"Ve o enenin dürbünüyle, kâinât ne olduğunu ve ne vazîfe gördüğünü görür. Ve âfâkî ma‘lûmât nefse geldiği vakit, enede bir musaddık görür. O ulûm, nûr ve hikmet olarak kalır. Zulmet ve abesiyete inkılâb etmez." Cümlesinde tam olarak neyi kast ediyor? Bu cümleyi izah edebilir misiniz?
Yani dışardan ve kainattan bilgiler geldiği zaman enede bir tasdikçi olur. Çünkü ene ayine gibi başakasının manasını gösterdiği için kendisindeki ölçücükler ile Allah'ın isim ve sıfatlarını bir derece anlamaya başlar. Gelen malumatı Mana-yı harfi ile değerlendirerek Allah'ın isim ve sıfatlarını gösterdiğini görür. Her gelen ilim, bilgi,sanat ve fen ne olursa bunun Allah'ın varlığına ve birliğine bir delil olduğunu anlar. Bu şekilde hakikate ulaşır. Gelen bilgiler ilim ve hikmet ve nur olarak kalır. Kişiyi şirke veya küfre götüren bir karanlık olarak kalmaz.