Soru

Risale-i Nur'da İzah Edilen Mana Tabakaları (İşaret, Remiz, Îma, Telvih, Telmih)

"Bütün tefsirlerde görünen ve sarahat, işaret, remiz, îma, telvih, telmih gibi tabakalarla müfessirînin beyan ettikleri manalar, kavaid-i Arabiyeye ve usûl-ü nahve ve usûl-ü dine muhalif olmamak şartıyla, o manalar, o kelâmdan bizzât muraddır, maksuddur." (İşarat-ül İ'caz, 7)

Bu cümleye istinaden sual etmek isterim ki, Risale-i Nur da bu neviden bir tefsir midir? Yani işaret, remiz, îma, telvih, telmih gibi tabakalarla beyan edilen çeşitli ya da daha derin manalar R. Nur'da var mıdır?

Tarih: 10.09.2024 11:55:12
Okunma: 130

Cevap

Öncelikle şunu beyan edelim ki Kur'ân bir beşer kelamı değildir, İlahî bir kelamdır. Hem icazlı (az sözle çok şey anlatma) hem de i'cazlıdır.(mucizevî). Bu sebeple Kur'ân'ın mana tabakaları sonsuzdur. Her bir müfessir ondan farklı manalar çıkarmıştır. Zâhiren anlaşılan mânanın dışında imâ, işaret ve telvihlerle batınî, gizli mânalar da bulunmaktadır. Bunu anlamak ehil kimselerin işidir. Manevî âlemlerde üstün olan kimseler ve Allah'ın kendisine batınî ve zahirî ilimleri verdiği zatlara mahsustur. Bu gibi mânaların işlediği tefsirlerde vardır. Bunlara "işâri, tasavvufî tefsirler" de denir. Bu tarz eserlerin sahipleri Kur'ân'ın ve sünnetin sınırları dahilinde âyetlerin ilk anlaşıldığı mananın yanında bazı işarî yorumlarda bulunmuşlardır. Şüphesiz her birinin verdiği mâna Kur'ân'a ve İslâm'a aykırı olmamak kaydıyla Allah'ın kelamının bir tabakası olabilir.

Bunları ifade ettikten sonra Kur'ân'ın mâna tabakaları kadar çok olmasa da büyük zatların, mâna âleminin reislerinin eserlerinde de gizli, işarî mânaların olduğu söylenebilir. Örneğin Hz. Ali'nin, Hz. Abdulkadir Geylanî'nin, Hz. İmam Rabbanî'nin, İbn Arabî'nin (r.a ecmain) eserlerinde de bu telmih ve imâların bulunduğu vakîdir. Fakat bu mânaları işaret etmek kadar anlamak da yine ilimde pek yüksek olanların ve Allah'ın kendilerine batınî ilimleri bahşettiği zatların işidir. Bu manaları ekseriyetle o zatlar görebilir, anlayabilir. Bizler de Risale-i Nur Talebeleri olarak gerek Kur'ân'ın gerekse diğer büyük zatların bu işaretlerini Üstadlarımız vesilesiyle anlıyor, biliyoruz.

Risale-i Nur'da zahirî mânaların dışında işarî mânaların bulunması meselesi ise imkan dahilindedir. Hayatı ve eserleri incelendiğinde görüleceği üzere Bediüzzaman Hazretleri, herhangi bir âlim gibi değildir. Madde ve mâna âleminin çok büyük zatlarından birisidir. Son yüzyılın müceddidir. Bu sebeple eserlerinde işaretler, imâlar, batınî mânalar bulunması muhtemeldir. Fakat bu mânaları anlamak ve idrak etmek bizim yapabileceğimiz bir iş değildir. Onu anlamak yine büyük zatların işidir. Bununla beraber nadiren bazı şahıslar kendi dünyasında bir takım mânaları ve işaretleri anlasa da bunu umama teşmil edemez, bağlayıcı kabul edemez.


Yorum Yap

Yorumlar