Evet insanın aklına, asırlar öncesine ait bir kitap aslını nasıl koruyabilir?
14 asır önce indirilen Kur’ân, hiçbir değişikliğe uğramadan günümüze nasıl ulaşmıştır? tarzı sorular gelebilir.
Bu sorunun asıl cevabına geçmeden önce şunu bilmeliyiz ki, Kur’ân’ın değişme ihtimali olması demek değiştiğine bir delil değildir. Çünkü ihtimaller eğer delilden doğmuyorsa hakikat değillerdir. Ahmed Cevdet Paşa’nın Mecellesinin 4. kaidesinde denildiği gibi: “Şekk ile yakîn zail olmaz.”1 veya Bediüzzaman Hazretlerinin dediği gibi:
“Bir emâreden gelmeyen bir ihtimâl-i zâtî ise, bir imkân-ı zihnî olmaz ki, şübhe verip, ehemmiyeti olsun.”2
Yani zan ile ispat ol(a)maz.
Nasıl ki şuan evimizin yanma ihtimali vardır fakat delil olmadığı için kimse evim yanıyor diye hareket etmez.
Kalbimizin her an durma ihtimali varken eğer bu ihtimalden dolayı doktora gidecek olsak bize ilk soracağı şey "belirtin nedir?" yani ihtimalini kuvvetlendirecek bir delilin var mıdır? diye soracaktır.
İşte bu misaller gibi Kur’an’ın değiştirilme ihtimali (böyle bir şey asla mümkün değil) onun değiştirilmiş olduğuna bir delil değildir.
Nitekim Kur’an’ın değiştirildiğini iddia eden kimse "onun değiştirildiğine bir delil gösterememektedir." Kur’ân, kim tarafından, nerede, hangi zamanda, hangi dönemde değişti? Tarihte bununla alakalı ihtilaflar neden nakledilmedi? Halifeler, Emevî, Abbâsî, Memlüklü, Selçuklu ve Osmanlı devirlerine baktığımızda hangi devirde değişiklik oldu?
Evet, Kur’an’ın değiştirildiği iddiası ihtimalden öteye geçmemektedir.
Mesela, İncil’in değiştirildiği sadece iddia ve ihtimal değildir. Bugün -dini metinlerin ve kitapların parçası olmayan metin anlamına gelen- ‘’Apokrif İnciller’’ mevcuttur.3 Fakat Kur’an için böyle bir durum söz konusu değildir.
Yani Kur'ân'ın bozulduğuna/değiştiğine dair hiçbir "kanıt/delil yoktur." Bu konuda ortaya atılan argümanlar ise sadece "iddia ve ihtimalden" ibarettir.
Kur’ân’ın değiştirilmeden günümüze nasıl ulaştığının delillerine ve ispatına geçecek olursak;
"Hicr Sûresi 9. Ayet"
"Muhakkak ki Kur’ân’ı [zikr] Biz indirdik. Onun koruyucusu da elbette Biziz "
Kur’ân’ın korunacağı ve "diğer kutsal metinler gibi onun değiştirilemeyeceği" bu âyet ile anlaşılmaktadır. "Kur’ân’ı değiştiremeyeceksiniz/tahrif edemeyeceksiniz" diye muarızlarına meydan okumaktadır. Bu âyet Kur’ân’da mevcutken eğer aksi ispat edilecek olursa bu durum İslâm’ı sıkıntıya sokacak bir hâl olurdu. Fakat 14 asır boyunca Kur’ân’ın (hâşâ) değiştirilmiş olduğu ispat edilemediğine göre bu âyet Kur’ân’ın korunduğunun "mucizeli bir delilidir."
Peki, Kur’ân'ın nasıl korunduğunun delilerine gelecek olursak;
“Hâfızlık Müessesesi”
Türkiye’de şu an resmi kurumlardan icazet almış yaklaşık 255 bin hâfız var.
2 milyarlık İslam coğrafyasında, 85 milyon nüfuslu Türkiye, yaklaşık Müslüman nüfusun %4.25’ine denk gelmektedir. Hâfız sayısının diğer coğrafyalarla eşit oranda olduğu varsayılırsa, buda "dünyada yaklaşık 6 milyon hâfız" olduğu anlamına gelir. Kur’an’ı ezbere bilen 6 milyon kişi muazzam bir rakamdır.
Hangi kitabın bu kadar ezberleyeni vardır? Kur’an’ı hangi kitap ile kıyaslayacağız? Yeryüzünde, aslına uygunluğu kabul edilen hangi kitabın 10 bin ezberleyeni vardır? Ya da dünyada Kur’an dışında hangi kitabın 50 ezberleyeni bulunmaktadır? 50 kişinin bile ezbere bilmediği bir kitaptan şüphe etmeyip de 6 milyon kişinin ezbere bildiği bir kitaptan şüphe etmek pek mantıklı görünmüyor.
Nitekim şu an küresel bir çağda yaşıyoruz, dünyanın herhangi bir yerinde ki bir bilgi veya düşünceye internet vasıtasıyla çok kolay ulaşma imkanımız var. Eğer İslâm coğrafyalarında farklı Kur’ân metinleri üzerine ezber yapılsaydı bu durum çok çabuk yayılırdı. Böyle bir durumun olmaması, "tüm hâfızların aynı metin üzerine ezber yaptığının göstergesidir."
