Hz. Ebû Bekir (ra)
Asıl ismi Abdullāh b. Ebî Kuhâfe Osmân b. Âmir el-Kureşî et-Teymî'dir. Fil Vak‘ası’ndan üç yıl kadar sonra Mekke’de doğdu. Annesi Ümmü’l-Hayr Selmâ bint Sahr, Mekke döneminde Hz. Peygamber’in (sav) Erkam b. Ebü’l-Erkam’ın evinde bulunduğu sırada İslâmiyet’i kabul etti. Babası Ebû Kuhâfe, Mekke fethinden hemen sonra oğlu Ebû Bekir’in aracılığıyla Müslüman oldu. Anne ve babasının mensup olduğu Teym kabilesinin soyu Mürre b. Kâ‘b’da Hz. Peygamber’in (sav) nesebiyle birleşir. Resûl-i Ekrem’den (sav) iki veya üç yaş küçük olan Ebû Bekir kaynaklarda adından çok Atîk lakabıyla anılmıştır. “Güzel, soylu, eski, âzat edilmiş” gibi mânalara gelen bu lakabın ona annesi tarafından verildiği veya çok eskiden beri hayır yaptığı, yüzü ve ahlâkı güzel olduğu, yahut da soyunda ayıplanacak bir husus bulunmadığı için Atîk diye anıldığı rivayet edilmektedir. Ayrıca Hz. Peygamber (sav) onun için şöyle demiştir:
Sen Allah’ın cehennemden âzat ettiği kimsesin.1
Bu iltifata mazhar olduktan sonra bu lakapla (Atîk) anılmaya başlandığı da bilinmektedir. Câhiliye döneminde Abdülkâ‘be olan adının Müslüman olduktan sonra Hz. Peygamber tarafından Abdullah olarak değiştirildiği rivayet edilir.
Servetini Allah yolunda harcayıp eski elbiseler giydiği için “Zü’l-hilâl”, çok şefkatli ve merhametli olduğu için “Evvâh” lakaplarıyla da anılmıştır. Ancak onun en meşhur lakabı Sıddîk’tır. “Çok samimi, çok sadık” anlamına gelen bu lakap kendisine, mi‘rac olayı başta olmak üzere gaybla ilgili haberleri hiç tereddütsüz kabul ettiği için bizzat Resûl-i Ekrem (sav) tarafından verilmiş ve İslâm literatüründe bununla şöhret bulmuştur. Hz. Peygamber’in vefatından sonra onun devlet yönetimi görevini üstlendiği için de “halîfetü resûlillâh” unvanıyla anılmıştır. 2
Bekir kelimesinin aslı el-Bekir'dir. El-Bekir erkek deve isimlerinden bir isimdir. Aynı zamanda Bekir ismi, büyük Arap kabilelerinden bir kabilenin ismidir. Bekir adlı bir çocuğu olmadığı halde kendisine Ebû Bekir künyesinin niçin verildiği konusunda kaynaklarda yeterli bilgi yoktur.
Sonuç olarak Bir çocuğa Ebû Bekir ismini koymak dinen sakıncalı değildir. Bu isim, Hz. Ebû Bekir es-Sıddîk’ın şahsiyetini, imanını, sadakatini ve İslâm’a olan hizmetlerini hatırlatma niyetiyle konulmaktadır. İslâm’da isimlendirmede esas olan ismin kötü bir anlam taşımaması ve hayırlı bir niyetle verilmesidir. Bu bakımdan Ebû Bekir ismi, sahâbînin faziletli hatırasına yönelik konulduğu için güzel ve anlamlı bir isimdir.
Tirmizî, “Menâḳıb”, 16.
Mustafa Fayda, "Ebû Bekir", TDV İslâm Ansiklopedisi, 1994, c. 10, s. 101. / Ali Muhammed Sallâbî, İslam Tarihi Hz. Ebubekir, Ravza Yayınları, 2017, s. 17-20.

