Soru

Şems-i Kur’âniyeden Tezâhür Eden Yedi Hakîkat

"Mesnevî-i Şerîf, şems-i Kur’âniyeden tezâhür eden yedi hakîkatten bir hakîkatin aynası olmuş, kudsî bir şerâfet almış. Mevlevîlerden başka, daha çok ehl-i kalbin lâyemût bir mürşidi olmuş. Öyle de Risâle-i Nûr, şems-i Kur’âniyenin ziyâsındaki elvân-ı seb‘ayı ve o güneşteki renk renk ve çeşit çeşit yedi nûru birden aynasında temessül ettirdiğinden, inşâallâh yedi cihetle şerîf ve kudsî; ve yedi Mesnevî kadar ehl-i hakîkate bâkî bir rehber ve lâyemût bir mürşid olacak." 

28. Lemada geçen bu kısımda anlatılmak istenilen nedir? Yedi hakikat olarak bahsettiği hakikatler nelerdir ?

Tarih: 1.11.2023 15:05:20
Okunma: 630

Cevap

Kur'ân'ın mucizelik  yönü 7-10- 40 hatta sınırsız olabilir. Bu belki bir kesretten kinayedir denilebilir. Risale-i Nur, Kur'ân'ın bu 7 nurunun hepsine güzel bir ayna olmuştur. 

Bize göre aşağıda sıralanan yedi madde şems-i Kur’âniyenin ziyâsındaki elvân-ı seb‘ayı göstermekte. Ancak Hz. Üstad bu meseleyi detaylı olarak izah etmediğinden ve kendisi bir sıralama yapmadığından farklı bir sıralama da olabilir. 

Mesela;

1- Dili ve Üslûbu (Lafzın fesahatından selaset-i lisanı, belagat, cezalet vb)

2-Âlem-ül guyub lisanı (geçmiş, hazır ve gelecek zamanı haber vermesi)

3- İnsanların ihtilaf ettiği noktaları aydınlatması ve bunun ümmi bir Zat'ın (sav) fem-i mübareklerinden (mübarek ağızlarından) çıkması

4- Aynı anda farklı seviyelere hitap etmesi

5- Lafzında, manasında, hükümlerinde, hem ilminde, maksatlarının mizanında câmiiyet olması

6- İnsanlığa hayat verecek İslâm hükümlerini tesis etmesi

7. Bütün bu harikalıklar arasında güzel bir âhenk olması

 

Kur'ân'ın 7 mucizevî yönü şöyle de sıralanabilir:

1- Fesahati (Sözün açık ve hatasız olması)
2- Selaseti (Dildeki akıcılık)
3- Cezaleti (Sözdeki heybet, düzgün söyleyiş)
4- Belağati (Sözün düzgün, kusursuz, hâlin ve makamın icabına göre söylenmesi)
5- Bedaati (Eşsiz olması) 
6- Beraati (Güzel sıfatlarda üstün olması)
7- Garabeti (Gariplik, hayret vericiliği)

Bu görüşü destekler mahiyette Bediüzzaman Hazretleri Kastamonu Lahikası'nda şöyle demektedir:

"O sâile (sual sorana) cevâben dedim: İ‘câz-ı Kur’ânî, yedi menâbi‘-i külliyeden tecellî, hem yedi anâsırdan terekküb eder. Birinci Menba‘: Lafzın fesâhatinden, selâset-i lisânı, nazmın cezâletinden, ma‘nâ belâgatinden, mefhûmların (kavramların) bedâatinden, mazmûnların (ince manalı sözlerin) berâatinden, üslûbların garâbetinden birden tevellüd eden bârika-i beyânı (açıklamanın parlaklığı). Onlarla oldu mümtezic, mizâc-ı i‘câzında acîb bir nakş-ı beyân, garib bir san‘at-ı lisânî. Tekrarı hiçbir zaman usandırmaz insanı." (Kastamonu Lahikası, 219)

Farklı kişiler farklı sıralamalar da yapabilirler. Mutlak doğru olan sadece bunlardır diyemiyoruz. 


Yorum Yap

Yorumlar