Vefa, sevgide devamlılık olarak biliyoruz. Peki vefa sadece hal hatır sormaktan konuşmaktan mı ibarettir? Eğer bir nedenden dolayı konuşamayacak bir durumdaysa hiç görüşemiyorsa vefa borcu olan kişiye sadece dua etmesi yeterli midir?
"Vefa; sözünde durma, sözünü yerine getirme, borcunu ödeme, sevgi, dostluk ve bağlılıkta sebat etme, kendini sevenleri, kendisine iyiliği dokunanları unutmama, dostlarıyla ilgiyi kesmeme gibi anlamlara gelir. Bu güzel özelliklere ve yüce vasıflara sahip olan kimseye de vefakâr ya da vefalı denir. Vefanın zıttı nankörlüktür. Vefakârlık; kadir kıymet bilmek, kendisine yapılan iyiliği unutmamaktır. Nankörlük ise iyiliğin kadrini bilmemek ya da kendisine yapılan iyiliğe kötülükle mukabelede bulunmaktır.
Vefakâr kimseler dostlarını, kendilerine iyilikte bulunanları unutmazlar, zamanı gelince onlara misliyle veya daha fazlasıyla mukabelede bulunurlar.
En büyük vefakârlık, insanın Yüce Yaratıcı’yı tanıması, verdiği nimetlerin kadr u kıymetini bilmesi, O’na karşı kulluk görevlerini eksiksiz yerine getirmesidir. En büyük nankörlük de kulun Rabb’ini inkâr etmesi, verdiği nimetlere şükretmemesi, nimetleri O’na isyanda kullanmamasıdır. Nitekim Enfal suresinin 55’nci ayetinde: “Allah katında canlıların en kötüsü, gerçeği örten nankörler/inkârcılardır. Bunlar iman etmezler.” buyrulmuştur." (Diyanet Dergi, Makale, Dr. Durak Pusmaz, Haseki Dini Yüksek İhtisas Merkezi Eğitim Görevlisi)
Vefa, sadece konuşmak ve hal, hatır sormaktan ibaret değildir. Yapılan iyiliği unutmama ve dostlarla ilgiyi ve alakayı kesmemektir. Herhangi bir sebepten dolayı insan, vefa borcu olan kimselerle kunuşup, beraber olmasa bile, o kişilere dua etmesi de çok güzel bir vefa örneğidir. Kendisine iyilik yapanlara dua eden insan, vefasını sadece sözle ifade edenlere göre daha büyük bir hayır yapmış olur.