirdekleri namındaki vecizelerini de aynı yere almıştır.
Bu ilavelerden başka Hz. Üstad, mevcut mecmualardan derlemeler yaparak yeni mecmualar da oluşturmuştur. Onlar da; Asayı Musa, Zülfikar, Sikke-i Tasdik-i Gaybî, Tılsımlar ve Siracu’n Nur’dur.
Eski Said devrinde yazılan Sünuhat, Tuluat, İşarat ve Muhakemât gibi eserlerin çoğunu külliyata almamıştır. Aldıklarını ise yukarıda bahsetmiştik: İşârâtü’l İ’caz, Münâzârât, Hutbe-i Şamiye ve Hakikat Çekirdekleri.
Külliyata alınmayan, söz konusu eski eserler, bazı yayıncılar tarafından “Asar-ı Bediiyye” adı altında toplanarak neşredilmiş durumdadır. Bunların külliyat içine alınmamış olması onlardan istifade edilmesine ihtiyaç yok manasına asla gelmez. Asrın müceddidinin, hatta asırların beklediği bu büyük kelâm âliminin bütün eserleri gayet kıymettar manevî birer hazinedir. Meselâ, tefsir ilmine dair olan Muhâkemât’ı anlayarak mütalaa eden birisinin onun harikuladeliğini görmemesi mümkün değildir.
Tarihçe-i Hayat ise, Üstad Hazretleri tarafından külliyatın falan kısmına alınmıştır diye açıkça belirtilmese de bir cihette külliyattan sayılır. Zaten içinde külliyattan pek çok derleme vardır.
Risale-i Nur Külliyatı’nı Oluşturan Mecmualar
1- Sözler
2- Mektubat
3- Lem’alar
4- Şualar
5- İşârâtü’l İ’caz
6- Mesnevî-i Nûriye
7- Asayı Musa,
8- Zülfikar
9- Sikke-i Tasdik-i Gaybî
10- Tılsımlar
11- Siracu’n Nur
12- Barla Lâhikası
13- Kastamonu Lâhikası
14- Emirdağ Lâhikası
Hayır böyle bir sıra yok. Zaten risalelerin mecmualar halinde toplanmaları epeyce sonra oluyor. Buna dair lahikalarda bir mektub var.
Kolaydan zora doğru ve kişinin ihtiyacına göre belirlenebilir. Mesela Lemalar, sözlerden daha kolay denebilir...
14. ve 25. mektuplar telif edilmemiş. Fakat sıraya girmiş. Acaba bu iki risaleye Üstad (ra) bir mesele, bir ders tayin etmiş midir?
Bu iki risale hakkında Üstad Hz. Fihrist Risalesinde şunları söyler:
14. Mektub: Te'lif edilmemiştir.
25. Mektub: Sure-i Yâsin'in yirmibeş âyetine dair "Yirmibeş Nükte" olmaküzere rahmet-i İlahiyeden istenilmiş; fakat daha zamanı gelmediğinden yazılmamıştır.
Bundan başka bir bilgi yoktur. Belki 25. Mektubun zamanı gelince bir Nur Talebesi tarafından yazılabileceğine bir işaret olabilir.
14. Mektub için de muhakkak bir mevzu düşünmüş ama nasib olmamış ki, yer ayırdığı halde boş kalmış.
Rumuzat-ı Semaniye ve Esmayı Sitte risalelerinin külliyatın neresinde olduğunu söyleyebilir misniz?
Rumuzat-ı Semaniye, Mektubat Mecmuasında, 29. Mektubun 8. Kısmıdır. Yalnız uzun bir risale olduğu için ayrıca neşredilmiştir. Esmayı Sitte Risalesi ise, Lem'alar Mecmuasında, 30. Lem'a'dır.