İlgili kısım Risale-i Nur'da şöyle geçmektedir:Birincisi: اَوْجَدَتْهُ الْاَسْبَابُ yani, “Esbâb bu şeyi îcâd ediyor.” İkincisi: تَشَكَّلَ بِنَفْسِه۪ yani, “Kendi kendine teşekkül ediyor, oluyor, bitiyor.” Üçüncüsü: اِقْتَضَتْهُ الطَّب۪يعَةُ yani, “Tabîîdir, tabiat iktizâ edip îcâd ediyor.”1 Birincisi: اَوْجَدَتْهُ الْاَسْبَابُ yani, "Esbâb bu şeyi îcâd ediyor. (Sebepler icat ediyor)"Bu görüşe göre, varlıkların meydana gelmesinde ateş, su, güneş, toprak, enzimler, yağmur ve hücre gibi varlıklar gerçek yaratıcı kabul edilir. Yani sonuç, kendi başına sebeplerden doğar. Cenâb-ı Hak devre dışı bırakılır. Mesela meyvenin oluşmasında ağacın veya toprağın yarattığı iddia edilir. Oysa sebepler sadece birer perdedir, kendi başlarına ne irade, ne ilim, ne de kudretleri vardır.İkincisi: تَشَكَّلَ بِنَفْسِه۪ yani, "“Kendi kendine teşekkül ediyor, oluyor, bitiyor. (Kendi kendine oluyor)"Bu bakış, sebepleri de inkâr etmektedir. Yani hiçbir yaratıcı yoktur, varlıklar tesadüfen kendiliklerinden oluşur der. Mesela bir insanın göz, kulak, kalp gibi son derece düzenli sistemlerle kendi kendine meydana geldiğini iddia eder. Bu ise, bir kitabın yazarsız, bir binanın ustasız, bir fabrikanın mühendissiz kendiliğinden kurulabileceğini söylemek gibi aklen imkânsız bir iddiadır.Üçüncüsü: اِقْتَضَتْهُ الطَّب۪يعَةُ yani, "Tabîîdir, tabiat iktizâ edip îcâd ediyor. (Doğa kanunları icat ediyor)"Bu görüşe göre kâinatı yöneten gizli ve şuursuz bir “tabiat kuvveti” vardır ve her şeyi o yaratır. Yani doğa kanunlarına yaratıcı özelliği yükler. Mesela çekim kanunu kendi kendine eşyayı yönetiyor, hayat veren tabiatın kendisi gibi düşünülür. Halbuki kanunlar sadece işleyişi tarif ederler, bir kanunun yaratma gücü yoktur, ancak nasıl çalıştığını açıklayabilir.Bu üç görüş arasındaki farklar:Her üçü de yaratıcıyı kabul etmeyen batıl yollardır, ancak dayandıkları iddia farklıdır:Birincisi, yaratmayı sebeplere verir.İkincisi, sebepleri de yok sayar, her şeyin tesadüfen rastgele kendiliğinden oluştuğunu iddia eder.Üçüncüsü, tabiat kanunlarına yaratıcı güç atfeder.Hepsinin ortak yönü: İlmi, iradeyi ve sonsuz kudreti gerektiren mükemmel düzeni, şuursuz ve âciz şeylere dayandırmak zorunda kalmalarıdır. Bu nedenle aklen ve mantıken tutarsızdırlar.Bediüzzaman Said Nursi, Lemalar, Hayrat Neşriyat, Isparta 2013, s. 186.