Soru

Kadir Gecesinde Yapılacak İbadetler

Kadir Gecesi'nde yapılacak dua ve ibadetler Nelerdir? Bu geceyi nasıl ihya etmeliyiz?

Tarih: 24.01.2024 13:20:45
Okunma: 825

Cevap

En kutsal ve faziletli gece Kadir gecesidir. Kadir gecesi, içerisinde Kadir gecesi bulunmayan bin aydan daha hayırlıdır. Kur'ân-ı Kerim de bu gecenin faziletini belirten müstakil bir sûre vardır. Bu surede yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor:

"Doğrusu biz Kur'ân'ı Kadir gecesinde indirmişizdir. Kadir gecesinin ne olduğunu sen bilir misin? Kadir gecesi bin aydan hayırlıdır. Melekler ve Cebrail o gecede Rablerinin izniyle her türlü iş için inerler. O gece, tanyerinin ağarmasına kadar bir esenliktir."[1]

Bu geceye Kadir gecesi denilmesi şeref ve kıymetinden dolayıdır. Çünkü:

a) Kur'ân-ı Kerim bu gecede inmeye başlamıştır.

b) Bu gecedeki ibadet, içerisinde Kadir gecesi bulunmayan bin ayda yapılan ibadetten daha faziletlidir.

c) Gelecek bir seneye kadar cereyan edecek olan her türlü hadiseler Allah Teâlâ'nın ezelî kaza ve takdiri ile ilgili meleklere bu gece bildirilir.[2]

d) Bu gecede yeryüzüne Cebrail ve çok sayıda melek iner.

e) Bu gece tanyerinin ağarmasına kadar esenliktir, her türlü kötülükten uzaktır. Yeryüzüne inen melekler uğradıkları her mü'mine selam verirler.

Kadir gecesinin hangi gece olduğu kesin olarak bilinmemekle beraber genellikle Ramazan'ın yirmi yedinci gecesinde olduğu tercih edilmiştir. Hz. Peygamber (s.a.s) bunun kesinlikle hangi gece olduğunu belirtmemiş, ancak; "Siz Kadir gecesini Ramazan'ın son on günü içerisindeki tek rakamlı gecelerde arayınız" buyurmuştur.[3]

Bununla beraber Bediüzzaman Hazretleri Kadir Gecesi'nin Ramazan'ın 27. gece olma ihtimalini şöylece ifade etmiştir;

“Yarın gece Leyle-i Kadir olmak ihtimali çok kuvvetli olmasından bir kısım müçtehidler o geceye Leyle-i Kadr'i tahsis etmişler. Hakikî olmasa da, madem ümmet o geceye o nazarla bakıyor, inşâallah hakikî hükmünde kabule mazhar olur.”[4]

KADİR GECESİNDE YAPILABİLECEK BAZI İBADETLER

Mü'minler bu geceyi gaflet içerisinde geçirmemeli, ibadet ve taatle değerlendirmelidir. Ebû Hüreyre (r.a)'ın rivâyet etmiş olduğu hadis-i şerifte Peygamber Efendimiz (s.a.s) şöyle buyurmuştur:

"Kim Kadir gecesini, faziletine inanarak ve alacağı sevabı Allah'tan bekleyerek ibadet ve taatla geçirirse geçmiş günahları bağışlanır".[5]

Bediüzzaman Hazretleri kadir gecesi ile alakalı şunları söylemektedir;

"Her bir hasenenin (iyiliğin-salih amelin) Leyle-i Kadir’de (Kadir Gecesinde) otuz bin olduğu gibi, Leyle-i Berâet’de (Berâat gecesinde) her bir amel-i sâlihin (salih amelin) ve her bir harf-i Kur’ânın sevabı yirmi bine çıkar. Sâir (diğer) vakitlerde on ise, şuhûr-u selâsede (üç aylarda) yüze ve bine çıkar. Ve bu kudsî leyâlî-i meşhûrede (mukaddes meşhur gecelerde) on binlere veya yirmi bine veya otuz bine çıkar. Bu geceler elli senelik bir ibâdet hükmüne geçebilir. Onun için elden geldiği kadar Kur’ân’la ve istiğfâr ve salavâtla meşgul olmak pek büyük bir kârdır.[6]

“Rivayat-ı sahiha ile "Leyle-i Kadr'i nısf-ı âhirde (son yarısında), hususan aşr-ı âhirde (son on günde) arayınız." ferman etmesiyle, bu gelecek geceler, seksen küsur sene bir ibadet ömrünü kazandıran Leyle-i Kadr'in gelecek gecelerde ihtimali pek kavî (kuvvetli) olmasından istifadeye çalışmak, böyle sevaplı yerlerde bir saadettir.[7]

Bu gece yapılan her bir ibadetin sevabı başka vakitlere nispeten bin aylık ibadetlerle çarpılmaktadır. Bu yüzden özellikle bu gecenin içerisinde bulunan akşam, yatsı ve sabah namazları da cemaatle kılınmalıdır. Nitekim Sevgili Peygamberimiz (s.a.v) cemaat ile kılınan namazın tek başına kılınan namazdan 27 derece daha faziletli olduğunu ifade ederek namazları cemaatle kılmaya bizleri teşvik etmiştir.

