Allah’ın insanlara peygamber göndermesi, rahmetinin ve hikmetinin en büyük göstergelerindendir. Evet insan, aklı ve vicdanıyla birçok hakikati kavrayabilir; fakat tek başına her zaman doğruyu ve hakikati bulamaz. Bu bağlamda insanın, gönderildiği şu dünyanın ne anlam ifade ettiğini, ne için gönderildiğini, dünyada ne yapması gerektiğini ve ölümden sonra onu ne beklediği gibi konularda bir rehbere ihtiyacı vardır. İşte bu sebeple Allah, insanları karanlıktan aydınlığa çıkaracak, doğru yolu gösterecek, hayatı anlamlandıracak ve bu dünya hayatından sonrası için bilgi verecek peygamberler göndermiştir. Kur’ân’da bu durum şöyle ifade edilir:
And olsun ki, her ümmet içinde: “Allah'a kulluk edin ve tâğuttan (Allah'ın yerine tutacağınız her şeyden) kaçının!” diye (kendilerine nasîhat etmesi için) bir peygamber gönderdik.1
Allah’ın peygamber gönderme sebeplerine biraz daha detaylı değinecek olursak;
1. İnsanları Tevhid İnancına Davet Etmek ve Kulluk Bilincini Öğretmek
İnsanın en temel ihtiyacı, kendisini yaratan ve bu dünyaya gönderen yaratıcısını bilmek, tanımak ve ona kulluk etmektir. İnsan aklı, Allah'ın varlığını kavrayabilir fakat bu kavramasında çok hatalı tercihler de yapabilir. Nitekim tarih boyunca insanlar türlü türlü inanışlara sahip olmuşlar. Puta/heykele, ateşe, güneşe, aya ve paganizm denilen çok tanrılara inanıp tapmışlardır. İnsanlar ancak peygamber öğretisiyle gerçek yaratıcı, tek bir ilah olduğunu öğrenip inanabilmişlerdir. İşte peygamber gönderilmesinin en büyük gayesi; Allah'ın kendini insanlara tanıtması, insanların da peygamberler vasıtasıyla hakiki yaratıcılarını bulmasıdır.
Gönderilen peygamberler insanlara Allah’ı tanıtıp, ona nasıl ibadet ve kulluk edeceklerini de öğretiyorlar. Böylece insan, kendisini yaratan zatı tanır ve onun rızası dairesinde emrettiği şekilde yaşamaya çaba gösterir. Allah, Kur’ân-ı Kerîmde şöyle buyurmaktadır:
Senden önce hiçbir peygamber göndermedik ki ona, ‘Benden başka ilâh yoktur, bana kulluk edin’ diye vahyetmiş olmayalım. 2
2. İnsanlara Doğru Yolu Göstermek ve Ahlakı Öğretmek
İnsan, aklıyla iyiyi ve kötüyü kısmen ayırt edebilir, fakat ayrıntılı olarak neyin helal neyin haram olduğunu, Allah’ın hoşnut olduğu yolu bilemez. Ayrıca durum kişiye göre değişkenlik de gösterebilir. Kimi için iyi olan, kimi için kötüdür. Bu konuda insan için ortak bir iyi ve kötü algısını ihtiyaç vardır. İşte peygamberler, Allah’tan aldıkları vahiy ile insanlara hidayet yolunu gösterir. Bu sayede iyi ve kötü tam olarak belirlenmiş olur. Böylece insan, karanlıkta kalmaz ve yolunu şaşırmaz.
Ayrıca insanın kemale ermesi sadece bilgi ile değil güzel ahlaka kavuşması ile mümkündür. İşte peygamberler, insanlara sadece bilgi vermekle kalmaz; onları kötülüklerden arındırır, iyiye yöneltir, ahlâkı güzelleştirir ve böylece insanlığı en yüksek seviyeye taşırlar. Bu konuda bir ayet ve hadis zikredecek olursak;
(O peygamber) onlara iyiliği emreder ve onları kötülükten yasaklar; hem onlara temiz şeyleri helâl, pis şeyleri ise üzerlerine haram kılar.3
Ben güzel ahlâkı tamamlamak için gönderildim.4
3. Adaleti Sağlamak ve Ahiret Gününden Haber Vermek
Toplumların en önemli ihtiyaçlarından biri de adalettir. İnsanlar kendi çıkarları ve menfaatleri için zulme meyledebilirler. Bu sebeple insanlar tarih boyunca kendilerince bir adalet sistemi ve düzen tesis etmeye çalıştılarsa da zulmün önüne geçememişlerdir. İşte peygamberler, Allah’ın toplumsal yaşama dair öğretilerini/emirlerini insanlara bildirerek insanlar arasında hakiki adaletin tesis edilmesini sağlar. Bu sayede zulüm ortadan kalkmıştır.
İnsan fıtraten, ölüm sonrası hayatı merak eder. Bu dünyada olan nimetlerin devamını fıtraten ister ve arzu eder. Ancak ahiret, insanın kendi aklıyla tamamen bileceği bir gerçeklik değildir. Ölümden sonra bir hayatın olduğunu ancak peygamberler vasıtasıyla hakiki manada öğrenebilir. Böylece insan, ölümden sonraki hayatı, cennet ve cehennemi bilir. Karanlık olan ölüm hakikati, bir anda aydınlığa döner.
Sonuç olarak;
Peygamberler, insanlara önder / rehber olarak gönderilmiş, onlara tevhidi öğretmiş, doğru yolu göstermiş, ahlâklarını güzelleştirmiş, adaleti tesis etmiş ve ahireti haber vermiştir. İnsanlık peygamberler olmadan kendi başlarına ne dünyada huzuru ne de ahirette kurtuluşu bulabilir.
Bu nedenle peygamberler, Allah’ın rahmetinin en büyük delillerindendir. Yine bu sebeple Allah, peygamber göndermediği bir topluluğu mesul tutmayacağını söylemektedir.
Biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik.5
(Biz) bir peygamber göndermedikçe (kimseye) azâb ediciler değiliz.6
Nahl, 16/36
Enbiyâ, 21/25
A’râf, 7/157
Muvatta, Hüsnü’l-Huluk, 8
Enbiyâ, 21/107
İsrâ, 17/15

