Osmanlı Türkçesi için gerekli olan karakterleri bulunduran ama açıklamasında "Arapça yazı tipi" yazan bir yazı tipini Arapça dışında Osmanlı Türkçesi yazmak için kullanmak caiz olur mu?
Kastamonu Lahikası'nda (s. 34) geçen bu kısımda Hafız Tevfik ve kardeşinin fazla ihtiyat edip çekinmesi nasıl olmuştur? Neden çekinmişlerdir? Ayrıca Hafız Tevfik Göksu'nun kardeşi kimdir? Bununla ilgili bilgi var mıdır?
Yazı mektubu ne zaman ve nerede yazılmıştır? Hangi hususi talebelere yazılmıştır? Kısaca izah eder misinzi?
"İnsanda cisimden başka nasıl akıl, kalb, ruh, hayâl, hâfıza gibi ma‘nevî vücûdlar da var."
Yukarıdaki gibi birbirleri ile alâkadarlıkları noktasında ruhun birer cihazı ve ruha takılmış latîfeler olduklarını ifade eden konular Risâle-i Nûr’da nerelerde mevcuttur?
Küçük izahlarla beraber cevap verir misiniz?
Sekizinci Lema’da geçen şu cümleleri devamıyla birlikte izah eder misiniz?
Neden gölgeli bir Kur'an basmıyorsunuz? Bir yandan Risale yazarken ara ara Kur'anı yazar hem de okumuş oluruz.
Maksadımız Kur'ân (İslâm) harflerini muhafaza ise neden Kur'ân-ı Kerim yazmıyoruz?
Yazı yazarken neden Risale-i Nur yazıyoruz? Kur'an'ı yazsak olmaz mı? Daha eftal olmaz mı?
"Bediüzzaman Hazretlerinin bunca işkence ve sıkıntı çekmesine rağmen Risale-i Nur'u yazıp insanların imanını kurtarmak istemesindeki sır neydi? Tüm bu çabasının sebebi nedir?
Bediüzzaman Hazretleri Emirdağ Lahikası 3. cilt sayfa 256'da "Zülfikār’ın âhirinde benim imzâmla Husrev’e ve yardımcılarına duâyı Tâhirî ve yardımcılarına aynen Sirâcü’n-Nûr’un âhirinde yazılsın, imzâm atılsın." demektedir. Ancak şu an mevcut eserlerin arkasında Hüsrev Efendi Üstadımız ve yardımcılarına dua yazılmaktadır. Bunun hikmeti nedir? Bu kavil sonradan değişmiş mi? Kısaca izah eder misiniz