Eski Said döneminde yazılan eserlere hangi bakış açısıyla bakmalıyız?
Bediüzzaman Hazretleri Risale-i Nur külliyatında, Eski Said döneminde yazdığı eserlerine atıfta bulunmaktadır. Bununla birlikte Risale-i Nurun bazı risaleleri ve mektubları için, "Eski Said’in lisanıyla söyledi, konuştu” gibi tabirler bulunmaktadır. Eski Said döneminde yazdığı bir kısım eserleri gayet kısa cümlelerle, kısaca ifade etme, uzun hakikatlere kısa kelimelerle işaret etme gibi özellikleri bulunmaktadır. Eski Said veciz ve kısa tabirlerle meramını ifade ediyordu. Çoğunlukla muhatabları ya alimler veya zeki talebeleriydi. Bu eserler Risale-i Nurun bir fidanlığı, bir fatihası tarzında görülebilir.
Bediüzzaman Hazretlerinin Eski Said dönemi eserleri incelendiğinde Yeni Said dönemi eserleriyle örtüşen ve ayrılan noktalarının olduğu görülecektir.
ESKİ VE YENİ SAİD ESERLERİNDE ÖRTÜŞEN NOKTALARIN BİR KISMINI ŞÖYLE SIRALAYABİLİRİZ:
FARKLI OLAN NOKTARIN BİR KISMI ŞUNLARDIR:
1- Yeni Said dönemi eserlerinde dil sadedir. Avam lisanı denen halk dili kullanılmıştır. Eski Said dönemi eserlerinde dili daha ağdalıdır. Anlaşılması zordur.
2- Yeni Said dönemindeki eserlerinde konular daha tafsilatlı anlatılmıştır. Eski Said dönemi eserlerinde meramını icazlı ve kısa ifade etmiştir. Kendi ifadesiyle “Eski Said, îcazlı ve kısa tabiratla ifade-i meram ediyordu.”
3- Eski Said dönemi eserleri daha ziyade ictimai meseleler ağırlıklıdır. Yeni Said dönemi eserleri tamamen Kuranın esasatını ispat ve izah etmeye yöneliktir. İctimai meselelere hemen hemen hiç girmemiştir.
4- Eski Said dönemi eserleri daha ziyade siyasileri irşad ederek dine hizmet etme gayesi vardır. Yeni said dönemi eserlerinde siyaseti ve siyasi meseleleri tamamen terk etmiştir.
5- Eski Said dönemi eserlerde muhatap çoğunlukla âlimler ve belli ilmi seviyesi olanlardır. Yeni Said dönemi eserlerde muhatap avamdır. En ağır ilmi meseleler bile avamın anlayacağı tarzda basit bir üslupla anlatılmıştır.
6- Eski Said dönemi eserler daha ziyade “Kendi Kuvve-i Karihasıyla” yazmaya çalışmış, Yeni Said dönemi eserleri daha ziyade ilham belki sünuhattır. Bu konuda üstad Hazretleri şöyle buyurur. “Ben yemin ile temin ediyorum ki, Eski Said'in kuvve-i hâfızası beraber olmak şartıyla o on dakikalık işi on saatte fikrimle yapamıyorum. O bir saatlik risaleyi, iki gün istidadımla, zihnimle yapamıyorum ve o altı saatlik risale olan Otuzuncu Söz'ü ne ben, ne de en müdakkik dindar feylesoflar altı günde o tahkikatı yapamaz ve hâkeza...”[1]“Risale-i Nur vahiy değil, ilham ve istihracdır”[2]
[1] Sikke-i Tasdik-i Gaybi, 57.
[2] Sikke-i Tasdik-i Gaybi, 70.