Sorular

9.624

Kur'an ve Hadislerde Kıyamet Alametleri

Kur'an-ı Kerim'de geçen kıyamet alâmetlerinin bir kısmını şu şekilde sıralayabiliriz:Hâlbuki şüphesiz o, (Îsâ'nın âhir zamanda yeryüzüne gönderilişi), kıyâmet için elbette bir bilgi (bir alâmet)tir; sakın onda şüpheye düşmeyin ve bana (şeriatime) tâbi' olun! Bu dosdoğru bir yoldur.1 Nihâyet Ye'cüc ve Me'cüc'ün (seddi) açıldığı ve onların her tepeden akın etmekte olduğu ve gerçek va'd (olan kıyâmet)in yaklaştığı zaman bir de bakarsın ki, inkâr edenlerin gözleri (dehşetten) donuktur. “Eyvah bize! Hakîkaten bundan gaflet içindeydik, (biz) bil'akis (nefsimize) zulmeden kimseler imişiz!” (derler).2 O hâlde, göğün insanları bürüyecek apaçık bir duhân (bir duman) getireceği günü gözetle! Bu (pek) elemli bir azabdır.3 Rivayetlere göre bu duman, kıyamet yaklaştığı sırada, doğu ile batı ve yer ile gök arasını kaplayacak olan bir duman olup, kıyamet alâmetlerindendir. İbn-i Mes'ud (ra)'dan bir rivayette ise, şöyle denmiştir: “Kureyş şirk üzere kalmakta ısrâr edip Resûlüllah (asm)'a karşı isyanlarını ortaya koydukları vakit Hz. Peygamber (asm), Yûsuf (as)'ın zamanındaki kıtlık yıllarına ma'ruz kalmaları hususunda onlara beddua etti. Bunun üzerine öyle bir kıtlık ve meşakkate uğradılar ki, kemik yemek mecburiyetinde kaldılar. İçlerinden biri göğe bakardı da hâlsizlikten kendisi ile gök arasında duman tabakası gibi bir şey görürdü.” Ayet buna işaret etmektedir.4Peygamber Efendimizin (sav) kıyametin alametleri olarak rivayet edilen hadis-i şeriflerin bir kısmını şu şekilde sıralayabiliriz:Huzeyfe b. Esîd el-Gıfârî anlatıyor: “Bir gün biz kendi aramızda konuşurken Peygamber (sav) geldi ve "Ne müzakere ediyorsunuz?" diye sordu. Ashâb, "Kıyamet hakkında konuşuyoruz." dediler. Bunun üzerine Resûlullah (sav), "Siz şu on alâmeti görmedikçe, kıyamet kopmayacaktır." buyurdu ve şunları saydı: "Duman, Deccâl, Dâbbe, güneşin batıdan doğması, Meryem oğlu İsa"nın (as) yeryüzüne inmesi, Ye"cûc ve Me"cûc, doğuda, batıda ve Arap yarımadasında olmak üzere üç büyük çökmenin yaşanması ve son olarak Yemen"den çıkıp insanları haşrolacakları yere sürecek bir ateş."5 İlim kaybolmadıkça, depremler çoğalmadıkça, zaman kısalmadıkça, karışıklıklar ortaya çıkmadıkça, herc yani cinayetler artmadıkça ve elinizde mal çoğalıp taşmadıkça kıyamet kopmaz.6 Kıyamet alâmetlerinden bazıları şunlardır: İlmin kaldırılması, cehaletin artması, zinanın çoğalması, şarap içmenin yaygınlaşması, erkeklerin azalıp kadınların çoğalması. O derecede ki elli kadına bir erkek düşecektir.7 Zaman yakınlaşmadıkça kıyamet kopmaz. Bu yakınlaşma öyle olur ki, bir yıl bir ay gibi, ay bir hafta gibi, hafta da bir gün gibi, gün saat gibi, saat de bir çıra tutuşması gibi (kısa) olur.8 Kıyamet, bize ebedî olan âhiret hayatının karşısında geçici dünya hayatının önemsizliğini ifade ediyor. Asıl olan, her şeyin yıkılıp altüst olduğu o günde iman dolu kalplerin dimdik ayakta durabilmesidir.Zuhruf Suresi 43/61Enbiya Suresi 21/ 96-97Duhan Suresi 44/10-11Suyuti, Celâleyn Şerhi, Beyrut 1996, c. 7, 119Müslim, Fiten, 39Buhârî, İstiskâ, 27Buhârî, Nikâh, 111Tirmizi, Zühd 24.