"Karbon 14 Testi"
Bu bilimsel hesaplama yöntemi ile tespit edilen ve hicri ilk 100. yıla nispet edilen Kur’ân:
İngiltere’nin Brimingam kütüphanesinde bulunan ve Temmuz 2015’te BBC’nin web sayfasında ilan edilen ilk açıklamaya göre yapılan Karbon-14 testi sonucu tespit edilen Kur’ân nüshasının "568-645" yıllarına ait olduğu belirtilmiştir.
Üniversitenin Hristiyanlık ve İslâmiyet dalı öğretim üyelerinden Prof. David Thomas, "bu kitabı yazmış olan şahsın o dönemde yaşamış, İslam Peygamberini görmüş, hadislerine tanıklık etmiş olabileceğini" belirtmiştir.4
Diğer Mushaflar:
Topkapı Sarayı’nda sergilenmekte olan Kur’ân, karbon 14 testi neticesinde "650 ile 720" yılları arasında olduğu tespit edilmiştir.
Fransa’da Paris Mushafı "649-675" aralığına,
Özbekistan da Taşkent Mushafı "640-765" aralığına,
İrlanda Dublin Mushafı "591-643" aralığına tarihlenmektedir.
Yine Almanya, Yemen, Rusya, Kahire, Hollanda ve Avusturya da tespit edilmiştir.
Toplamda hicri ilk 100 yıla nispet edilen 44 yazma metin günümüze ulaşmıştır. Bu denli yazma metni bulunan ve orijinalinden günümüze ulaşan tarihte başka bir kitap yoktur.
Kur’ân’ın değiştiğinden şüphe etmek hiçbir tarihi veri ve kaynaklardan emin olmamayı beraberinde getirmektedir.
Mushaflar listesi ile ilgili detaylı bilgi için linkte bulunan yazıyı okuyabilirsiniz:
https://www.islamic-awareness.org/quran/text/mss/radio.html
Tüm bu mushaflar üzerine çalışmalar yapan Tayyar Altıkulaç, Yunus Emre Gördük, Keith E. Small gibi araştırmacılar şöyle diyor: "Bütün bu mushaflar üzerinde yapılan incelemeler neticesinde, bugün dünyanın neresine giderseniz gidiniz, orada okunmakta olan mushaflar ile İslâm’ın ilk asırlarından bize ulaşan bu mushaflar arasında -basit imla farkları ve sınırlı sayıdaki kâtip sehivleri dışında- tam bir birliktelik/benzerlik mevcuttur."5
Muhammed Hamîdullah:
Şu anda dünyanın her yanında okunmakta olan Kur'ân'lar la Taşkent'teki Kur'an arasında tam bir benzerlik, aynılık söz konusudur.6
Nitekim eğer aksi bir durum olsaydı Müslüman olmayan ülkelerde (İngiltere, Fransa, Almanya, Hollanda, İrlanda ve Rusya) tespit edilen Kur’ânlar bunun aksini söylerdi. İslâm dinine karşı olan bu ülkeler Kur’ân’ın değişmiş olduğunu (hâşâ) çoktan belgeleriyle ispat etmiş olurdu. Fakat böyle bir durum şuana kadar olmamıştır. İslama karşı olan devletlerin bile tasdikiyle Kur’ân’ı Kerîm değiştirilmemiştir.
"Corpus Coranicum"
Alman akademisinin Corpus Coranicum (corpuscoranicum.de) adlı sitesinde tüm bu tespit edilen mushaflarla birlikte Kur’ân’ın günümüze ulaşan en eski örnekleri, site tabanında mevcut olan eserler üzerinden göstermektedir. Âyet, âyet bakabilme imkanı vardır.7 Günümüzdeki Kur’ân ile site tabanında ki mevcut tüm metinler kıyaslandığında birebir benzerlik olduğu görülmektedir.
Hülasa; tarihsel süreçte Kur’ân’ın tahrif edilmiş olabileceğine dair hiçbir verinin olmaması, dünyanın farklı coğrafyalarında aynı Kur’ân’ı ezberleyen milyonlarca hâfızın bulunması ve hicri ilk 100. yıla nispet edilen 44 yazma metnin günümüze kadar ulaşması ve inceleme neticesine şuanki Kur'ân ile birebir benzer olması ve corpus coranicum adlı sitesi üzerinden tüm mushafların incelemeye açık olması, Kur’ân’ın korunarak günümüze kadar geldiğini ispatlamaktadır.
Konu ile alakalı linkte bulunan yazıyı okuyabilirisiniz:
https://risale.online/soru-cevap/kutsal-kitaplarin-tahrifi
https://cdn.istanbul.edu.tr/FileHandler2.ashx?f=mecelle_kulli.kaideler.pdf
Bediüzzaman Said Nursi, Lem’alar, Hayrat Neşriyat, Isparta 2013, s. 76.
Detaylı bilgi için: https://islamansiklopedisi.org.tr/incil
https://www.bbc.com/turkce/haberler/2015/07/150722_en_eski_kuran_1
https://www.ircica.org/tr/bolumler/arastirma-yayin/kuran-i-kerim-incelemeleri / https://www.haber7.com/kitap/haber/443165-80-kiloluk-kurani-kerim-en-iyi-delil / https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/3618291
https://islamiyontem.net/kitaplar/Ansiklopediler/kavramlaransiklopedisi/Kitaplara%20iman/58.htm
https://corpuscoranicum.de/fr/verse-navigator/sura/3/verse/2/manuscripts