"ve biz ahiret salonlarında ve bazı dairelerinde gezdiğimizi birbirimize mutabık olarak sizin kumandanlarınız ile görüşdüğümüz zaman söylemişiz ve daima söylüyoruz." Bu kısmı izah eder misiniz?
Hem nasıl, Hâlikımızdan sorduğumuz suâlimize o Rabbimiz, bütün fermanlarıyla ve inzâl ettiği bütün kitaplarıyla ve müsemmâsı olduğu ekser isimleriyle bize kudsî ve kat‘î cevab veriyor. Aynen öyle de, melâikeleriyle ve onların diliyle daha başka bir tarzda dedirir:
“Sizin zaman-ı Âdemdenberi (as) hem rûhânîlerle, hem bizimle görüşmenizin, yüz tevâtür kuvvetinde hâdiseleri var. Ve bizim ve rûhânîlerin vücûdlarına ve ubûdiyetlerine delâlet eden hadsiz emâreler ve deliller var. Ve biz âhiret salonlarında ve bazı dâirelerinde gezdiğimizi, birbirimize mutâbık olarak sizin kumandanlarınız ile görüştüğümüz zaman söylemişiz. Ve dâimâ söylüyoruz. Elbette bu gezdiğimiz bâkî ve mükemmel salonlar ve arkalarında tefrîş ve tezyîn edilmiş saraylar ve menziller, hiç şübhemiz yoktur ki, gayet ehemmiyetli misafirleri o yerlerde iskân etmek üzere bekliyorlar. Size kat‘î beyân ediyoruz” diye suâlimize cevab veriyorlar.(1)
Buradan anlaşılacağı üzere; ahiret salonlarında ve bazı dairelerde gezenlerin melaikeler olduğu, kumandanlardan kasıt ise Peygamber efendilerimiz olduğudur. Melaikeler, peygamber efendilerimizle ahiret menzillerinde görüşmüşlerdir. Bu da ahiretin varlığına bir delildir.
Kaynak: Asa-yı Musa, s.30