4. Şua'da geçen, "Bütün güzelliklerin menbaı vücuttur ve bütün çirkinliklerin mâdeni ademdir" ifadesini nasıl anlayabiliriz?
Secde Suresi 7. âyette, Allah’ın her şeyi güzel yarattığı bildirilmektedir. O halde etrafımızda gördüğümüz çirkinliklere ne diyeceğiz?
28. Söz'de geçen, "Şu çirkin, ölü, camid ve çoğu kışır olan dünyada; hüsün ve cemal, yalnız göze güzel görünüp, ülfete mani olmazsa, yeter." cümlesini açıklayabilir misiniz?
"Hem zeval ve fenâya maruz bütün güzel mahlûkatın arkasında bir cemâl-i münezzeh ve hüsn-ü mukaddes ihsas eden bir nakış ve tahsin ve san’at ve tezyin ve ihsan ve tenvir-i daimîyi görür." cümlesini izah eder misiniz?
"Tefekkür, gafleti izale eder. Dikkat, teemmül; evham zulümatını dağıtıyor. Lâkin nefsinde, bâtınında, hususî ahvalinde tefekkür ettiğin zaman derinden derine tafsilat ile tedkikat yap. Fakat âfâkî, haricî, umumî ahvalâta teemmül ettiğin vakit sathî, icmalî düşün, tafsilata geçme. Çünki icmalde, fezlekede olan kıymet ve güzellik, tafsilatında yoktur. Hem de âfâkî tefekkür, dipsiz denize benziyor, ...
Notalardaki, "O lâtife, bir saç kadar bir sıkleti, yani, gaflet ve dalâletten gelen küçük bir hâlete dayanamıyor. Hattâ bazan söner ve ölür..." cümlesinde bahsi geçen "latifelerin ölmesi" şu manaya da gelir mi? Anne karnında gelişimini tamamlayamayan çocuğun özürlü doğması gibi bu latifelerin ölmesiyle kişi ahiret hayatında bir nevi özürlü olur. Yani o latifeleri eksik olarak haşrolur ve cennettek...
Şeytan bir tane midir? Yoksa birden daha fazla mıdır? Eğer birçok ise Cenabı Hak “güzellikler benden kötülükler nefsinizden” diyor. O halde şeytan gibi kötü olan şeyi niçin yaratıyor?
Çarşafın hükmüne dair yazınızı okudum. Şeytanın verdiği bir vesveseye binaen izah isteyeceğim:
1- Bahsettiğiniz tesettür şekli "Allah size kolaylık ister ve size zorluk istemez." (Bakara/185)
"O sizi seçmiş ve dinde üzerinize hiçbir zorluk kılmamıştır." (Hacc/78) gibi ayetlere ve “Dininizin en hayırlısı en kolay olanıdır.” “Ben size kolay bir din ile gönderildim.” gibi hadislere zahiren zıt gö...
İslam alimlerince verilen nimetlerin Allah yolunda kullanılması da, dil ile o nimete şükredilmesi de şükür kapsamına alınmıştır. Peki güzellik nimetini düşünürsek bu nimete dille çok şükreden, fakat Allah yolunda kullanmayan (yani tesettürünü yapmayan) kişi için şükür vazifesini yerine getirmiyor denilebilir mi?
Acz elini nefisten çekse, doğrudan doğruya Kadîr-i Zülcelâl’e verir. Halbuki en keskin tarîk olan aşk, nefsinden elini çeker, fakat ma‘şûk-u mecâzîye yapışır. Onun zevâlini bulduktan sonra Mahbûb-u Hakîkî’ye gider.
Yukardaki yeri izah eder misiniz?