SİYER VE HADİS-İ ŞERİF

30.07.2025

6

Cüzzamlıdan Aslandan Kaçar Gibi Kaç Hadisinin İzahı

"Bize Saîd ibnu Mînâ tahdîs edip şöyle dedi: Ben Ebû Hureyre (R.a)'den işittim, şöyle diyordu: Rasûlullah (S.a.v): "Hastalığın (sahibinden bir başkasına) kendi kendine sirayeti yoktur, Eşyada uğur­suzluk yoktur. Ükey ve baykuş (ötmesinin te'sîri ve kötülüğü) da yok­tur, Safer ayında uğursuzluk yoktur. (Bunlar Câhiliyet hurafeleridir.) Fakat (ey mü'min) sen cüzzamlıdan, arslandan kaçar gibi kaç!" bu­yurdu." (Buhârî, Tıbb) Bu Bu hadiste Hz. Peygamber (sav) hastalığın kendi kendine bulaşmadığını söylüyor, daha sonra ise cüzzamlıdan aslandan kaçar gibi kaç diyor. Hem biz dünyada pandemi gibi bir olay yaşadık, Covid-19 virüsünün bulaştığı da herkesin malumuydu. Bu durumda bu hadisi nasıl anlamamız gerekiyor?

* *

*** ***

04.08.2025 tarihinde sordu.

Cevap

Bu hadiste geçen ifadeler, ilk bakışta bir çelişki gibi görünse de aslında çelişki yoktur. Kısaca açıklamaya çalışalım:

Hadisin Metninde:

Resulullah (s.a.v)’ın şöyle buyurduğu rivayet olunmuştur: "Hastalığın (sahibinden bir başkasına) kendi kendine sirayeti (bulaşması) yoktur, eşyada uğursuzluk yoktur. Ükey ve baykuş (ötmesinin kötülüğü) yoktur. Safer ayında uğursuzluk yoktur. (Bunlar cahiliye hurafeleridir.) Ancak cüzzamlıdan aslandan kaçar gibi kaç."[1]

Ayrıca yine Buhari’de geçen bir hadis-i şerifte; Resulullah (s.a.v)’ın şöyle dediği rivayet olunmuştur:

(Resul-i Ekrem bundan önceki hadisi tebliğ buyurduğu mecliste, hazır bulunan) biri: Ya Resulallah (hastalığın sirayeti yoktur! Buyurdunuz. Fakat) benim geyikler gibi (düzgün sağlam) ve (temiz) kumluk (arazi) de yaşayan develerime ne dersiniz? Bu develerimin arasına (hariçten) uyuz deve (gelip) sokulunca develerimi uyuz ediyor! Di(ye ortaya bir şüphe bırak)tı. Resul-i Ekrem (s.a.v): Ya ilk uyuz deveye bu hastalığı kim sirayet ettirdi? Diye cevap verdi.”[2]

İlk hadiste Efendimiz (s.a.v), câhiliye dönemi inancını reddediyor. O dönemde insanlar, hastalıkların kendi kendine, bağımsız bir güçle, Allah’tan bağımsız şekilde bulaştığını düşünüyorlardı. Yani hastalığı bir tesir sahibi bir güç gibi değerlendiriyor, sebep-sonuç ilişkisini mutlaklaştırıyor ve Allah’ın iradesini devreden çıkarıyorlardı.

Peygamber Efendimiz (s.a.v) işte bu anlayışı reddediyor ve diyor ki:

"Hastalık, Allah’ın takdiri olmadan kendi başına bulaşmaz." Yani bulaş varsa da bu bulaş Allah’ın izniyle, O’nun yaratması iledir.

“Cüzzamlıdan aslandan kaçar gibi kaç” cümlesiyle ise sebeplere fiili dua olarak müracaat etmek anlamına gelir. Allah Teâlâ, hastalıklarda bulaşıcılığı bir sebep kılmıştır. Efendimiz (s.a.v)’de, bulaşıcı hastalıklara karşı tedbir alınmasını öğütler. Nitekim başka bir hadiste şöyle buyurmuştur:

“Bir yerde veba olduğunu duyarsanız oraya girmeyin; sizin bulunduğunuz yerde çıkarsa da oradan ayrılmayın.”[3]

Bu da, karantinanın İslamî temelidir. Yani Peygamberimiz (s.a.v)  hem tevekkül etmeyi hem de tedbir almayı emretmiştir.

Evet,ilk hadiste “Bulaşıcılık yoktur” sözüyle mutlak ve bağımsız bir etki yoktur derken, “Cüzzamlıdan kaç” sözüyle sebebe sarıl, tedbir al buyuruyor.

Bu ikisi, Allah’ın kudreti ile imtihan aracı olan sebep-sonuç düzeni içinde birlikte işler. Mesela; ateş yakar ama Allah yakmayı yaratmazsa, yakmaz. Veya virüs bulaşır ama Allah dilemeden bulaşamaz.

Sonuç olarak;

Hastalığın bulaşması mümkündür, ama bunu bağımsız bir güç gibi görmemek gerekir. Sebepler dairesinde tedbir almak gerekir. Mesela maske, mesafe, temizlik, aşı gibi tedbirleri almak İslam’ın ruhuna uygundur. Bulaşıcılığa inanmakla kadere ve tevekküle ters düşülmez, çünkü biz yalnızca sebebe fiili dua olarak sarılırız ama tesir vermeyiz. Sonucu ise Allah yaratır. Yani sorunuzdaki hadis, şirk ve hurafeleri reddeder. Fakat sebepleri inkâr etmez, bilakis tedbiri emreder.


[1] Buhârî, Tıbb, 19.

[2] Buhârî, Tıbb, 20.

[3] Buhârî, Tıbb, 30.


Paylaş

Facebook'ta paylaş

Whatsapp'da paylaş

Yorumlar (0)

Yorumunuz

Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız