Müslüman bir hanımın gayr-i müslim kadınlara saçını göstermesinin hükmü nedir?
Müslüman Kadınların Kendi Aralarında Tesettürü
Kadının örtmesi gereken yerleri Hanefî, Mâlikî ve Şâfiîler’le Hanbelîler’deki hâkim görüşe göre elleriyle yüzü dışındaki bütün vücududur.
Hanbelî mezhebindeki diğer görüşe göre el avret sayılırken Hanefî mezhebindeki bir görüşe göre ayak da örtülmesi gereken yerlerin dışında tutulmuştur.
Nitekim “Mü'min kadınlara da söyle; gözlerini (haramdan) sakınsınlar ve ırzlarını korusunlar; (el, yüz gibi) görünen kısımları müstesnâ, ziynetlerini göstermesinler ve başörtülerini yakalarının üzerine kadar salsınlar! Ziynetlerini, kocaları veya babaları veya kocalarının babaları veya oğulları veya kocalarının oğulları veya erkek kardeşleri veya erkek kardeşlerinin oğulları veya kız kardeşlerinin oğulları veya kendi kadınları (Müslüman kadınlar) veya sâhib oldukları câriyeleri veya (pek yaşlı olmakla) kadınlara karşı şehvetleri olmayan erkek hizmetçiler veya kadınların mahrem yerlerini anlamayan çocuklardan başkasına göstermesinler! Gizlemekte oldukları ziynetleri bilinsin diye ayaklarını (yere) vurmasınlar! Ey mü'minler! Hep birlikte Allah'a tevbe edin ki kurtuluşa eresiniz.”[1] âyetinde geçen "kendi kadınları” tabirinden maksat, çoğu âlimlerimize göre Müslüman olan kadınlardır.
Kadının Müslüman kadınlara göre avreti, erkeğin erkeğe göre avreti gibidir, yani göbeği ile dizkapağı arasından ibarettir. Ancak İmam Âzam'dan bir rivayete göre, kadının Müslüman kadınlara göre avreti de, mahremi olan erkeklere göre avreti gibidir, karnını ve sırtını da gösteremez.[2] Feteva-i Hindiyye de ise şöyle denilmiştir. “Saliha bir kadına facire bir kadının bakması caiz değildir. Cilbabını ve baş örtüsünü onun yanında indiremez.”[3] Fitnenin ve teknolojik cihazların bu kadar yaygınlaştığı ahir zamanda daha ihtiyatlı olan bu görüşü tercih etmek takva bakımından daha uygundur.
Gayr-i Müslim Kadınlara Karşı Tesettür
Gayr-i Müslim kadınlara karşı tesettür ise daha farklıdır. Buna göre Müslüman bir kadın gayr-ı müslim bir kadının yanında aynı yabancı bir erkeğe karşı tesettürlü olduğu gibi olmalıdır.
Nitekim Hz. Ömer; Ebû Ubeyde b. el-Cerrâh'a yazdığı emir mektubunda: "Haber aldığıma göre, gayr-ı müslim vatandaşların (zimmîlerin) kadınları, Müslüman kadınlarla beraber hamamlara giriyorlarmış. Bunu yasakla ve buna engel ol. Çünkü zimmî bir kadın, Müslüman bir kadının avretini görmesi caiz değildir." diye emir vermiştir.[4]
Kurtubî de mü'min bir kadının, müşrik bir kadının önünde açılması caiz değildir, der. Bu konuda Hanefi Mezhebi'nin görüşü de budur.[5]
İbn Abbas da Müslüman bir kadını, Yahudi ya da Hristiyan bir kadının görmesi helal değildir, zira gider kocasına anlatır." demiştir.[6] İbn Abbas’ın (ra) bu yorumunu şu zamanda değerlendirecek olursak “fotoğraf çeker, başkalarına gösterir, yayar, internet ortamlarına düşürür” vb. anlamlarına da gelebileceği bizim kanaatimizdir.
İbn Abbas’ın (ra) bu yorumunu şu zamanda değerlendirecek olursak “fotoğraf çeker, başkalarına gösterir, yayar, internet ortamlarına düşürür” vb. anlamlarına da gelebileceği bizim kanaatimizdir.
SONUÇ:
Gayr-i Müslim kadınlar ve bir görüşe göre de kötü ahlâkı ile tanınan Müslüman kadınlar yabancı kadınlardır. Kadının onlara göre avreti, aynen yabancı erkeklere göre avreti gibidir. Yüzü, elleri ve ayakları dışında hiç bir yerini zorunluluk olmayınca onlara gösteremez.
[1] Nisa, 4/31
[2] Zeylaî, Fahruddîn Osman b. Ali, Tebyînü’l-hakâik şerhu kenzi’d-dekâik, Mısır 1313, c. VI, s. 18
[3] Fetava-yı Hindiyye, c. V. s. 289.
[4] Kurtubi, el-Cami li-Ahkami'I-Kur'an, Kahire, 1967, 233.
[5] Kurtubi, el-Cami li-Ahkami'I-Kur'an, Kahire, 1967, 233.
[6] Kurtubi, el-Cami li-Ahkami'I-Kur'an, Kahire, 1967, 233.