Asay-ı Musa Sekizinci Meseleden: ... "Birinci fâidesi: İnsan, sâir hayvanâta muhâlif olarak, hânesiyle alâkadâr olduğu misillü, dünya ile alâkadârdır. Ve akāribiyle münâsebetdâr olduğu gibi, nev‘-i beşer ile de ciddî ve fıtrî münâsebetdârdır. Ve dünyada muvakkat bekāsını arzuladığı gibi, bir dâr-ı ebedîde bekāsını, aşk derecesinde arzuluyor."
dünyada muvakkat bekayı arzulamak ile kastedilen nedir?
Muvakkat, geçici, bekā, daimi demektir. Bu iki ifade birbirine zıt kelimelerdir. Üstadımızın "dünyada muvakkat bekayı arzulamak" ifadesini kullanması ise insanın şu aşağıda değineceğimiz fıtratından dolayı olsa gerek.
İnsanın dünyada kalbini bağladığı sevdikleri, evi ve tatlı bir hayatı vardır. Onlardan ayrılmak ve bir daha görüşmemek ise insana büyük bir elem verir. Fakat dünya fani ve hayatı ise bir gün son bulacaktır.
İşte insan bunu bilmesine ve sevdikleriyle cennetde ebedi beraber olmak istemesine rağmen bu dünyada onlardan ayrılmak istememesi "dünyada muvakkat bekasını arzulamak" ifadesini karşılıyor.
Yani insan dünyada fani ve sonlu olduğunu bildiği halde devamlılık ister.