"Garâibden olarak o şimendiferin iki tarafında pek câzibedâr çiçekler, lezîz meyveler görünüyordu. Ben de akılsız acemiler gibi, onlara bakıp elimi uzattım. O çiçekleri koparmak, o meyveleri almak için çalıştım. Fakat o çiçekler ve meyveler, dikenli mikenli, mülâkātında elime batıyor, kanatıyor. Şimendiferin gitmesiyle mufârakatinden elimi parçalıyorlar, bana pek pahalı düşüyorlardı."
Yukarda geçen akılsız acemi ne demektir?
Acemi: Bir şeyi gerektiği gibi beceremeyen, usta olmayan, mahâretsiz (kimse)
Cümle de geçen "akılsız acemi" tabiri kinayedir. Acemiye bir işte mahir olmadan veya bir işin hakikatini tam bilmeden işe girişmek manasını verdiğimizde; hızla giden şimendifer(tren) içinden elini uzatarak dışarıdaki meyveleri, çiçekleri koparmak isteyen kişinin hali nitelenmiştir. Çünkü, tren hızla giderken elini dışarıya uzatıp çiçekleri ve meyveleri almaya çalışmak; çiçek ve meyvelerin dallarındaki dikenlerin ve sivri parçaların ellere batması ve tren hızlı gittiği için de ellerin yırtılmasını netice verir. Bunu yapmaya çalışmak akıllı ve usta kişilerin işi değil; aklını iyi kullanamayan acemilerin işidir. Temsilde "Beş kuruş ver, sana o çiçek ve meyvelerden istediğin kadar vereceğim. Beş kuruş yerine elin parçalanmasıyla yüz kuruş zarar ediyorsun" cümlesi ile yaptıgı işin akılsız acemi iş oldugu vurgulanmaktadır.