Namaz

09.07.2010

6296

Namazdan Usanmak ve Tekrar Motive Olmak /21. Söz

Risale-i Nur'da kişinin namaza motive olmasının yolları nasıl anlatılıyor? Namazdan usanmanın nasıl önüne geçebiliriz? 21. Söz'ü özetler misiniz?

12.07.2010 tarihinde soruldu.

Cevap

İnsanın namazdan usanmasına sebep olan bazı haller şöyledir:

Birincisi: İnsan bu dünyada ebedi kalacağını zannetmekte, hiç ölmeyecek ve hiç dünyadan gitmeyecek gibi yaşamaktadır. Bu hayatı hiç bitmeyecekmiş gibi zannettiğinden dolayı sanki namazın da öyle olacağını, bu ibadetlerin de hiç bitmeyeceğini zannetmektedir. Halbuki bu bakış açısı çok yanlıştır. Yani aslında namazdan usananlar namazın kendisinden değil namazı ebediyen kılacakları zannından dolayı bir usanç duymaktadırlar.

Hâlbuki insanın ömür dakikaları sayılı, alacağı nefes sınırlıdır. Ecel gizli olduğundan insanın yarına çıkılacağına dair hiçbir kesin garantisi yoktur. Hayatın faniliğini ve değersizliğini anlayabilmek elbette ölümü çokça düşünmekle olabilir. Bu cihete işaretle Resûl-i Ekrem (asm) şöyle buyurmuştur:

Lezzetleri tahrib edip acılaştıran ölümü çok zikrediniz. 1

İşte bu sebeple ömrün kısalığını, hem boşa gittiğini düşünmek namaza karşı ciddi bir gayret ve iştiyaka sebep olur.

İkincisi: Namazdaki gevşekliğin en önemli sebeplerinden biri de namazın ruhun manevî gıdası olduğunu ve ona olan ihtiyacını bilmemektir. Her gün üç öğün yemek yemekten usanmayan insan, eğer kalp ve ruhunun namaz ile Rabbine yönelmekten alacağı manevî büyük gıdaları bilse elbette manevî bir açlık içinde perişan olan ruhunu doyurmak için her gün üç defa yemeğe koşmaktan çok daha büyük bir iştahla namaza koşacaktır.
Üçüncüsü: Beş vakit namaza devam edilememesinin mühim sebeplerinden biri de sabredilememesi ve sabır kuvvetinin yanlış olarak kullanılması; geçmiş ve gelecek günlere dağıtılmasıdır. Hâlbuki Allah’ın insana verdiği sabır kuvveti geçmiş ve geleceğe dağıtılmasa, yalnız bugün hatta o an için kullanılırsa her zorluğa dayanabilecek kuvvettedir. İnsanın sabır kuvvetini dağıtması aynen sersem bir kumandanın hâline benzer. Nasıl ki o kumandan savaş olmayacağı halde merkez ordusunun bir kısım kuvvetlerini sağ ve sol cenahlara göndererek ordunun merkezini zayıflatır ve bunu anlayan düşman bütün kuvvetleriyle merkeze hücum ederek onları mağlup eder. İşte insan bu kumandan gibi sabır kuvvetini hiç gerek yokken geçmiş ve gelecek günlere ve onlardaki ibâdet külfetini düşünerek sağa sola dağıtsa sabrı bu günkü vazifeye yetmez hale gelir. Eğer  insan yalnız bugünkü vazifeyi düşünse sabır namaza kâfi gelip, kılmaktan asla zorlanmaz.
Dördüncüsü: Namaz ve ibâdetteki gevşekliğin bir sebebi de onun karşılığındaki mükâfat ve ücretin gereği gibi düşünülememesidir. Hâlbuki vadinden dönmesi asla mümkün olmayan yüce Allah, Cennet gibi bir ücreti ve ebedî saadet gibi bir hediyeyi vaat ediyor. Bununla birlikte karşılığında ebedî cennet ve tükenmez hazineler vaat edilen beş vakit namaz, günün ancak bir saatini almaktadır. Cüzî ve fanî bir maaş için her gün sekiz on saatini ayıran insan, ebedî bir saadet ve nihayetsiz servetleri günün yalnız bir saatini namaza sarf etmekle kazanabileceğini düşünse elbette namaza ciddi bir şevk, gayret ve istek duyacaktır. Hem dünyada hapis korkusuyla en ağır işlerde çalışmayı göze alan insan, namazı terk etmesi sebebiyle o dehşetli cehennem azabına düşebileceğini de idrak etse, muhakkak gayet hafif ve latif bir hizmet olan namaz için gayrete gelecektir.

Beşincisi: Namaz kılmayanların en çok ileri sürdükleri sebeplerden biri de geçim derdi ve dünya işlerinin çokluğudur. Bunu söyleyen insanlar herhalde iki şeyi fark edemiyorlar. Birincisi; ne için yaratılmış olduklarının farkında değiller; ikincisi ecelin her an kapılarını çalabileceğinin farkında değiller. İşin aslına bakılırsa, gün içinde, iş saatinde iki ya da üç vakit namaz karşımıza çıkar. Bunlar ise asla işimize engel olmayacağının en büyük delili işlerine rağmen beş vakit namazını kılan milyonlarca Müslümandır. Hem hiçbir insan dinlenmeye ihtiyaç duymadan devamlı çalışamaz. Eğer istirahat vakitlerini namazını kılarak değerlendirse bedenen en sağlıklı bir istirahatı yapmış olacağı gibi asıl maksat olan âhiretini kazanmak için de çok mühim bir yatırım yapmış olur.
Hasılı dünkü gün elimizden çıktı. Yarın için ise, elimizde senet yok ki, geleceğine emin olalım. Öyle ise, gerçek ömrümüzü içinde yaşadığımız gün bilmeliyiz. En azından günün bir saatini, ihtiyât akçesi gibi, gerçek istikbâlimiz olan ahiret için kumbara gibi olan bir mescide veya bir seccadeye atmalıyız. Yine farkında olmalıyız ki her yeni gün hem bize, hem herkese, bir yeni âlemin kapısıdır. Eğer namaz kılmazsak, o günkü dünyamız karanlıklı ve perişan bir halde gider.2 

Beş vakit namaza şevkle devam edebilmenin yolu şöylece özetlenebilir;

1- Dünyada ebedî kalınmayacağını hatırlamak

2- Namazın rûhun gıdası olduğunu bilmek

3- Sabır kuvvetinin yalnız bu güne sarf edilmesi gerektiğini kavramak

4- Namazın cennet gibi çok büyük bâkî bir ücreti olduğunu düşünmek

5- İnsanın dünyada en mühim, birinci vazifesinin geçim peşinde koşmak, para kazanma değil ibâdet olduğunun farkında olmak

  1. Tirmizi, Zühd 2

  2. Bediüzzaman, Sözler, Hayrat Neşriyat, Isparta 2015, s. 93-95


Paylaş

Facebook'ta paylaş

Whatsapp'da paylaş

Hesaplarımıza abone olun sorularımızdan ilk siz haberdar olun

Yorumlar (0)

Yorumunuz

Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız