2.451
Tabîiyyûn Ne Demektir?
Tabîiyyûn ya da tabiat felsefesi, natüralizm akımına verilen addır. Bu tabir, Allah'ı inkar edip "Her şeyi tabiat yapıyor" diyerek madenin varlığını, kökenini, çeşitliliğini onun doğasına veya tabiatına vererek tabiata, icat ve te'sîr veren kimseler için kullanılır. Bunlara, tabiatçılar ya da naturalistler de denilir.Kelâmcılar, maddeciliğin felsefede ortaya çıkan değişik temsilcilerini tabîiyyûn, dehriyye, muattıla gibi adlarla sınıflandırmışlardır. Tabîiyyûn adı genellikle, maddenin görünümlerinde ve duyumlarda ortaya çıkan çeşitliliğin kökenini onun doğasında arayan akımları belirtmek için kullanılır. Buna göre doğal olayların sebebini yalnızca tabiatta ve tabii nesnelerde aramak gerekir. Bütün olaylar (maddî ya da zihinsel süreçler) yeterli açıklamalarını zorunlu tabiat kanunları içinde bulur. Bu eğilim kelâmcılarca şirk sayılmıştır.1 Tabîiyyûn tabirinin Risale-i Nur'da nasıl geçtiğine birkaç örnek verecek olursak;... Hem şiddet-i harârete karşı aylarca nâzik, yeşil yaprakların yaş kalması, tabîiyyûnun ağzına şiddetle tokat vuruyor.2 Kuvve-i akliye dalında, âlem-i insaniyetin dimağına Dehriyyûn, Maddiyyûn, Tabîiyyûn gibi meyveleri vermiş, beşerin beynini bin parça etmiştir.3 İşte وَلَا الضَّٓالّ۪ينَ ile işaret olunan evvelki yol, tabiata saplananların ve tabîiyyûn fikrini taşıyanların mesleğidir ki, onda hakîkate ve nûra geçmek için ne kadar müşkilât olduğunu hissettiniz.4 Bir insanın bedenine rast gelir. Yine kör tabiat ve serseri felsefe lisânı ile, tabîiyyûnun dedikleri gibi der ki: “Sen benimsin? Seni yapan benim. Veya sende hissem var.”5 Tahavvülât-ı zerrât, Nakkāş-ı Ezelî'nin kalem-i kudreti, kitâb-ı kâinâtta yazdığı âyât-ı tekvîniyenin hengâmındaki ihtizâzâtı ve cevelânıdır. Yoksa Maddiyyûn ve Tabîiyyûnların tevehhüm ettikleri gibi, tesâdüf oyuncağı ve karışık, ma'nâsız bir hareket değildir.6 Yani Bediüzzaman Hazretlerine göre tabîiyyûn, “tabiata gerçek bir ilahî güç yükleyen, yaratılışı tabiatın kendi içindeki kör ve şuursuz işlemlerle açıklamaya çalışan materyalist akım” anlamında kullanılır. Yani onlar, varlıkların sanatını ve düzenini Allah'ın kudretine vermek yerine, tabiat kanunlarına ilim, irade ve güç atfedenlerdir. Bediüzzaman Hazretleri göre bu bakış, akıl ve hikmetle bağdaşmayan, kör, sağır, şuursuz sebepleri yaratıcı yerine koyan bir sapmadır. Çünkü tabiatın ne ilmi vardır, ne kudreti, ne de iradesi.Bu sebeple Risale-i Nur, tabîiyyûn fikrini ve bu fikri savunan felsefecileri "kör sebepleri ve kanunları ilahlaştıran, hakikati yanlış yerde arayan ve mesleklerinin iç yüzünü görmeyen kişiler" olarak olarak tarif eder.Bu meseleye Risale-i Nur'un birçok yerinde temas edilmekle birlikte, özellikle 23. Lem'a olan "Tabiat Risalesi" bu fikri kökten çürüten kuvvetli deliller ortaya koyar. Varlıklardaki Birlik Mührü, Allah'ı GösterirEczahâne Misali: Canlıların Yapısındaki Hassas AyarlarTabiat Risalesi Birinci Yolun İkinci Muhâlinin İzahıVücuttaki Zerrelerin Kâinat ile UyumuFeylesoflar Hakikati Neden Göremiyorlar?Burhan Köroğlu, "Tabiatçılar", TDV İslâm Ansiklopedisi, 2010, c. 39, s. 327-328.Bediüzzaman Said Nursi, Sözler, Hayrat Neşriyat, Isparta 2013, s. 2.Bediüzzaman Said Nursi, Sözler, Hayrat Neşriyat, Isparta 2013, s. 225.Bediüzzaman Said Nursi, Sözler, Hayrat Neşriyat, Isparta 2013, s. 229.Bediüzzaman Said Nursi, Sözler, Hayrat Neşriyat, Isparta 2013, s. 269.Bediüzzaman Said Nursi, Sözler, Hayrat Neşriyat, Isparta 2013, s. 230.

