İnsanlara peygamber gönderilmesi hayır mıdır, şer midir?
"(Ey Resûlüm!) (Biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik."(Enbiya,107)
Yukarda geçen ayete göre peygamberlerin gelmesi rahmettir, büyük bir nimettir. Peygamberler vasıtasıyla insanlar cehaletten, azgınlıktan, sapkınlıktan, cehennemden kurtulur. Peygamberler Allah'ın insanlara ulaştırmak istediği bilgileri ulaştırır. Allah'ın razı olduğu ve razı olmadığı şeyleri insanlara bildirirler. Allah'ı bize tanıttırırlar. Eğer peygamberler olmasa idi Allah'ın isim ve sıfatlarını, sevdiği sevmediği şeyleri, nasıl kulluk edileceği bilinmezdi.
Bütün bu güzel ve iyi taraflarına rağmen bir kısım insanlar onları dinlemeyerek cehenneme giderler. Fakat bütün hayır ve iyilik çağrılarına kulak tıkayıp illa şerri tercih eden ve cehenneme gitmek isteyen kendileri olur. Haşa peygamberlerden dolayı bunlar cehenneme gitti. O zaman bu iyi olmadı belki şer oldu denilmez. O zaman niçin imtihan oluyoruz, imtihan olmasa idi cehenneme gidilmezdi. Kuran gelmese idi, nefis ve şeytan olmasa idi, Allah bizi yaratmasa idi gibi bir çok yanlış kıyaslamalar yapılabilir.
Bu noktada Bediüzzaman hazretlerinin şöyle bir izahı var:
"Eğer sual etseniz ki: Bi'set-i enbiya(peygamberlerin gönderilmesi) ile beraber şeytanların vücudundan ekser insanlar kâfir oluyor, küfre gidiyor, zarar görüyor. "El-hükmü lil-ekser"(hüküm çoğunluğa aittir) kaidesince, ekser ondan şer görse, o vakit halk-ı şer(şerri yaratmak) şerdir, hattâ bi'set-i enbiya(peygamberlerin gönderilmesi) dahi rahmet değil denilebilir?
Elcevab: Kemmiyetin(sayı çokluğunun), keyfiyete(kaliteye) nisbeten ehemmiyeti yok. Asıl ekseriyet, keyfiyete bakar. Meselâ: Yüz hurma çekirdeği bulunsa, toprak altına konup su verilmezse ve muamele-i kimyeviye görmezse ve bir mücahede-i hayatiyeye mazhar olmazsa, yüz para kıymetinde yüz çekirdek olur. Fakat su verildiği ve mücahede-i hayatiyeye maruz kaldığı vakit, sû'-i mizacından(kötü mizacından) sekseni bozulsa, yirmisi meyvedar yirmi hurma ağacı olsa, diyebilir misin ki "Suyu vermek şer oldu, ekserisini bozdu"? Elbette diyemezsin. Çünki o yirmi, yirmi bin hükmüne geçti. Sekseni kaybeden, yirmi bini kazanan, zarar etmez; şer olmaz. Hem meselâ: Tavus kuşunun yüz yumurtası bulunsa, yumurta itibariyle beşyüz kuruş eder. Fakat o yüz yumurta üstünde tavus oturtulsa, sekseni bozulsa; yirmisi, yirmi tavus kuşu olsa, denilebilir mi ki: "Çok zarar oldu, bu muamele şer oldu, bu kuluçkaya kapanmak çirkin oldu, şer oldu"? Hâyır öyle değil, belki hayırdır. Çünki o tavus milleti ve o yumurta taifesi, dörtyüz kuruş fiatında bulunan seksen yumurtayı kaybedip, seksen lira kıymetinde yirmi tavus kuşu kazandı.
İşte nev'-i beşer(insanlık nevi) bi'set-i enbiya(peygamberlerin gönderilmesi) ile, sırr-ı teklif ile, mücahede ile, şeytanlarla muharebe ile kazandıkları yüzbinlerle enbiya ve milyonlarla evliya ve milyarlarla asfiya gibi âlem-i insaniyetin güneşleri, ayları ve yıldızları mukabilinde; kemmiyetçe kesretli(sayı itibariyle çok), keyfiyetçe (kalite ititbariyle) ehemmiyetsiz hayvanat-ı muzırra(zararlı hayvanlar) nev'inden olan küffarı(kafirleri) ve münafıkları kaybetti." (12. Mektub)