"Allah Tealaya nisbetle kabih yoktur" ne demektir? İzah eder miisniz?
HER ŞEY GÜZELDİR
اَحْسَنَ كُلَّ شَيْءٍ خَلَقَهُ [1] âyetinde beyan edildiği gibi her şeyde, hatta en çirkin görünen şeylerde hakîkî bir hüsün ve güzellik ciheti vardır. Kâinâttaki her şey, her hâdise güzeldir ya bizzât veya neticeleri itibariyle güzeldir. Hatta bazı hâdiseler, görünüşte çirkin ve karışık olsa da o zâhirî perde altında gayet parlak güzellikler vardır.
Mesela; bahar mevsiminde fırtınalı yağmur, çamurlu toprak perdesi altında, sayısız güzel çiçek ve düzenli ve ahenkli bitkilerin tebessümleri saklanmıştır. Güz mevsiminin kaba ve sert yıkımları ve acıklı ayrılık perdeleri arkasında Cenab-ı Hakk, ince yapılı ve narin hayvancıkları kusursuz ve noksansız azametli tecellisinin mazharı olan kış mevsimindeki baskı ve eziyetinden muhâfaza etmek için hayat vazifesinden terhis eder. Böylelikle taze ve güzel bir bahara yer hazırlamaktadır.
Fırtına, zelzele, vebâ gibi hâdiselerin perdeleri altında gizlenen pek çok ma‘nevî çiçeklerin meydana çıkması vardır. Tohumlar gibi potansiyel olarak kalan birçok kabiliyetler, görünüşte çirkin görünen hâdiselerin kamçılamasıyla sünbüllenip güzelleşir.
Demek umum inkılâblar ve küllî değişimler birer ma‘nevî yağmurdur.[2]
ŞERRİN YARATILMASI ŞER DEĞİLDİR
Şerrin yaratılması şer değildir. Şer olan; şerrin kesb edilmesidir. Kesb, kulun kudret ve iradesini fiile sarf etmesine denir. Kulun fiile yönelmesinden dolayı Yüce Allah’ın (cc) fiili yaratması halktır.
Halk/yaratma ve îcâd, bütün neticelere bakarak yaratır. Kesb, hususî bir mübâşeret olduğu için, hususî neticeye bakar. Kişinin bizzat işi yapmasına denir. Bundan dolayıdır ki kişiye özel sonuçlar elde edilmektedir.
Mesela; yağmurun yağmasının binlerle neticeleri var. Tümü de güzeldir. Bir kimse kendi ihmalinden yağmurdan zarar görse, “Yağmurun îcâdı rahmet değildir” diyemez. “Yağmurun yaratılması şerdir” diye hükmedemez. O kimse kendi yanlış tercihiyle ve kesbiyle, yağmurdan zarar ve şer görmüştür.
Mesela; ateşin yaratılmasında çok yarar ve faydalar var. Tümü de hayırdır. Fakat bir kimse kötü kullanımıyla ateşten zarar görse, “Ateşin yaratılması şerdir” diyemez. Ateş yalnız onu yakmak için yaratılmamıştır. O kimse kendi yanlış tercihiyle, yemeğini pişiren ateşe elini sokar ve o hizmetkârını kendine düşman etmiş olur.[3]
Halk ve îcâdda, çok az şer ile beraber pek çok hayır vardır. Çok az şer var olmasın diye pek çok hayrı terk etmek, çok büyük şer olur. Onun için pek çok hayır içindeki çok az şer dahi hayır hükmüne geçer.
Demek, Allah’ın hiçbir icâdında ve yaratmasında şer ve çirkinlik yoktur. Hiçbir kusur ve kabahat yoktur. Görünen şerler ise kulun kesbine âittir.
ALLAH ADİLDİR, ASLA ZULMETMEZ
Her fiilin yaratıcısı sadece ve sadece Allah’tır.
مَنْ عَمِلَ صَالِحًا فَلِنَفْسِهِ ۖ وَمَنْ أَسَاءَ فَعَلَيْهَا ۗ وَمَا رَبُّكَ بِظَلَّامٍ لِلْعَبِيدِ [4] âyetinde ifade edildiği gibi Allah kullarına asla zulmetmez. Ancak insan zulmeder. Bu zulüm arkasında dahi adalet vardır. Zira Allah görünüşteki sebeplere göre değil hakiki sebeplere göre hüküm vererek fiilleri yaratır. İnsan ise zahiren gördükleri illetlere hükmünü bina ederek zulme düşer.
Mesela; hâkim aslında hırsız olmayan bir kimseyi hırsızlıkla mahkûm ederek o kimseye zulmeder. Fakat o kimsenin bilmediği gizli bir kabahati vardır. Allah; esasında o kimseyi o gizli suçu sebebiyle mahkûm edip adâlet etmiştir. Görüldüğü üzere bir hâkimin hükmünde iki cihet görünmektedir: Allah’ın yaratmasındaki adalet ve insanın kesbindeki zulüm.
Özetle; Allah’ın yarattığı fiiller hem neticeleri hem de sebepleri itibariyle şerden, kubuhtan ve zulümden münezzehtir.[5]
İlave malumat için bakınız:
https://risale.online/soru-cevap/ilahi-icad
[1] Secde, 32/7, “O (Allah) ki, yarattığı her şeyi güzel yaptı.”
[2] Sözler, Hayrât Neşriyât, Isparta 2015, 90.
[3] Mektûbat, Hayrât Neşriyât, Isparta 2015, c. 1, s. 31.
[4] Fussilet, 41/46, “Kim sâlih bir amel işlerse, artık kendi lehinedir; kim de kötülük ederse, o takdirde (o da) kendi aleyhinedir. Rabbin ise kullar(ın)a aslâ zulmedici değildir!”
[5] Tılsımlar, Hayrât Neşriyât, Isparta 2015, 81.