Soru

Ablamlarda Kalmak

Ben evli olan ablamla beraber şehirde kalıyorum.  Anne-babamlar köydeler.  Şehirde evleri yok. Ben de köyde kalırsam hiçbir bilgimi geliştiremiyorum. Ablamlarla kalmam caiz mi?

Tarih: 30.05.2022 23:40:12
Okunma: 1203

Cevap

İslamiyetin koyduğu sınırlar dahilinde bekar olan bir bayan, evli olan ablasının evinde misafir olarak kalabilir. Burada ölçü Kur'an ve sünnet çerçevesi içinde olmaktır. 

Kur’an-ı Kerim’de “Mümin kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar ve iffetlerini korusunlar. Dışarıda kalanlardan başka ziynetlerini göstermesinler. Başörtülerini yakalarının üzerinden bağlasınlar. Kocaları, babaları, kocalarının babaları, kendi oğulları, kocalarının oğulları, erkek kardeşleri, erkek kardeşlerinin oğulları, kız kardeşlerinin oğulları, başka kadınlar, hizmetlerinde bulunan köleleri ve câriyeleri, cinsel arzusu bulunmayan erkek hizmetçiler, kadınların cinselliklerinin farkında olmayan çocuklar dışında kimseye süslerini göstermesinler. Yürürken, gizledikleri süsleri bilinsin diye ayaklarını yere vurmasınlar. Ey müminler! Hepiniz Allah’a tövbe edin, umulur ki kurtuluşa erersiniz!”[1]  Buyurulmasıyla kadınların, zinet yerlerini kimlerin yanlarında açabilecekleri, kimlere karşı mahrem hükmünde oldukları ve kendileri için nikâh düşmeyen kişilerin kimler oldukları açıkça bildirilmektedir.

Yukarıda zikredilen Ayet-i Kerimeden de anlaşılacağı üzere kadın için eniştesi, kendisine nikâhı ebedi olarak haram olan kişiler arasında yer almamaktadır. Bu münasebetle kadın, eniştesine nikâh düşen yabancı hükmündedir. Buradan da iktibasla erkeğin baldızı ile evlenme yasağı kız kardeşini nikâhı altında olduğu sürece geçerlidir. Yani kişi aynı anda iki kız kardeşi nikâhına alamayacağından dolayı sıhriyet bağı ile geçici olarak kız kardeşi gibi kabul edilmiştir. Fakat bu ila nihaye değildir. Herhangi bir şekilde evliliğin bozulmasıyla o mahremiyet bozulur. Mahremi olan o kişi artık namahrem hükmünü kazanır. Bundan dolayı enişteyi, kendileriyle sürekli evlenilmesi haram olan kişiler kategorisinde değerlendirmek gayet yanlış bir düşünce olur. Bütün bunları göz önünde bulundurarak kişi bundan sonraki yaşantısını da bunun üzerine bina etmekle yükümlüdür.

Örnek olarak tokalaşma, aynı ortamda yalnız kalma, el öpme, sınırları ihlal eder derecede gülüşmek, sınırları ihlal edecek derecede konuşmak, enişte-baldız şeklinde yolculuk yapmak caiz değildir. Bunlarla beraber akrabalıktan gelen geçici mahremiyete binaen konuşmaları, beraber oturmaları, yemek yiyip-içmeleri; edep, tesettür, hayâ, iffet, vakar gibi şeriatin kaidelerine dikkat ettikten sonra ehven-i şer telakki edilebilir. Elbette ki aile olmanın bir arada olmak ile yapısı devam etmektedir. Ancak yukarıda belirlenen durumlara dikkat etmek ile günahlardan ve kötülüklerden korunmuş olacağı unutulmamalıdır. Bu konuda takip edilecek en iyi yöntem tedbiri elden bırakmadan müteyakkız olmaktır.

Peygamberimiz (asm) kendi baldızı Esmâ’yı (ra) üzerinde ince, içini gösteren şeffaf bir elbise ile gördüğünde yüzünü başka yöne çevirerek Hz. Ayşe’nin (ra) kız kardeşi yani baldızı Esmâ’ya hitaben, “Esmâ, bir kız ergenlik çağına gelince onun –ellerini ve yüzünü göstererek– şuralarından başka yerlerinin görülmesi câiz değildir”[2]  buyurmasıyla bu meselede bir ölçüyü de bizlere ders vermiştir.

Başka bir Hadis-i şerifte de "Kadınların yanına girmekten kaçının." Bir adam: "Kocasının (kardeş, amca, amcaoğlu gibi) yakınları da mı?" diye sordu. Peygamberimiz (asm): "Yakını ölümdür." buyurdu.[3] Bu Hadis-i Şerifi bir kısım âlimlerimiz şöyle izah etmişlerdir;

1. İmam Nevevi der ki: "Bir kimse âdet ve geleneğe göre, kardeşinin hanımıyla baş başa kalır, işte ölüm budur. Söyleşinin yasaklanması yabancı erkeklerden daha lâyıktır. Hadisin doğru mânâsı da budur."

2. İbnu'l-Arabî de der ki: "Bu, yani ölüm, Arapların örnek olarak verdikleri bir kelimedir. Nitekim "arslan ölümdür" derler, yani "arslana yaklaşmada ölüm var" demektir. Bu durumda hadisin ma'nâsı şöyle olur. "Kadın, kocasının yakınıyla yalnız kalmaktan sakınsın, tıpkı ölümden sakındığı gibi."

3. Kadı İyâz da şunu söylemiştir: "Hadisin ma'nâsı şudur: 'Yakınlarla halvet dinde fitne ve helâke sebep olur. Bu sebeple Resûlullah onu, ölüm helâkine benzetti ve hadisi gayet sert bir ifade ile ifade buyurdu.' "

4. Kurtubî der ki: "Hadisin ma'nâsı şudur: "Kocanın yakınlarının, kocanın karısının yanına girmesi kötülük ve fesadda ölüme benzer, yani bu, açık bilinen bir haramdır. Halkın bu husustaki gevşekliği sebebiyle Resûlullah, ondan sakındırmak ve daha dikkatli olunmasına dikkat çekmek için ölüme benzetti."

Bu izahlara binaen ablanın kocası enişte, halanın kocası enişte, teyzenin kocası enişte, görümcenin kocası enişte için de hüküm aynıdır. Yukarıdaki izahlara kıyas edilir.

 

 

________________________________________

[1] Nur, 31

[2] Ebû Dâvûd, “Libâs”, 31

[3] Tirmizî, Radâ, 16; Ahmed b. Hanbel, IV/149, 153; Müslim, Selâm: 20


Yorum Yap

Yorumlar