Bu gecelerde Kur'an okumak da çok sevaplıdır. Bu hususta Bediüzzaman Hazretleri şöyle demektedir;

“Kur'ân-ı Hakîm'in her bir harfinin bir sevabı var, bir hasenedir. Fazl-ı İlahîden (Allah'ın fazlından) o harflerin sevabı sünbüllenir, bazan on tane verir, bazan yetmiş, bazan yediyüz (Âyet-ül Kürsî harfleri gibi), bazan binbeşyüz (Sure-i İhlas'ın harfleri gibi), bazan onbin (Leyle-i Berat'ta okunan âyetler ve makbul vakitlere tesadüf edenler gibi) ve bazan otuz bin (meselâ haşhaş tohumunun kesreti (çokluğu) misillü, Leyle-i Kadir'de okunan âyetler gibi). Ve o gece bin aya mukabil (karşılık gelme) işaretiyle, bir harfinin o gecede otuzbin sevabı olur anlaşılır. İşte Kur'an-ı Hakîm, tezauf-u sevabıyla (sevapların katlanması) beraber elbette müvazeneye gelmez ve gelemiyor.”[8]

Ayrıca bu gecede üzerinde namaz borcu olanların nafile namazı kılmadan önce hiç değilse beş vakit kaza namazı kılmaları çok faziletlidir. Bunlar dışında Kur’ân-ı Kerim okumak, çokça tövbe ederek günahlardan bağışlanma dilemek, sadaka vermek, salavat getirmek, "Lâ ilâhe illallah","Estağfirullah", "Sübhânallah", "Elhamdülillah" gibi tesbihlerle Rabbimize niyaz etmek bizlere büyük ecirler kazandıracaktır.

Süfyan-ı Sevrî: "Kadir gecesi dua ve istiğfar etmek namazdan sevimlidir. Kur'ân okuyup sonra dua etmek daha güzeldir." demiştir.[9]

Hz. Aişe validemiz demiştir ki; Resûlüllah (s.a.s)'e:

"- Ey Allah'ın Resûlü! Kadir gecesine rastlarsam nasıl dua edeyim?" diye sordum. Resûlüllah (s.a.s):

"- Allahümme inneke afüvvün tühıbbü'l-afve fa'fu annî: Allah'ım sen çok affedicisin, affi seversin, beni affet." diye dua et, buyurdu.[10]

Bediüzzaman Hazretleri bu gecede yapılacak duaların makbuliyyet ihtimalinin çok güçlü olduğunu şu ifadelerle anlatmaktadır;

“Hem şuhur-u selâsede (üç aylarda), hususan leyali-i meşhurede (meşhur mübarek gecelerde;) ; hem ramazanda, hususan Leyle-i Kádir’de (Kadir Gecesinde) dua etmek kabule karin olması rahmet-i İlahiyeden (Allah'ın rahmetinden) kaviyyen (kuvvetle) me'muldür. (umulur)”[11]


[1] Kadir sûresi, 97/ 1-5

[2] Tecrîdi Sarih Tercemesi, c. VI, s. 312

[3] Buhârî, Leyletü'l-Kadir, 3; Müslim, Sıyam, 216

[4] Bediüzzaman Said Nursi, Şualar, Altınbaşak Neşriyat, Isparta 2016, s.541

[5] Buhârî, Kadir, 1

[6] Bediüzzaman Said Nursi, Şualar, Altınbaşak Neşriyat, Isparta 2016, s.538

[7] Bediüzzaman Said Nursi, Şualar, Altınbaşak Neşriyat, Isparta 2016, s.541

[8] Bediüzzaman Said Nursi, Sözler, Altınbaşak Neşriyat, Isparta 2016, s.137

[9] Tecrid-i Sarih Tercemesi, c.VI, s.313

[10] Tecrîd-i Sarih Tercemesi, c.VI, s.314

[11] Bediüzzaman Said Nursi, Mektubat, Altınbaşak Neşriyat, Isparta 2016, s.123


Yorum Yap

Yorumlar