Soru

Kuranın İfade Tarzı

Kur'anda "Allah dilediğini böyle yapar veya Allah size şöyle diyor" diye ayetler oluyor. Sanki haşa Allah birine söylüyor o yazıyor diye düşünülüyor. Ya da Peygamber efendimiz aleyhisselam kendi yazmış o zaman deniyor. Bu konuyu nasıl anlamamız gerekiyor?

Tarih: 3.12.2022 22:56:26
Okunma: 407

Cevap

Elbette Kur'an Allah'ın kelamıdır. Hazreti Muhammed ise onun mübelliğidir. Kur'an'ın bir beşer kelamı olması imkansızdır. Nitekim; Kur'an'ın, Allah'ın Kelamı olduğuna itiraz edilemeyecek derece kesin deliller bulunmaktadır. Yeterli derecede Arap dil ve edebiyat bilgisine sahip olmadan, meal okumak suretiyle basit bir bakış açısıyla böyle itirazlarda bulunmak çok doğru bir yaklaşım değildir. Kur’an’ın ayetlerinden, konularından, dizilişinden, ihtiva ettiği bilgilerden tutunda ta harflerine kadar her yerde Allah kelamı olduğu bir güneş gibi parlamaktadır. Alimlerimiz Kur’an’ın Allah kelamı olduğunu akıllarda şüphe kalmayacak surette binler delille ispat etmişler, hatta Kur’an’da bulunan tek bir harften dahi ispat edebilmişlerdir. Kur'an'ın Allah kelamı olduğuna dair bakınız; 

https://risale.online/soru-cevap/kuranin-allah-kelami-oldugunun-delilleri

Arap dilinde  ‘İltifat üslubu’ olarak bilinen, zaman zaman şahıs zamirlerinde değişiklik yapılabilen bir üslup tarzı vardır. Kur’an da Allah, kendisi için bazen “biz” zamirini bazen “ben” zamirini bazen de üçüncü bir şahıs ifadesi olan “o” zamirini yahut direk üçüncü şahıs öznesi olarak “Allah dilediğini yapar” gibi “ALLAH” ismini kullanmaktadır.  Bunun sebebi Allah’ın azametini vurgulamak istemesi, büyüklüğünü, irade ve gücünü nazara vermesidir. Allah’ın biz ifadesini kullanmasındaki hikmetler için bakınız;  

https://risale.online/soru-cevap/kuranda-gecen-biz-ifadesi-zamiri

Bununla beraber Allah bazı ayetlerde de kendinden “o” zamiri ile bazen de “Allah” ismiyle üçüncü bir şahıs gibi zikreder. Bunun ayetin konumuna göre, bağlamına göre, konusuna göre hikmeti ve maslahatı farklılık göstermektedir.

 İsmail Hakkı Bursevi Kur'an'da farklı konuşma sigalarıyla konuşmasına şöyle izah getirmiştir;

 Sultanların dört türlü konuşma tarzı vardır:
1- Ben yaptım der.
2- Biz yaptık der.
3- Kendinden bahsetmeden (Şunlar emredildi) der.
4- Yalnız unvanı ile (Sultanınız size şunu emretti, şunlar size yasak kılındı) der. Üçüncü şahıs olarak, o diye de bildirir. 

Örneğin bazı ayetlerde “kul” yani “söyle-de” kelimesi mevcuttur. Yani “Ey Muhammed! Bu cümleyi insanlara söyle ve talim et” demektir. Örneğin “De ki o Allah tektir” ayeti buna güzel bir örnektir. Hatta  Kur’an’da her ayetin önünde gizli, zikredilmeyen bir “kul” yani “de-söyle” kelimesi bulunmaktadır.[1]  Bu şu cümleye benzer “Anneme Mehmet(kendisini kast ederek) eve gelmeyecekmiş, de.” Görüldüğü gibi konuşan Mehmet olmasına rağmen kendinden ismi olan Mehmet diye bahsetmektedir. Bu kullanım cümleyi söyleyen kişinin Mehmet olmadığına delalet etmez. Aynen misalde olduğu gibi Kur’an'da bulunana bazı ayetlerde böyledir. Bunun içindir ki bazen üçüncü şahıs olarak kullanılmaktadır.

 Bunun diğer hikmeti de Allah'ın kendi isim ve sıfatlarını insanlara bildirmek ve öğretmektir. Zira  insan onun isim ve sıfatlarını tanımak ve öğrenmek için yaratılmıştır. Allah, bazı ayetlerde Halık ismini kullanarak o ismini tefekküre ve öğrenime sunmaktadır. Gafur, Rezzak, Samed, Hay, Kayyum vs. isimleri de böyledir. Allah isminin diğerlerine nazaran daha fazla kullanılmasının sebebi bütün isim ve sıfatları içerisinde kapsayan bir ism-i azam olmasındandır.

           

 

[1] Said Nursi, İşaratu’l-İ’caz, s.10


Etiketler

Yorum Yap

Yorumlar