RİSALE-İ NUR

04.07.2025

15

"Bir zaman iki adam bir havuzda yıkandılar. Fevkalâde bir te’sîr altında kendilerinden geçtiler." İfadesinin Anlamı /11. Huccet-i İmaniyye

"Bir zaman iki adam bir havuzda yıkandılar. Fevkalâde bir te’sîr altında kendilerinden geçtiler. Gözlerini açtıkları vakit gördüler ki, acîb bir âleme götürülmüşler. Öyle bir âlem ki, kemâl-i intizâmından bir memleket hükmünde, belki bir şehir hükmünde, belki bir saray hükmündedir."

Bu metinde âlemden maksat dünya olsa gerek. Peki havuz ve yıkanmanın hakikati nedir? Kalu bela mı? Hakikatte neyin tesirindeyiz? Nasıl tesirindeyiz?

* *

*** ***

06.08.2025 tarihinde sordu.

Cevap

Bir zaman iki adam bir havuzda yıkandılar. Fevkalâde bir te’sîr altında kendilerinden geçtiler. Gözlerini açtıkları vakit gördüler ki, acîb bir âleme götürülmüşler. Öyle bir âlem ki, kemâl-i intizâmından bir memleket hükmünde, belki bir şehir hükmünde, belki bir saray hükmündedir. Kemâl-i hayretlerinden etraflarına baktılar, gördüler ki, bir cihette bakılsa azîm bir âlem görünüyor. Bir cihette bakılsa muntazam bir memleket, bir cihette bakılsa mükemmel bir şehir, diğer bir cihette bakılsa gayet muhteşem bir âlemi içine almış bir saraydır. Şu acâib âlemde gezerek seyerân ettiler. Gördüler ki, bir kısım mahlûklar var. Bir tarz ile konuşuyorlar. Fakat bunlar onların dillerini bilmiyorlar, yalnız işaretlerinden anlaşılıyor ki, mühim işler görüyorlar. Ve ehemmiyetli vazîfeler yapıyorlar.1 

Yaklaşık 1450 sene evvel henüz tıbbın ve teknolojinin bu tür bir analizi yapmakta aciz kalacağı bir çağda, anne karnındaki embriyonun her bir evresini, Cenâb-ı Hakk, Kur'an-ı Kerim'de bizlere sırasıyla bildirmiş;

Ey insanlar! Eğer öldükten sonra dirilmekten şübhe içinde iseniz, artık muhakkak ki biz, sizi bir topraktan, sonra bir nutfeden, sonra bir alakadan, sonra da (ne) yaratılmış (ne de) yaratılmamış (henüz kemâle ermemiş) bir mudgadan yarattık ki, size (kudretimizi) açıkça gösterelim. Artık dilediğimizi muayyen bir vakte kadar rahimlerde bekletiriz; sonra sizi bir bebek olarak çıkarırız; sonra da gücünüz kemâle ersin diye (sizi büyütürüz). İçinizden kimisi (yaşlanmadan) vefât ettirilir, kiminiz de ömrün en rezîline (bunaklık çağına) ulaştırılır ki, biraz bilgiden sonra bir şey bilmez olsun! Ve (sen) yeryüzünü kupkuru görürsün; fakat onun üzerine suyu indirdiğimiz zaman, harekete geçer, kabarır ve her çift (her cins) güzel bitkiden yetiştirir.2 

Yukarıdaki paragrafta geçen havuzda yıkanma ifadesi, ana rahmine ve insanın oradaki yaradılış evrelerine işaret eder. İnsanın anne karnında pis bir sudan (meni) yaratılıp hâlden hâle getirilmesi maddî anlamda bir yıkanmadır. Kendisine ruh üflenip dünyaya gelmesi ise manevî bir yıkanmadır denilebilir.

O iki adamdan birisi arkadaşına dedi ki: Şu acîb âlemin elbette bir müdebbiri ve şu muntazam memleketin bir mâliki, şu mükemmel şehrin bir sâhibi, şu musanna‘ sarayın bir ustası vardır. Biz çalışmalıyız, onu tanımalıyız. Çünki anlaşılıyor ki, bizi buraya getiren odur. Onu tanımazsak, kim bize meded verecek? Dillerini bilmediğimiz ve onlar bizi dinlemedikleri şu âciz mahlûklardan ne bekleyebiliriz? Hem koca bir âlemi bir memleket suretinde, bir şehir tarzında, bir saray şeklinde yapan ve baştan başa hârika şeylerle dolduran ve müzeyyenâtın envâıyla tezyîn eden ve ibretnümâ mu‘cizelerle donatan bir zât, elbette bizden ve buraya gelenlerden bir istediği vardır. Onu tanımalıyız. Hem ne istediğini bilmekliğimiz lâzımdır.3 

İnsanın buluğ çağına erişmesi ise o fevkalâde tesirin etkisinden uyanıp kâinata nazar etmesi ve onun yaratıcısı olan

Cenâb-ı Hakk'ın mârifetine ulaşması vaktidir. Nitekim insanın dünyaya gönderilmesindeki yegâne amaç budur. Kur'an-ı Kerîm, bize insanın yaradılış vazifesini ve dünya imtihânını şu ifadelerle hatırlatmaktadır;

(Bütün) mülk (ve hâkimiyet) elinde (tasarrufunda) olan (Allah) ne yücedir! Ve O, her şeye hakkıyla gücü yetendir. O ki, hanginiz amelce daha güzeldir diye sizi imtihân etmek için ölümü ve hayâtı yarattı. Ve O, Azîz (kudreti dâimâ üstün gelen)dir, Gafûr (çok mağfiret eden)dir. O ki, yedi göğü tabaka tabaka (birbiriyle âhenkli) olarak yarattı. Rahmân (olan Allah)’ın yarattığında hiçbir düzensizlik göremezsin! Haydi gözü(nü) çevir (de bir bak), hiçbir çatlak görecek misin?4 

  1. Asâ-yı Mûsa, Hayrât Neşriyât, 2015, s.207

  2. Hacc, 78/5.

  3. Asâ-yı Mûsa, Hayrât Neşriyât, 2015, s.207

  4. Mülk, 67/1,2,3.


Paylaş

Facebook'ta paylaş

Whatsapp'da paylaş

Yorumlar (0)

Yorumunuz

Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız