"Kur'ân'ı kesinlikle biz indirdik, elbette onu yine biz koruyacağız."(Hicr, 15/9) Yine (Habibim ya Muhammed!)Şüphesiz biz sana kevseri verdik.(Kevser,108/1) gibi ayetlerde kullanılan "biz" kelimesinin hikmeti nedir? Neden biz diyor?
Kur'ân baştan sona tevhidi nazara verir. Kâinatta şirke yer olmadığını ifade eder. “Sizin ilâhınız bir tek ilâhtır. O’ndan başka ilâh yoktur. O, Rahmân’dır, Rahîm’dir.” (Bakara,2/163) gibi âyetlerde Allah’ın bir olduğu; saltanatında, İlahlığında, terbiye ediciliğinde, fillerinde ve sıfatlarında herhangi bir ortağının olmadığı ifade edilmiştir. Hemen hemen Kur'ân’ın bütün âyetleri tevhidden bahsediyor denebilir. Kur'ân’ın ifadelerini tevhid esasının haricinde düşünmek Kur'ân'ın temel esasına ters düşer. Onun için Kur'ân'daki ifadeleri de bu prensip (tevhid) çerçevesinde anlamak lazım.
Öncelikle şunu ifade etmekte fayda var. Allah (cc) Kur'ân-ı Kerim’de “kendi zatından” bahsederken “birinci tekil şahıs” (ben) zamirini kullanır. Mesela:
“(Habibim, ya Muhammed!) Kullarım sana benden sorarsa, şüphe yok ki ben (onlara) pek yakınım. Bana dua ettiği zaman dua edenin duasına cevap veririm. Öyleyse onlar da benim için (davetime) icabet etsinler ve bana iman etsinler; ta ki hak yolu bulsunlar.”[1] Âyetinde geçtiği üzere Allah (cc) Kendi zatı için “ben” zamirini kullanmıştır.
Kur'ân'da Rabbimizin kendisi için kullandığı biz ifadesi de farklı anlamlara gelmektedir.
Bunlar:
1) Azamet ulviyet ve büyüklüğü ifade etmek içindir:
Bir dilde bir kelime her zaman aynı anlama gelmez. Aynı kelime aynı dilde farklı anlamlara gelebilmektedir.
Mesela: “Yüz” kelimesi bazen suda yüzmek, bazen surat anlamında yüz, bazen sayı olan yüz, bazende “yüz bulmak” deyiminde olduğu gibi şımarmak anlamında mecaz olarak kullanılabilir.
Biz kelimesi de her zaman çokluğu ifade etmez. Bazen büyüklük, güç ve kuvveti ifade eder. Mesela bir sultan “biz ki şöyle şöyle yaparız veya şöyle şöyle buyurduk dediğinde” buradaki biz kelimesinden çokluğu anlamayız. Belki sultanın gücünü ve hakimiyyetini anlarız.
Kur'ân’da Rabbimizin kendisi için kullandığı biz kelimesi de öncelikle Rabbimizin mutlak güç kuvvet ve hakimiyyetini ifade eder.
Mesela;
اسْجُدُوا لِآدَمَ فَسَجَدُوا إِلَّا إِبْلِيسَ أَبَى وَاسْتَكْبَرَ وَكَانَ مِنَ الْكَافِرِينَ لِلْمَلَائِكَةِ وَإِذْ قُلْنَا
“O vakit meleklere: ‘Âdeme secde edin!’ demiştik; (cinlerden) olan İblis hariç, hemen secde ettiler.”[2]
Bu ayette “ وَ اِذْ قُلْناَ ” daki ululuğu ifade eden (ناَ ) (biz) Allah’ın (cc) yücelik, azamet ve saygınlığını gösterir. Hemen hemen bütün dillerde saygı ve yücelik bildirmek için bu tür ifade biçimine başvurulmaktadır. Saygın bir muhatapla konuşurken “sen” yerine “siz” ifadesi kullanılması mevzunun akla yakınlaştırılması için farklı bir misal olarak gösterilebilir.
2-Allah (cc) Peygamber’le konuşmasında, yani vahiyde vasıta kullanır. Vahyi peygambere ulaştıran Cebrail’dir (as). Vahyin kaynağı ise bizzat Allah’tır (cc). Bu tarz âyetlerde de yine “ben” yerine “biz” ifadesini kullanmıştır.
Mesela;
“خَصِيمًا إِنَّا أَنْزَلْنَا إِلَيْكَ الْكِتَابَ بِالْحَقِّ لِتَحْكُمَ بَيْنَ النَّاسِ بِمَا أَرَاكَ اللَّهُ وَلَا تَكُنْ لِلْخَائِنِينَ “
Habibim, ya Muhammed!) şüphesiz ki biz, bu Kitabı sana hak ile indirdik ki, insanlar arasında Allah’ın sana gösterdiği şekilde hüküm veresin!..”[3]
Bu ayette " ناَ " (biz) zamiri çoğuldur, vahiyde vasıtanın bulunduğuna işaret eder. Devamında ki “ بِماَ اَ راَكَ اللَّهُ ” (Allah’ın sana gösterdiği şekilde) cümlesinde ki اللَّهَ (Allah) kelimesi ise tekil olup vahyin kaynağının yalnız Allah (cc) olduğuna ve ortağının bulunmadığına işarettir. Allah (cc) icat ve yaratma fiilini bizzat ve yalnız kendisi yapar.