Soru

Borç Musibeti

Üzerimizdeki borç musibetinden kurtulmaya, helal yollardan gayret ettiğimiz halde kurtulamıyoruz ve artarak üzerimizden kalkmıyor. Bunun hikmeti var mıdır? Çözümü var mıdır? 

Tarih: 11.05.2020 22:30:30
Okunma: 3649

Cevap

Öncelikle şunu ifade etmemiz gerekir ki; bu dünyayı Rabbimiz “O, hanginizin daha güzel amel yapacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratandır.” (Mülk, 2) diye anlatarak bizlerin imtihanda olduğunu hatırlatmaktadır. Her insan çeşitli vesilelerle imtihan edilmektedir. Nitekim Bakara suresinde de “Andolsun ki sizi biraz korku ve açlıkla, bir de mallar, canlar ve ürünlerden eksilterek deneriz. Sabredenleri müjdele.”(Bakara,155) buyurularak bizlerin malları eksiltmekle de imtihan olduğumuzu ifade etmektedir.

Burada iki durum söz konusu olmaktadır:

Birincisi; kişi haram yollardan para kazanmaya çalışıyor veya faizle işletmesini ayakta tutmaya çalışıyorsa bu kesinlikle doğru değildir. Nitekim Rabbimiz faiz yiyenlerin durumunu bizlere şöyle bildirmektedir: “Faiz yiyenler, ancak şeytanın çarptığı kimsenin kalktığı gibi kalkarlar. Bu, onların, “Alışveriş de faiz gibidir” demelerinden dolayıdır. Oysa Allah, alışverişi helâl, faizi haram kılmıştır. Bundan böyle kime Rabbinden bir öğüt gelir de (o öğüte uyarak) faizden vazgeçerse, artık önceden aldığı onun olur. Durumu da Allah’a kalmıştır. (Allah, onu affeder.) Kim tekrar (faize) dönerse, işte onlar cehennemliklerdir. Orada ebedî kalacaklardır.” (Bakara, 275)

Bu durumdaki kişiler acilen tevbe etmeli ve kesinlikle faziden ve haram olan ticaretlerden vazgeçmelidirler ki Allah’ın rahmeti onları kuşatsın.

İkincisi; kişi faize bulaşmadan helal ticaret yaptığı ve kimsenin de hakkına geçmediği halde borç yükünden kurtulamaz ise Sevgili Peygamberimizin şu müjdelerini dinlemeli ve sabretmelidir:

"Her kim insanların mallarını ödemek isteyerek (bir muamele sebebiyle) alırsa, Allah o kimseye ödemeyi müyesser kılar.” (Buhari, İstikraz, 3)

“Ödeme niyetiyle borçlanan bir Müslümanın –ki Allah onun bu düşüncesini bilir- Allah ona bu borvu dünyada ödemeyi nasip eder.” (İbn-i Mace, Sadakat, 10)

Rasûlullah (s.a.v) bir gün Mescid’e girdi. Orada Ensâr’dan Ebû Ümâme (r.a) denen kimse ile karşılaştı. Ona: ’Ey Ebû Ümâme, niçin seni namaz vakti dışında Mescid’de oturmuş görüyorum?’ diye sordu. ’Peşimi bırakmayan bir sıkıntı ve borçlar sebebiyle ey Allah’ın Rasûlü!’ diye cevap verdi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (s.a.v): ’Sana bazı kelimeler öğreteyim mi? Bunları okursan, Allah, senden sıkıntını giderir ve borcunu öder.’ ’Evet, ey Allah’ın Rasûlü, öğret!’ dedim. ’Öyleyse, akşama çıktın mı sabaha erdin mi şu duayı oku:“Allah’ım üzüntüden ve kederden sana sığınırım. Aczden ve tembellikten sana sığınırım. Korkaklıktan ve cimrilikten sana sığınırım. Borcun galebe çalmasından ve insanların kahrından sana sığınırım.”(Ebû Ümâme) der ki: ’Ben bu duayı yaptım, Allah benden gamımı giderdi, borcumu ödedi.’(Ebû Dâvûd, Salât 367, 1555)


Yorum Yap

Yorumlar