Sorular

5.787

Mâhiyet-i Câmi'a Ne Demektir?

MâhiyetArapça'da “mâ hüve” (Bu nedir?) sorusundan oluşturulmuş yapma (ca'lî) bir isimdir. “Mâ” edatına, nisbet ifade eden “yâ” ile isim yapmak için kullanılan “tâ” harfinin eklenmesiyle oluşan mâiyyet de mâhiyyet ile eş anlamlı olarak kullanılmaktadır. Bir felsefe terimi olarak mâhiyet somut bir varlığı (mevcut) ne ise o yapan özü ifade etmek için kullanılır. Meselâ somut bir varlık olarak ağacın ne olduğuyla ilgili soru ağaçlar arasında müşterek olan, onları ağaç olmayanlardan farklı kılan bir öze atıfla cevaplandırılır ve buna “ağacın mâhiyeti” anlamında “ağaçlık” denilir. Yani mâhiyet, bir varlığı o varlık yapan, onu diğer varlıklardan ayıran (kişiye veya türe ait olan özellik) ve “o nedir?” sorusuna cevap veren ortak ve değişmez özdür.1Câmi'aCâmi', Arapça'da “toplamak, bir araya getirmek” anlamındaki cem' kökünden sıfat olan ve sözlükte “toplayan, bir araya getiren, buluşturup birleştiren” anlamına gelmektedir. Aynı zamanda Allah'ın isimlerinden birisidir "el-câmi'".2 Câmiiyet / Câmi'a ise kelime manası olarak çok şeyleri içinde toplamak, kuşatmak ve kapsamak manalarına gelir.Mâhiyet-i câmi'a / Mâhiyet-i câmiiyetBir varlığın yalnızca onu o yapan temel özü değil, aynı zamanda o varlıkta bulunan bütün sıfatları, özellikleri ve şubeleri kuşatacak şekilde geniş ve kapsayıcı olan mâhiyetidir. Yani tek tek özellikleri dışarıda bırakmadan, tamamını içinde toplayan ve birleştiren mahiyet anlamına gelir. Meselâ insanın mâhiyeti, onu diğer varlıklardan ayıran “akıllı canlı” oluşudur. Fakat mâhiyet-i câmi'a, insanda bulunan akıl, irade, duyular, konuşma, öğrenme, ahlâk ve sorumluluk gibi bütün hususları birlikte kuşatan ve hepsini tek bir hakikatte toplayan mâhiyettir. Bediüzaman Hazretleri bu konuda şöyle demektedir:İnsan, mâhiyet-i câmiiyeti i'tibâriyle mevcûdâtın hemen ekserîsiyle alâkadârdır. Hem insanın mâhiyet-i câmiasında hadsiz bir isti'dâd-ı muhabbet dercedilmiştir. Onun için insan, umum mevcûdâta karşı bir muhabbet besliyor. Koca dünyayı bir hâne gibi seviyor. Ebedî cennete bahçesi gibi muhabbet ediyor.3Yani insanın mâhiyet-i câmi'asının özellikle kapsayıcılık, alâkadar olma ve sınırsız muhabbet kabiliyeti vurgulanmaktadır. İnsan, mâhiyeti gereği yalnız kendisiyle sınırlı bir varlık değildir. Aksine yaratılanların büyük bir kısmıyla irtibat kurabilecek bir yapıya sahiptir. Bu câmi' -yani kapsayıcılığı-, mâhiyetinde -yani yaratılışındaki özelliğinde bulunan- geniş muhabbet kabiliyeti sayesinde insan, dünyayı bir ev gibi, âhireti ve cenneti ise bir bahçe gibi sevebilmektedir. Yani insanın mâhiyeti, onu bütün varlıkla irtibat kuran ve sevgisini maddî âlemden ebedî âleme kadar genişleten bir merkez hâline getirmektedir.Sonuç olarak, mâhiyet-i câmi'a, bir varlığın yalnızca onu o yapan temel özünü değil, o varlıkta bulunan bütün kabiliyetleri, yönleri ve alâkaları birlikte kuşatan kapsamlı özelliktir. Özellikle insanda bu mâhiyet, onu diğer varlıklarla irtibatlandıran, muhabbetini dünyadan ebedî âleme kadar genişleten bir özellik barındırmaktadır. Bu sebeple mâhiyet-i câmi'a, parçalayıcı değil, toplayıcı ve kuşatıcı bir hakikati ifade eder.Ayrıca Bakınızİnsanın Câmiiyetinin ManasıKaynakçalarTahsin Görgün, "Mâhiyyet", TDV İslâm Ansiklopedisi, 2003, c.27, s. 336.Bekir Topaloğlu, "CÂMİ'", TDV İslâm Ansiklopedisi, 1993, c.7, s. 92-93.Bediüzzaman Said Nursi, Lem'alar, Hayrat Neşriyat, Isparta 2016, s. 11.

