Soru

“Asânla Taşa Vur!” Ayetinin Manası

1. Söz'de Bediüzzaman Hazretleri "fe kulnadrib" ayetini "fadrib" olarak almasının manaca farklılığı var mıdır? Bu ayet-i kerimeyi neden böyle almıştır?

Tarih: 9.04.2025 18:29:21

Cevap

Bakara sûresinde geçmekte olan bahse konu âyet-i kerîme şöyledir:

وَإِذِ اسْتَسْقَىٰ مُوسَىٰ لِقَوْمِهِ فَقُلْنَا اضْرِبْ بِعَصَاكَ الْحَجَرَ ۖ فَانْفَجَرَتْ مِنْهُ اثْنَتَا عَشْرَةَ عَيْنًا ۖ قَدْ عَلِمَ كُلُّ أُنَاسٍ مَشْرَبَهُمْ ۖ كُلُوا وَاشْرَبُوا مِنْ رِزْقِ اللَّهِ وَلَا تَعْثَوْا فِي الْأَرْضِ مُفْسِدِينَ 

"Ve bir zaman Mûsâ (Tih çölünde) kavmi için su istemişti de (ona): “Asânla taşa vur!” dedik. Bunun üzerine (taşa vurunca) ondan on iki pınar fışkırdı. Doğrusu her kabîle (su) içeceği yeri bildi. (Onlara şöyle dedik:) “Allah’ın (size lûtfettiği) rızkından yiyin, için."[1] 

Bediüzzaman Hazretleri, metinden anlaşıldığı üzere, âyetin tamamını iktibâs etmek murâdında değildir. Zirâ âyet Musa Aleyhisselâm hakkında, kavmi için su istediği hengâmda nâzil olmuştur. Dolayısıyla bu âyetin küllî mânâ okyanusundan, tam bir mâsadakı konumunda bulunan, bir başka cüz’î mânâ istihrâcıyla, ağaçların ve otların ipek gibi yumuşak damarlarının da sanki birer “Asâ-yı Mûsâ (as.)” hüviyetini alarak,  sert olan taşı ve toprağı delip geçmek sûretiyle “Asânla taşa vur!” şeklindeki aynı emre muhatap olmuşçasına hareket etmelerini nazara vererek sadece “emrin kendisini” zikretmek sadedinde böyle bir kullanımı tercih etmiştir.

Âyette geçmekte olan “فَقُلْنَا” ibâresi “dedik” mânâsını taşımaktadır. Hz. Mûsâ’nın (as.) kavmi için su talebi karşısında, cevâbın başında da “فَ” harfi yer almıştır. “فَ” harfi ise burada, Arapçada “fâ-i tâkibiyye” adı verilen, “hemencecikliği” ifâde eden bir anlama gelmektedir ve bu “hemenceciklik” anlamı doğrudan “Asânla taşa vur!” emrine mâtuftur. Binâenaleyh, bu itibârla sadece “emrin kendisi” nokta-i nazara alındığında metin bağlamında, “dedik” anlamındaki “قُلْنَا” ifâdesinin bulunmaması anlama muvâfık olmakta, âyetten istihrâçla, Bediüzzaman Hazretlerinin lisânında “Hemencecik asânla taşa vur!” mânâsına gelen “فَاضْرِبْ بِعَصَاكَ الْحَجَرَ” ifâdesine dönüşmesinin isâbetliliğinde de bir problem görülmemektedir. Bu sûretle de 1. Söz’de ifâdeler, “…birer Asâ-yı Mûsâ (as) gibi “فَاضْرِبْ بِعَصَاكَ الْحَجَرَ” emrine imtisâl ederek taşları şakk ederler.” şeklinde yerini almaktadır.

 

[1] Bakara, 2/60.


Yorum Yap

Yorumlar