5

Mandala Atölyesinde Ücret Belirleme ve Telif Tereddüdü

“Helal dairesi keyfe kâfidir” prensibiyle çalışan üniversiteli bir topluluğuz. Gençlere yönelik “Mandala Boyama Atölyesi” düzenleyeceğiz. Şablonları Pinterest'ten ücretsiz indirdik; telifleri belirsiz. Baskı maliyeti kişi başı 7,50 TL, boyalar elimizde mevcut. Katılımcılardan 50 TL alıp arta kalan parayı sonraki faaliyetlerimize aktarmak istiyoruz. Telif şüphesi ve kâr amacı gütmeden böyle bir ücret talep etmemiz fıkhen uygun mudur?

4.331

Hak Mezheplerin Ortaya Çıkmasının Hikmeti

Sevgili Peygamberimizden (sav) önce, farklı asırlarda farklı peygamberler gelmiş ve ümmetlerine farklı şeriatlar getirmişlerdir. İman esaslarında ve temel meselelerde farklılık olmamakla beraber, teferruattaki bazı hükümler farklılıklar olmuştur. Bu farklılığın sebebi; eski dönem insanlarının birbirinden uzak topluluklar olarak yaşamaları yüzünden aralarında çok ciddî karakter, kültür ve anlayış farklarının olmasıdır. Farklı özelliklere sahip bu insanların terbiyeleri için de farklı şeriatlar gelmesi İlâhî hikmetin bir gereği olmuştur.Fakat, Peygamber Efendimiz (sav) ve ondan sonraki asırlarda insan toplulukları birbirleriyle yaklaşmış ve özellik ve anlayış farklılıkları kısmen azalmıştır. Bu yüzden farklı şeriatlara da ihtiyaç kalmamıştır.Bununla beraber, farklılıklar tamamen kalkmadığı için, bu sefer de İlâhî hikmetin bir gereği olarak mezhepler devreye girmiştir. İslâm dini son ve tek din olarak gönderildiği için bütün insan tabakalarına ders verip terbiye edebilecek bir genişlikte gönderilmiştir. Bu genişliğin ve kuşatıcılığın bir numunesi de İslâm mezhepleridir.1 Netice olarak mezheplerin farklı hükümleri, dinin kendinde var olan ve insanların farklılıklarını gözeten genişliklerdir. Bu farklılaşmaya işaretle Resûl-ü Ekrem (sav) şöyle buyurmuştur:Ümmetimin ihtilafı rahmettir.2 Bununla beraber mezhepler arasındaki farklılıklar öyle çok da değildir. Sadece teferruat kısmıyla alakalıdır. Bu da çok azdır. Bediüzzaman Hazretleri bu konuda şöyle demektedir:Şeriatın yüzde doksanı, zaruriyat ve müsellemat-ı diniye birer elmas sütundur. Mesail-i içtihadiye-i hilafiye, yüzde ondur.3 Yani şeriatın yüzde doksanı, herkesçe bilinen zaruriyat ve müsellemat-ı diniyeden oluşur; bunlar dinin değişmez, sağlam ve elmas gibi hükümleridir. Geriye kalan yüzde onluk kısım ise içtihadî ve ihtilaflı meselelere dairdir. Bu kısımda farklı görüşler bulunabilir; fakat esas yapıyı sarsmaz. Yani şeriatın temel direkleri sabit, ihtilaflı meseleler ise sınırlıdır.Bu konuda detaylı izah için lütfen bakınız;Mezheplerin Ortaya Çıkış SebepleriMezheplerdeki Farklılıkların SebebiBediüzzaman Said Nursi, Sözler, Hayrat Neşriyat, Isparta 2013, s. 160.Fethu'l Kebir, 1656.Bediüzzaman Said Nursi, Mektubat, Hayrat Neşriyat, Isparta 2013, s. 497.