Buhur/tütsü yakmanın dediğiniz gibi cinlerle bir irtibatı İslamî kaynaklarda geçmemektedir. Ancak güzel kokuları çok seven ve sıkça kokulu yağlar kullanan Sevgili Peygamberimiz, bu alışkanlığı ashabına da tavsiye etmiştir. Nitekim kızı Zeyneb’in vefatında, naaşının birkaç kez sidr ile yıkanmasını ve son yıkama suyuna kâfur katılmasını istemesi de 1 ve Hz. Peygamber’in mescidlerde ibadet amacıyla değil, güzel koku yayılması için buhur yakılmasını emrettiği kaynaklarda yer almaktadır. 2 Ayrıca Hz. Ömer’in minbere çıktığında, âzatlısı Abdullah el-Mücmir’in onun yanında buhur yaktığı ve bu sebeple “el-Mücmir” (buhur yakan) lakabıyla anıldığı rivayet edilmektedir.3
Buhârî, “Cenâʾiz”, 8, 9, 13
Sargon Erdem, TDV Ansiklopedisi, İstanbul 1992, c.6, s.383
Muhammed Abdülhay b. Abdülkebîr el-Kettânî, et-Terâtîbü’l-idâriyye: Hz. Peygamber’in Yönetiminde Sosyal Hayat ve Kurumlar, (trc. Ahmet Özel), İstanbul 1990, c1, s. 87