İsrâiliyat bilgilerinin İslam'a girmesinin ne gibi zararları olmuştur.?
İsrailiyyat: Hz. Yakub’un(as) ikinci adı veya lakabı olan İsrâil kelimesiyle nisbet ismi oluşturan İsrâiliye’nin çoğuludur. Büyük oranda yahudi, kısmen de hıristiyan kaynaklarından nakledilen “efsane, kıssa, olay veya bilgi” anlamında kullanılır. Bazı âlimler, İslam muhaliflerinin bu dine ilave etmeye çalıştıkları asılsız ve uydurma haberler hakkında da aynı terimi kullanmışlardır.
Benî İsrail ulemasının bir kısmı müslüman olduktan sonra, eski bilgileri dahi onlarla beraber müslüman olmuş, İslâmiyete malolmuş. Halbuki o eski malûmatlarında yanlışlar var. O yanlışlar, elbette onlara aittir, İslâmiyete aid değildir.
Benî İsrail âlimlerinin müslüman olanlarından bir kısmı, bir kısım hadis-i şerifleri eski kitablarda gördükleri hikâyelere tatbik edip, hadîslerin manasını acib bir tarza çevirmişler. Ve Bazı dikkatsizler tarafından da hadîs zannedilmesine sebeb olmuştur.
İsrailiyatı ithal etmek, İslamiyetin temel inanç esasları, hükümleri ve şeriatinin değerinin düşmesine sebeb olmuş ve hakikati araştıran insanların yorulmasına yol açmıştır.
Tahkikten taklide bir yol açmıştır.
Bir kısım israiliyat, din süsüyle görünerek İslamiyete girmesiyle fikirleri karıştırmıştır. Çünkü İslâmiyetin usulüne zıd olmadığından, hikâyeler gibi rivayet olunurken, ehemmiyetsizliği için tenkitsiz dinlenirlerdi. Fakat sonra hak olarak kabul edildiler, çok şüphelere sebebiyet verdiler.
Kısaca: İsraili rivayetlerde büyük ölçüde yanlış bilgilerin ve tahrifatın bulunması, bunların Hz. Peygamber’e veya sahabilere nisbet edilmesi şüphe yok ki dini açıdan sakıncalar doğurmuştur. Bu tür rivayetler, inancı etkileyerek Allah’a yaratılmışlık özelliği taşıyan sıfatların nisbet edilmesine sebebiyet vermiş, teşbih ve tecsime gidilmesine yol açmış, peygamberlerin ismetini zedeleyecek fikirler ortaya koymuş, âhiret hayatıtla ilgili olarak naslarla bağdaşmayan açıklamalar getirmiş, dinin bid’at ve hurafelerle dolu olduğu intibaını uyandırmıştır.