Kastamonu Lahikasinda su şöyle geçiyor: - "Eger o Galib hükümet netice-i harbi kazansa" - "bir taife dahi, .., parasütlerle semadan, bir bela-yi semavi gibi nüzul ettiriyor" Buna dair su sorularim var: 1) Buradaki "Galib" hükümetden maksat nedir? 2) Bu dinsizliğe karşı hareket eden Iseviler hangi hükümet oluyor? Bugün Isevi oldugunu iddia eden ve dünyaya zulüm saçanlar var. Nasil Islam ile ortak calışacaklar?
Burada Üstad hazretleri, Hazret-i İsa Aleyhisselâmın temsil ettiği din-i İsevî'nin hakikîsini esas tutan İsevî Ruhanîlerin cemaati ile Deccal’ın temsil ettiği dinsizliği tervice başlayan cemaatin veya devletin muharebesinden bahsediyor. Bu muharebe bir savaş şeklinde olabileceği gibi ilim, fikir, teknoloji ve hatta ekonomik sahada bir mücahede ve muharebe olabilir.
Galib Hükümet; Hz.İsa’nın nüzulüyle tasaffi edecek yani hurafelerden ve yanlış inanışlardan uzaklaşarak temizlenecek olan Hristiyan devletidir. Bu devlet büyük dinsiz devletlere karşı Müslümanlarla beraber hareket ederek büyük bir galibiyet elde edecektir. Ama bu hükümet veya devlet hangisidir, onu bilemiyoruz. Hangisi Müslümanlarla ittifak ederek hakiki dine hizmet ederse odur.
Bu konuda Üstad Hazretleri şöyle buyurmaktadır: “Dinsizlik cereyânına karşı ayrı ayrı iken mağlûb olan Îsevîlik (hristiyanlık) ve İslâmiyet ittihad (birleşme) netîcesinde, dinsizlik cereyânına galebe edip dağıtacak isti‘dâdında iken; âlem-i semâvâtta cism-i beşerîsiyle (insânî bedeniyle) bulunan şahs-ı Îsâ Aleyhisselâm, o dîn-i hak cereyânının başına geçeceğini, bir Muhbir-i Sâdık (dosdoğru haber veren Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselâm), bir Kâdir-i külli şey’in (herşeye kudreti yeten Allah’ın) va‘dine istinâd ederek (dayanarak) haber vermiştir. Mâdem haber vermiş, haktır; mâdem Kâdir-i külli şey’ va‘d etmiş, elbette yapacaktır. (...) Hazret-i Îsâ Aleyhisselâm geldiği vakit, herkes onun hakikî Îsâ olduğunu bilmek lâzım değildir. Onun mukarreb ve havâssı (ona yakın seçkin bir tâife), nûr-ı îmân ile onu tanırlar. Yoksa bedâhet derecesinde (apaçık bir şekilde) herkes onu tanımayacaktır.” (Mektûbât-1)
Hz. İsa’nın gelmesiyle İseviler esas dinlerine dönecekler dolayısıyla kendi bozulmamış kitaplarında ve dinlerinde İslamiyet’e ve Hz. Peygambere olan işaret ve yönlendirmeleri görüp onlar da Müslüman olacaklardır. Bunlar belki de bütün o devletin vatandaşları olmasa da o ülkedeki belli bir kısım insanlar olabilirler diye de kabul edilebilir.
Üstad Hazretleri bu konu hakkında Mektubat adlı eserinde şöyle buyurmaktadır.
Hem âlem-i insaniyette inkâr-ı ulûhiyet niyetiyle medeniyet ve mukaddesat-ı beşeriyeyi zîr ü zeber eden Deccal komitesini, Hazret-i İsa Aleyhisselâm'ın din-i hakikîsini İslamiyet’in hakikatiyle birleştirmeye çalışan hamiyetkâr ve fedakâr bir İsevî cemaati namı altında ve "Müslüman İsevileri" unvanına lâyık bir cemiyet, o Deccal komitesini, Hazret-i İsa Aleyhisselâm'ın riyaseti altında öldürecek ve dağıtacak; beşeri, inkâr-ı uluhiyetten kurtaracak. (Mektubat)