5

Zaman ile Ezeli Kudret Arasındaki ilişki?

Kader risalesinde ayna temsili ile mazi, hal ve istikbali Allah'ın birden tuttuğu, kuşattığı bildiriliyor. Peki bu manaya göre Allah için cennete ve cehenneme girecekler daha onlara göre vakit gelmeden hem onları girmiş hem de daha girmemiş mi görüyor ya da kudreti aynı anda hem kıyameti olduğu anda hem de cehennemdeki bir anda tecelli mi ediyor ya da bu manaya göre bize göre geçmişte kalan ve harici vücutlarını kaybedip ilim dairesine giden varlıklar Allah için var mı, kudret onlara tecelli ediyor mu? Bununla berber kudretin tecelli etmesi ya da tecelliyi kesmesi gibi şeyler zaman içinde olmaz mı? Allah'ın zamandan münezzeh oluşu ile nasıl izah edebiliriz? Bu cidden çok aklıma takılan bir soru, özellikle filozof Kant'ın felsefesini biraz okuyunca aklıma gelen sualler risaleler ışığında detaylı izah ederseniz çok sevinirim. Bu noktada ilimden ziyade kudret sıfatı açısından soruyorum. Zira biz bir fiili bir süre içinde yaparız yani tecelli ettirme, ilim dairesine gönderme vs. zamanla ilişkili değil mi?

1.098

Fitre (Fıtır Sadakası) Kimlere Verilebilir?

Fıtır sadakası, kişinin bakmakla yükümlü olmadığı yoksul Müslümanlara verilir. Fıtır sadakası ve oruç fidyesini vermek durumunda olan kimsenin bunlardan doğrudan ya da dolaylı olarak yararlanmaması esastır. Zekât için de aynı kural geçerlidir. Bu sebeple bir kimse zekâtını, fıtır sadakasını ve fidyesini kendi usûl ve fürûuna veremez. (Usûl, bir kimsenin anası, babası, dede ve nineleri; fürûu ise; çocukları, torunları ve onların çocuklarıdır.) Ayrıca eşler de birbirlerine zekât, fitre ve fidye veremez. Bunların dışındaki kardeş, teyze, dayı, amca, hala ve onların çocukları, gelin, damat, kayınpeder ve kayınvalide gibi akrabalar zengin değillerse kendilerine zekât, fitre ve fidye verilebilir 1Ayrıca BakınızFitre veya Fıtr Sadakası Hakkında Bilinmesi GerekenlerFitre Verilemeyecek KimselerFitre Yiyecek ve Para Olarak Verilebilir mi?Sigara İçene Fitre Ve Zekat Verilir mi?Fitre (Fıtır Sadakası) ve Fidyenin FarkıKaynakçalarZeylaî, Tebyînü'l-hakâik Şerhu Kenzi'd-dekâik, Dâru'l-Kütübi'l-İslamî, Kahire 1898, c.1, s.301