Fıtratı bozmak ne demektir? Hangi durumlarda fıtrat bozulmş olur? Her fıtratı bozan lanetlenmiş midir? Kulak deldirmek ve sünnet olmak fıtratı bozmak olur mu?
“Fıtrat; sözlükte bir şeyin başlangıcında onu yarmak, bölmek, bir işe ilk defa başlama, yaratma, yaradılış, hilkat, tabiat, tıynet, din, tevhid, İslâm, millet anlamında kullanılmaktadır. Fıtrat, yaradılışın ilk tarz, hal ve hey’etini ifade eder.
Bediüzzaman Hazretleri fıtratın tevhidi gösteren bir pencere gibi olduğunu ifade etmektedir. Ona göre fıtrattan hakikat çıkar. Fıtrat, hakikatlere merci ve masdardır. İnsanın fani lezzetler ve dünyevi menfaatlerle hidayet yerine dalaleti tercih ederek fıtratını ifsat edebileceğini beyan eder.”[1]
Bu minvalde ele alındığında fıtraten insan Allah’ı bulmaya ve tanımaya meyilli olarak yaratılmıştır. İnsanın yapısı zayıflık ve acizlik cihetiyle, Allah’ın kudretini ve rahmetini gösterir. İnsan numuneler cihetiyle de Allah’ın isim ve sıfatlarına ayinedir. Bir de insan nakışlar cihetiyle Allah’ın isim ve sıfatlarına ayinedarlık etmektedir. Bu cihette insan belki Allah’ın yetmişten fazla isim ve sıfatlarına ayinedarlık etmektedir.[2]
İşte insan fıtratı bu cihetle insanı Allah’a ulaştırır. İnsan bunu sui-i istimal ederek, fani, geçici, dünya zevkleri ve lezzetleri peşinde koşarsa fıtratını bozmuş olur.
Fiziki manada olan yaratılış cihetinde ise insanın durumunu belirleyen, İslâm hukuku alanıdır. Bu noktada soruda ifade edilen kısımlar İslâm hukukunda uygulanmış olan esaslardır. Bu fıtratı bozmak değildir. Ancak yasaklanmış olan fiziksel değişiklikler, Allah’ın yaratmasını beğenmemek gibi anlamlara geldiğinden, bu tarz şeyleri yapmak fıtratı bozmak manasındadır.
Nitekim başta Kur’ân ve sünnet olmak üzere bunların sınırları nas ile belirlenmiştir.
"Kur’ân-ı Kerim’de insanın, yeryüzünde halife olmak üzere en güzel bir biçimde, ölçülü ve dengeli bir şekilde yaratıldığı çeşitli nimetler, imkanlar ve güzelliklerle donatıldığı bildirilmiştir.”[3]
“İnsanı en güzel şekilde yaratan Yüce Allah, onun makul ve mutedil ölçüler içerisinde süslenmesine, güzel görünmesine ve güzelliklerini korumasına da izin vermiştir.”[4]
“Dikkat çekmek, daha güzel görünmek amacıyla, yaratılıştan verilmiş olan özellik ve şekillerin değiştirilmesi İslâm dininde, fıtratı bozma kabul edilerek yasaklanmıştır.[5] Nitekim Hz. Peygamber (s.a.s.), süslenmek maksadıyla vücuda dövme yapmayı, dişleri incelterek seyrekleştirmeyi, kaş aldırmayı, yaratılışı değiştirmek, fıtratı bozmak kapsamında değerlendirmiş ve bunu yapanları ve yaptıranları kınamıştır.[6]
Buna karşılık vücudun herhangi bir organında, diğer insanlar tarafından aşırı derecede yadırganan, insanın psikolojik olarak etkilenmesine sebep olan bir anormallik veya fazlalık bulunursa, bunun ameliyatla düzeltilmesini fıtratı bozmak değil, bir tedavi, normalleştirme işlemi olarak görmek daha doğrudur.
Tedavi amaçlı olarak yapılan estetik müdahalelere dinimizde izin verilmiştir. Nitekim Arfece adlı sahabi, bir savaşta burnu kopunca, gümüşten bir burun protezi yaptırmış, bunun koku yapması üzerine, altından bir burun protezi yaptırılmasına Hz. Peygamber (s.a.s.) izin vermiştir.[7]
Buna göre hastalık sebebiyle veya kaza sonucu burun, kulak, göz gibi organlarını kaybedenler veya vücudunda doğuştan ya da sonradan meydana gelen şekil bozuklukları bulunanların estetik ameliyat yaptırmaları bir tür tedavi olup, fıtratı bozmak kapsamında değerlendirilemez.
Ayrıca estetik cerrahi doktorunun da yukarıdaki şartları taşıyan durumlarda estetik ameliyat yapmasında bir sakınca yoktur. Fakat fıtrata müdahale şeklinde nitelendirilebilecek bir ameliyatı yapmak doğru değildir. Zira hadislerde fıtratı bozmak kapsamında değerlendirilen müdahaleleri yapanlar kınandığı gibi yaptıranlar da kınamıştır.[8]”[9]
Ayrıca aşağıdaki linkleri inceleyebilirsiniz:
https://risale.online/soru-cevap/insan
https://risale.online/soru-cevap/fitrat-yalan-soylemez
https://risale.online/soru-cevap/hilkat-ve-fitrat
https://risale.online/soru-cevap/fitrat
[1] Muhlis Körpe, “Fıtrat”, Risale-i Nur Istılahları, 2. Baskı, (Isparta: Süeda yayınları, 2018), 54.
[2] Mektubat-2, 377-378.
[3] Bakara 2/30; Nahl 16/8, 12; Hac 22/65; Lokman 31/20; Mülk 67/23; Beled 90/4, 8-10; Tin 95/4.
[4] A’raf, 7/32.
[5] Nisâ, 4/119; Rûm 30/30.
[6] Buhârî, Libâs, 83-87; Müslim, Libâs, 33
[7] Ebû Dâvûd, “Hatem”, 7; Tirmizî, “Libâs”, 31.
[8] Buhârî, Libâs, 83-87; Müslim, Libâs, 33
[9] Din İşleri Yüksek Kurulu.