22.950
Akrebiyet ve Kurbiyet Kavramlarının Tanımı
KurbiyetSözlükte “yakınlık” anlamına gelen kurb kelimesi, tasavvuf terimi olarak genellikle karşıtı olan bu'd (uzaklık) ile birlikte kullanılır. Yakınlık ve uzaklık zaman, mekân, mesafe, makam ve mensubiyet açısından düşünülebilir. Kur'an'da müşriklerin Mescid-i Harâm'a yaklaştırılmaması anlatılırken mekân,1 insanların hesap verecekleri günün yaklaşmakta olduğundan bahsedilirken zaman2 itibariyle yakınlık kastedilmiş, miras hukukundan söz eden âyetlerde geçen “yakınlar” ifadesiyle3 nesep yakınlığı anlatılmıştır. Ancak gerek Kur'an'da gerekse hadislerde kurb ve bu'd kelimeleri daha ziyade mânevî yakınlığı ve uzaklığı ifade etmektedir.4 AkrebiyetKelime olarak “en yakın, daha yakın” mânasına gelen akreb, vakıfta, vakıf (hayır kurumu) yapan kimseye nesep ve akrabalık bakımından en yakın kimse için kullanılır.5 Bediüzzaman Hazretleri bu konu hakkında şöyle der:Sahâbelerin kurbiyet-i İlâhiye noktasındaki makamlarına velâyet ayağıyla yetişilmez. Çünkü Cenâb-ı Hakk bize akrebdir ve her şeyden daha ziyâde yakındır. Biz ise ondan nihâyetsiz uzağız. Onun kurbiyetini kazanmak, iki sûretle olur. Birisi, akrebiyetin inkişâfıyladır ki, nübüvvetteki kurbiyet ona bakar. Ve nübüvvet verâseti ve sohbeti cihetiyle Sahâbeler o sırra mazhardırlar. İkinci sûret, bu'diyetimiz noktasında kat'-ı merâtib edip, bir derece kurbiyete müşerref olmaktır ki, ekser seyr-i sülûk-u velâyet ona göre, seyr-i enfüsîve seyr-i âfâkîbu sûretle cereyân ediyor. 6 Yani; Cenab-ı Hakk'ın yakınlığını kazanmak iki yolla olur. Birincisi akrabiyet yoludur; yani Allah'ın bizzat kula yakınlaşmasıdır. Peygamberlik makamındaki yakınlık ile Peygamberimizden (sav) aldıkları sohbet sayesinde sahâbenin Cenâb-ı Hakk'a yakınlığı bu yola örnektir. İkincisi kurbiyet ile yani kulun Cenab-ı Hakk'a yakınlaşması ile olacağını örnek olarak da bizlerin şahsi olarak yaptığı ibadetlerin ve tasavvuftaki velayet mertebelerinin yakınlığı bu yola örnektir. Yine bu konuyla ilgili Mektubat eserinde şöyle buyuruyor:Nübüvvet ve verâset-i nübüvvetteki velâyet, sırr-ı akrebiyetin inkişâfına bakar. Velâyet-i sâire ise, ekseri kurbiyet esası üzerine gider. Birçok merâtibde seyr-ü sülûke mecbûr olur.7 Peygamberimiz (sav) ile O'ndan aldıkları feyiz ve sohbet sayesinde sahâbenin velâyeti, “velâyet-i kübrâ”dır; bu da akrabiyete, yani Allah'ın kula doğrudan yakınlığına bakar. Diğer velîlik makamları ise kulun Allah'a yakınlaşması mânâsındaki kurbiyete dayanır. Bu sebeple o makama erişebilmek için uzun mânevî mesafeler kat etmek ve pek çok yoldan geçmek gerekir.Özetle; Kurbiyet ve Akrabiyet kelimelerinin her ikisi de “yakınlık” manasına gelir. Ancak kurbiyet, kulun Allah'a yakınlığı iken akrabiyet ise Allah'ın kula yakınlığıdır. Akrabiyete, tüm Peygamberler (sav) ve sahâbe efendilerimiz örnek gösterilebilir. Kurbiyete ise ibadetler ve tasavvuf yoluyla elde edilen yakınlık örnek verilebilir.KaynakçalarTevbe 9/28Enbiyâ 21/1Nisâ 4/7https://islamansiklopedisi.org.tr/kurbhttps://islamansiklopedisi.org.tr/akrebBediüzzaman Said Nursi, Sözler, Hayrat Neşriyat, 2016, s.166Bediüzzaman Said Nursi, Mektubat, Hayrat Neşriyat, 2016, s.40

