İşaret'ül-icaz at üstünde nasıl yazıldı?
Bütün Risale-i Nur Külliyatının bir fihristesi, bir listesi ve o Nur bahçesinin bir fidanlığı olan “İşaratü’l i’caz” tefsiri, Hz. Üstad Birinci Dünya Savaşı’nda Ruslara karşı doğu cephesinde harp ederken telif edilmiştir.
Bediüzzaman Hazretleri, 1914-1916 seneleri arasında bir yandan cephede düşmanla maddi olarak cihad ederken, diğer yandan kalbine ilhâm olunan manaları, küfür ve dinsizlik fikrini temelinden çökertecek olan Risale-i Nur Külliyatının fâtihası hükmündeki İşaratü’l i’caz adlı eserini kahraman ve sadık talebesi Molla Habib’e yazdırmıştır. Öyle ki harbin en zor şartlarında, bazen avcı hattında, bazen at sırtında, bazen de siperde iken düşmanın top gülleleri arasında, yanında müracaat edilecek hiçbir kitap olmadığı halde, nerede kalbine ilhâm gelirse “Molla Habib yaz!” diyor, hazır bekleyen talebesi de derhal bu derin manaları yazıya geçiriyordu. Molla Habib, Hz. Üstad’ın söylediği manaları hem müsvedde olarak yazmış hem de daha sonra temize çekmek suretiyle bir şaheserin ortaya çıkmasına hizmet etmiştir.
Bediüzzaman Hazretleri, 1918 senesinde Rus esareti dönüşünde en önce, cephede yazdığı İşaratü’l i’caz tefsirini İstanbul matbaalarında bastırıp muhtaçlara ücretsiz dağıtmıştır. Bu eserin kâğıt masrafını da Harbiye Nazırı Enver Paşa kendi kesesinden karşılamıştır.
Bu konuda daha detaylı malumat için lütfen bakınız;
Bediüzzaman Said Nursi ve Hayru’l-Halefi Ahmed Hüsrev Altınbaşak, 1. Cild, s. 183.