Kuran okunurken hangi şekillerde dinlemeliyiz?
Kur’an dinlerken edeb ve huşu ile ve dikkatle, elinden geliyorsa anlamaya çalışarak dinlemek gerekir. Bu mevzuda Üstad Bediüzzaman Ramazan Risalesi’nde bir hadis-i şeriften iktibasla şöyle der:
“Kur'ânı yeni nâzil oluyor gibi okumak ve dinlemek ve ondaki hitabat-ı İlahiyeyi güya geldiği ân-ı nüzulünde dinlemek ve o hitabı Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselam’dan işitiyor gibi dinlemek, belki Hazret-i Cebrail'den, belki Mütekellim-i Ezelî'den (Allahu Teâlâ’dan) dinliyor gibi bir kudsî halete mazhar olur.”
Yine Üstadımızın bu mevzu ile ilgili Mesnevi-i Nuriye eserinde geçen bir ifadesi de şöyledir:
İ’lem eyyühe’l-aziz!
Kur’ân-ı Kerim okunurken, istimâında (işitme) bulunduğun zaman muhtelif şekillerde dinleyebilirsin.
1. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm, nübüvvet kürsüsüne çıkıp nev-i beşere hitaben Kur’ân’ın âyetlerini tebliğ ederken, kıraatini kalben ve hayalen dinlemek için kulağını o zamana gönder. O fem-i mübarekinden çıkar gibi dinlemiş olursun.
2. Veya Cebrâil (a.s.) Hazret-i Muhammed’e (a.s.m.) tebliğ ederken, her iki hazretin arasında yapılan tebliğ-tebellüğ vaziyetini dinler gibi ol.
3. Veya Kab-ı Kavseyn makamında, yetmiş bin perde arkasında Mütekellim-i Ezelînin Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâma olan tekellümünü dinler gibi hayalî bir vaziyete gir.