5 vakit namazın farziyeti bedihi bir şeydir. Peygamberimiz zamanından günümüze kadar bütün ümmet-i Muhammedin her gün fert olarak, toplu cemaat halinde tekrarladığı bir ibadettir.
5 vakit namaza işaret eden pek çok ayet vardır. Örneğin:
Rum, 17. Haydi siz, akşama ulaştığınızda (akşam ve yatsı vaktinde) sabaha kavuştuğunuzda, gündüzün sonunda ve öğle vaktine eriştiğinizde Allah'ı tesbih edin (namaz kılın), ki göklerde ve yerde hamd O'na mahsustur.
Abdullah b. Abbas (r.a.)’dan gelen rivayete göre, bu ayet, beş vakit namazı içine almaktadır. Bu sebeple ekseri alimler beş vakit namazın Mekke’de farz kılındığı kanaatindedir.
Taha/130. Onların dediklerine sabret; güneşin doğmasından ve batmasından önce (sabah ve ikindi) Rabbini hamd ile tesbih et; gece saatlerinde (akşam ve yatsıda) ve gündüzleri de (öğle vaktinde) tesbih et ki Rabbinin rızasına eresin.
hud/114. Gündüzün iki ucunda ve gecenin gündüze yakın zamanlarında namaz kıl. Doğrusu iyilikler kötülükleri giderir. Bu, öğüt kabul edenlere bir öğüttür.
gündüzün iki ucundan kasıt öğle ve ikindidir. "gündüze yakın zamanlarında" ayette "zülefen" olarak cemi sıgasıyla geçer. Arapçada cem ise üçden başlar. Bu yönüyle bu kelime akşam, yatsı ve sabah namazına işaret eder.
5 vakit namazın farz olduğu konusunda sayılamayacak kadar hadisler vardır.
Resulullah (s.a.)'in şu hadisi meşhurdur: Ne dersiniz, sizden birisinin kapısı önünde bir ırmak bulunsa da, her gün beş defa onda yıkansa kendisinde kir namına bir şey kalır mı? Ashap, “hayır” dediler. Bunun üzerine Resulullah buyurdu ki: İşte beş vakit namaz da bunun gibidir ki, Allah o sayede bütün hataları arıtır.